Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Ali kıran baş kesen...

Yerel seçimlere çok az bir zaman kaldı.
Hemen hemen bütün partilerin büyükşehir ve ilçe başkan adayları belirlendi.
Adaylar arasında tatlı bir rekabet beklerken ülke olarak geçtiğimiz hafta şok olduk.
Bugüne kadar yaşanmış onca olumsuzluklara rağmen, hayatımızda hiç görmediğimiz, söyleseler inanmayacağımız, hatta utanç duyacağımız olaylara tanık olduk ve gerisi çorap söküğü gibi geliyor.
Bu olumsuzluklar, sadece ülkemde değil, gerek kentimde, gerekse yaşadığım muhitte, almış başını gidiyor.

***   
Bakıyorum yurdum insanına, birilerinin eline yetki verildiğinde,
“Ali kıran baş kesen olmuş”
Hatta ileriye gidip, egosantirik durumlara girmiş...
Örnek mi istiyorsunuz?
En basitinden , adam apartman yöneticisi olmuş, apartman görevlisine talimat veriyor:
“Bundan kelli, şu, şu insanlara servis yapmayacaksın”
Ya da bir mevkide müdür olmuş “Şu adamın işini, öncelikli halledeceksin, diğerleri beklesin”...
Adam bankaların en kıdemlisi olmuş, “Paraları istediğim yerde muhafaza ederim, ister banka da isterse ayakkabı kutusun da, size ne?”
 Ben ne dersem o olur” ya da ülke yönetiminin başına gelmiş, “Ben filancayım, filancanın oğluyum” demiş...
Mantıklı baktığında, çok anlamsız gibi görünse de muhatapların algısı ve davranışı çok önemli...
Hangi kültürde olursa olsun, genellikle de tavır “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!”  tavrı ne yazık ki...
***
Bana göre, bu tür egosantirik davranışların sebeplerden biri küreselleşen dünyamızda, bilişim çağını yakalama becerisine erişememekse, bir diğeri ve aslında daha önemlisi ise kendini ve insanı sevmemektir.
Kabul edelim ki hepimiz benciliz.
Çoğumuz, “Biz” demek yerine,  “önce benim düşüncelerim dinlensin”, “önce benim duygularım tatmin edilsin”, “benim dediğim en doğrudur”, “ben en iyisini bilirim”...
“Ben, ben ben...” deriz.
Hele ki bu zihniyetteki insalar, etraflarında birkaç şakşakçı buldu mu, .
“BEN PADİŞAHIM, BEN KAİNATIM” mertebesine ulaşmıştır artık...

Oysa mevkiler gelip geçici, insanlar üzerinde bırakılan etki yani kendilerini nasıl hissettikleri ,kalıcıdır.
Yerel seçimlere çok az bir zaman kaldı.
Ona göre!

  

  



Adaylara önerim ve dileğim…

“İşletme Körlüğü” diye bir tabir duydunuz mu?
Belki duydunuz,  belki de konunun uzmanı olarak, ” Bu nasıl bir soru?” diyorsunuz,  kim bilir?
Ancak duymayanlar için işletme körlüğü, uzmanların deyimi ile kısaca “İşletmelerde zaman içinde çıkan sorunların çalışanlar tarafından görülmemesi ya da kabullenilir hale gelmesi durumudur” diyebilirim.
Yani herhangi bir işletmede çalışan, gerek personel, gerekse yöneticiler, işletmede süreç içinde ortaya çıkan sorunları, hataları, düzensizlikleri göremez hale geliyor. Öyle ki gelecekteki olası fırsatlar kaçırılabiliyor ya da riskler göz ardı edilip ciddi kayıplar yaşanabiliyor.
***
Bilgi ötesi toplumu yaşadığımız bu dönemde, değişim ve gelişimin ne kadar hızlı olduğunu bilen şirketler, işletme körlüğü ile başa çıkabilmek için, çalışanlarının bu konuda eğitim almalarını sağlıyor.
 İşletme körlüğü ile ilgili detaylar, çareler, örgütsel değişim, SWOT Analizi vs. benim uzmanlık alanım değil.
Ancak ben işletme körlüğünün sadece şirketlerde ya da kamu da değil hayatın her alanında olduğunu düşünüyorum, özellikle de siyasette…
Neden mi?
Her duyarlı yurttaş gibi ben de, hangi yöntemle olursa olsun (seçim ya da atama)  bir kurumun ya da örgütün başına yönetici olarak gelen kişi ya da kişilerin etrafının hemen belli kişiler tarafından çevrildiğini biliyorum çünkü…   
Bu yöneticilerin bir kısmı,  abartılı, süslü, ağdalı sözlerle pohpohlanmaya başlandığında;
Yaptığı hatalar, yanlışlar konusunda uyarılmak yerine   “Padişahım çok yaşa!” tarzında bol bol yıkama yağlama yapıldığında;
Yani bu tür tezahüratlar ile zihinsel ve düşünsel engellemelere maruz kaldıklarında genellikle egoları tavan yapıyor. Haklı olarak kendilerini padişah sanmaya başlıyorlar.  
Astığı astık, kestiği kestik oluyor artık!
Bu saatten sonra, yanlış yaptığı konusunda küçük bir ima da bulunanlara, küfür etmek, tekme tokat girişmek de yetmiyor;
“Tez boynu vurula! “ durumu vuku buluyor…
***
Yerel seçimlere çok az bir süre kaldı.  
Her geçen gün, ülkemiz de ve kentimiz de siyasi partilerin aday adaylarının, gerek atama gerekse önseçim yöntemi ile adaylıkları açıklanıyor.
Adaylara önerim ve dileğim şu ki;  yerel yönetimlerde ki görevlerine seçildikten sonra;  

 Dışarıdan bakan bir gözün, ne kadar önemli olduğunun bilincinde olup, hiçbir zaman işletme körlüğü yaşamasınlar…