Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Ne yazık ki

4 Şubat “Dünya Kanser Günü” idi.
Herkesin korkulu rüyası, çağın vebası, kanserin günü!

***
Gün ilan edilir de anma etkinliği yapılmaz mı?
Elbette yapıldı.
Dünya sağlık örgütünün verileri, çeşitli istatistikler, haberler paylaşıldı.
Röportajlar, konserler yapıldı.
Tüm bu etkinlikler, “kanser” hakkında farkındalık yaratmak, insanları bilgilendirmek içindi.
Emeği geçenlere teşekkürler…

***
Tarım toplumundan sanayi toplumuna,
Sanayi toplumundan bilgi toplumuna,
Bilgi toplumundan, bilgi ötesi topluma geçmek, pek kolay olmadı.
2 bin yıl kadar önce insanlar, güneşin ve yıldızların dünyanın etrafında döndüğüne inanırken,
Şu anda bilgi ötesi çağı yaşıyoruz. 
Binlerce yıllık bilgi birikimini, 70-80 li yıllarda olduğu gibi fasikül fasikül biriktirdiğimiz ansiklopedilerden değil;
İnternetten, sosyal medyadan öğreniyoruz.
Hem de birkaç saniye içinde… 

***
Mesela teknoloji sayesinde;
Her yıl, dünyada 13 milyon kişinin kansere yakalandığını ve 8 milyon kişinin hayatını kaybettiğini öğreniyoruz.
2030 yılına gelindiğinde, kanserli hastası sayısının, 75 milyona ulaşacağının öngörüldüğünü de...
Bilgi açısından eskisinden çok daha şanslıyız, çok daha hızlı ulaşabiliyoruz.
Her sabah onlarca televizyon kanalın da, sağlığımızı nasıl korumamız gerektiği ile ilgili programlar yapılıyor.
Uzman doktorlar, kanserden korunma yollarını, tedavilerini, detayları ile uzun uzun anlatıyor.
“Kansere yakalanmamak, kanserden korunmak için neler yapmalıyız?”
“Kanserden değil, geç kalmaktan korkmamız” konusunda telkinlerde bulunuyorlar. 
Kimimiz, uzmanları sadece dinlemekle kalmayıp, söylediklerini, harfiyen uyguluyoruz.
Kimimiz de “Aman canım, bana bir şey olmaz “deyip, fosur fosur sigara içip, kötü beslenmeye, strese girmeye devam ediyoruz.
Siz hangisisiniz? Bilmiyorum.

Bildiğim tek bir şey var: Ne kadar pimpirikli davransak ta,
Doktorların, sağlıklı kalmak için söylediği yapılması gereken şartları yerine getirsek te;
Yani sağlıklı beslenmeye gayret edip, spor yapsak, stresten uzak durmaya çalışsak bile;
Ne yazık ki, yediğimiz besinler, içtiğimiz su, soluduğumuz hava eskisi gibi doğal değil!
Teknoloji ilerledikçe, kirlendi ve bir an önce önlem alınmazsa, kirlenmeye de devam edecek.
Dolayısı ile bilinçli olmalı, havamıza, suyumuza, toprağımıza, daha fazla kirlenmemesi için sahip çıkmalıyız.