Son zamanlarda üzerinde çok tartışılan, paneller yapılan Genel Sağlık Sigortası konusunda acaba şu anda gelinen nokta nedir?
Hükümet tarafından Genel Sağlık Sigortası’nın ülkemiz için çok önemli reform olacağı ileri sürülüyor. Oysa bu konuda çözülmesi gereken sorunlar olduğu gibi duruyor.
Genel Sağlık Sigortası ve sağlıkta dönüşüm, uzun yıllardır gündemde olmasına rağmen AKP Hükümeti sanki sosyal devrim yapıyormuş gibi bize yutturmaya çalışıyor.
Oysa GSS, İMF ve Dünya Bankasının bizim gibi ülkelerde uygulamaya çalıştığı, bir bedene biçilen aynı elbiseyi değişik bedenlere giydirme politikasından başka bir şey değildir.
IMF denetimli borçla sürdürülen sözde piyasa ekonomisi, sağlıklı yaşam ve sosyal güvence gibi temel hakları hak olmaktan çıkartıp, birer ekonomik meta haline getirmiştir.
Sağlıklı yaşamak vatandaşlık hakkıdır. Genel sağlık sigortası nitelikli sağlık hizmetini herkese eşit şekilde verebilmelidir.
G.S.S.’nin finansmanı çalışanlardan alınan primlerle karşılanması düşünülüyor. Yoksul olduğunu kanıtlayanların primlerini ise devletin vermesi öngörülüyor. Yani yoksul değilseniz ve prim ödemiyorsanız sağlık hizmeti alamayacaksınız. O zaman vatandaşlık hakkınız elinizden alınmış olmuyor mu?
***
Sağlık hizmetleri özelleştirilerek, temel teminat paketi ile sınırlandırılıyor. Daha fazlası için ek sigorta yapılması gerekiyor. Örneğin S.S.K.’lısınız, vizite kâğıdını alıp özel hastaneye gidebiliyor ama aradaki farkı cebinizden ödüyorsunuz. Yani paranız kadar yaşıyorsunuz. Anlaşma yapılan özel sağlık kuruluşları ticarethane, hastalar ise müşteri oluyor.
Üstelik bu zihniyet devlete ait sağlık kurumlarında da oluşturulmaya çalışılıyor.
G.S.S.’den gerçekten tüm vatandaşların eşit olarak faydalanması isteniyorsa, finansmanın primlerden değil devletin genel bütçesinden karşılanması gerekiyor. Kaldı ki Sağlık Bakanlığı bile genel bütçeden yüzde üçten fazla pay alamıyor.
Genel sağlık sigortası modeli ekonomisi çok güçlü olan, gelir dağılımının düzenli olduğu ülkelerde bile güçlükle yürütülmektedir.
Altyapısı hazırlanmadan, hastanelerin fiziki yapısı iyileştirilmeden, sağlık çalışanlarının eğitimi ile ilgili gerekli iyileştirilmeler yapılmadan vs. bu modeli işletmek mümkün değildir.
Sınırlı kaynaklarla, sınırsız sağlık ihtiyaçlarını eşit ve adaletli dağıtamazsınız…
Bir ülkenin sağlık gelişmişliği özel sağlık kurumlarının, ameliyat veya hasta sayısının artması ile ölçülemez. Koruyucu ve önlenebilir sağlık hizmetleri ile ölçülür. Hastalanma oranını düşürerek sağlıklı ve kaliteli bir yaşam oluşturmak için planlamalar ve yatırımlar yapılmalıdır.
Sonuç olarak GSS ülkemizde bu haliyle uygulanması mümkün olmayacak bir yasadır. Sosyal Güvenlik kurumlarının açıklarını halkın sırtından kapatmaya çalışan AKP, bu kararları alırken meclisteki sayısal çoğunluk gücünü kullanmıştır. Ancak Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet SEZER’ in ve CHP milletvekilleri Haluk KOÇ, Kemal KILIÇDAROĞLU ve 118 milletvekilinin açtığı iptal davası sonucu birçok temel hükmü iptal edilmiştir.
Bu iptal Genel Sağlık Sigortasının ÇÖKÜŞÜ anlamına gelmektedir.
AKP hükümetinin her zaman yaptığı gibi meslek kuruluşlarını, üniversiteleri, Sivil Toplum Örgütlerini yok sayarak aldığı kararlar, yanlış hesap Bağdat’tan döner misali Anayasa mahkemesinden yine dönmüştür…
*İlk hatalar onu yapanların, ikinci hatalar onlara izin verenlerindir.