Ülkemiz sıkıntılı günlerden geçiyor,
Zor bir dönemeçten geçiyor derken;
Tam bir kaosun içinde bulduk kendimizi…
***
İletişim çağının hızla gelişmesi, bilgisayarlar ve cep
telefonları ile artık istenen her yerde, her koşulda internet erişiminin
sağlanabilmesi sayesinde, dünyadaki tüm bilgi çok kısa sürede elimizin altında
artık.
Zaman zaman bilgi dezenformasyonu olsa da, anında istediğimiz
bilgi ve habere ulaşabiliyoruz.
Hatta sosyal medyanın da etkisi ile dünyanın en ücra köşesindeki
insanlarla iletişim kurmak sıradan bir durum halini aldı.
30-40 yıl kadar önce, manyetolu telefonlarla iletişim
kurmaya çalışan 40 yaş üstü insanlar olarak, bu hız başımızı döndürse de, çoğumuz
adapte olduk.
Bir de bizi yönetenler adapte olabilselerdi!
Hiç unutmuyorum, birkaç yıl önce Bakanlarımızdan biri
sorulan bir soruyu yanıtlarken “Türkiye e-devlet olma yolunda ilerliyor yani
ekonomik devlet ” demişti.
E-devlette ki “e”
nin manasının “elektronik” değil “ekonomik” demek olduğunu sanıyordu anlaşılan…
Güler misin, ağlar mısın?
***
Malumunuz son günlerin en çarpıcı gündemi, Başbakan ile
oğlunun tapeleri.
Yani montaj olduğu iddia edilen telefon konuşmalarının
bant kayıtları…
Herkesi şoke eden konuşmaların, önce dublaj sonra da
montaj olduğu söylendi. Sanırım dublajla, montajın anlamı karıştırıldı. Tıpkı
e- devletin anlamının karıştırıldığı gibi.
İddiaların gerçek olup olmadığını çözümleyecek
mekanizmaların devreye girip, bizleri bilgilendirmesini beklerken;
Bilim ve Teknoloji Bakanı çıktı “Ben o ses kasetlerini ilk dinlediğimde montaj olduğunu hissettim. Başbakanlık
Tübitak’tan teknik inceleme isterse yaparız ama
teknik
incelemeyi gerektirmeyecek kadar açık bir montaj”
diyerek hepimizi şaşırttı.
Böylece ülkemiz de bilim ve teknolojinin nereye doğru gittiğini
de üzülerek öğrenmiş olduk (İlgili kurumlarda çalışan bilim insanlarını ve
emekçileri tenzih ederim).
Kasetlerin montaj olup olmadığını anlamak için okul
okuyup, eğitim almaya, teknik ekipman falan kullanmaya gerek yokmuş meğerse, hissetmek
yeterliymiş!
Biz bakanın “montaj” lafına bu açıdan baktık, kızdık, küçümsedik.
Belki de bakan, iddia edilen kasetlerde ki konuşmalar,
günün değişik saatlerinde yapıldığı için “montaj” diyerek ironi yapmıştı.
Ancak devletin en üst düzey yöneticilerinin, çok gizli görüşmelerde
kullanılması için verilen kriptolu telefonların dinlenildiğini yani
devletimizin bütün sırlarının üçüncü şahıslar tarafından bilinmesi o kadar da
ironik olmasa gerek!