Konuğumuz; Banu Kayalıer
Gurbette
başaran kadınlarımız
Bu sayfada, ayda bir, yurt dışında yaşayan, başarmış
kadınlarımızla yaptığımız söyleşileri paylaşıyoruz, siz değerli
okurlarımızla...
Kimi, ailesinin
yıllar önce daha iyi ekonomik şartlar için gittiği ülkede okuyup, iş sahibi
olmuş, o nedenle kalmış gurbet ellerde, kimi eş durumundan… Kimi üniversite ya
da yüksek lisan için gitmiş, kimi daha iyi yaşam koşullarına sahip olmak için.
Belki bazıları, sırf macera olsun diye… Geri dönmemiş, bir yaşam kurmuşlar
kendilerine ama anayurtları ile de bağlantıyı kesmemişler. Kadınlarımızın
anayurdundan binlerce kilometre uzakta, kendi ayaklarının üzerinde nasıl
durduklarını, neler yaşadıklarını öğreniyoruz.
Bu ay ki konuğumuz;
Üniversite yıllarında
staj yapmak için Amerika’ya gitmiş ve orada başarılı bir hayat kurduğu halde,
tekrar ülkemize geri dönmüş, kıpır kıpır, yerinde duramayan spor eğitmeni ve Personal
Trainer (Kişisel Eğitmen) Banu Kayalıer…
Neden Amerika’ya
gitmiş, neden geri dönmüş? Fit bir vücuda sahip olmak için, neler yapmalı.
Enine boyuna konuştuk.
ü Sevgili Banu, bize kendinizi tanıtır mısın?
Ankara doğumluyum ama 5 yaşında
Antalya'ya yerleştik. İlk-orta lise Hepsini Antalya kolejinde okudum.
Antalya'da büyüdüm, Ankara'yı fazla
tanımam. Tamamen Antalyalı hissediyorum kendimi.
Turizm ve Otelcilik Okulu’nu
bitirdikten sonra, stajım için Atlanta'da bir Resort Hotele girdim ama stajımın
sonuna doğru spor aşkım (geçmişte Ankara'da spor hocalığı yaptığım için) rahat
bırakmadı beni ve otel çalışanlarına fitness dersi vermeye başladım. Daha sonra
ardarda iki doğumum oldu ve küçük kızım 1,5 yaşına gelene kadar fitness
sahnesinden uzak kaldım. 2004 yılında ilk sertifika eğitimimi aldım. Onu
diğerleri izledi... Haftada her günümü salonun isteğiyle doldurmaya başladım.
Önce derste, aksanımdan anlamazlar diye çekindim. Fakat işimi severek
yaptığımdan, derslerim zevkli geçtiğinden, tüm üyelerimle birebir
ilgilendiğimden olacak ki iki sene üst üste yılın hocası seçildim. Üyelerimle
üyelikten ziyade arkadaşça ilişkilerim oldu. Vedam çok zor oldu Amerika'ya... Bol
ağlamalı, onların deyimiyle "kleenex'li" bir veda günü düzenledi
çalıştığım spor salonu…
Ve yaklaşık 13 senelik bir Amerika yaşantım, 10 senelik yurtdışı fitness
eğitmenliği tecrübemle Türkiye'ye yerleştim. Buraya yerleşmeden önce
endişelerim vardı. Oradaki üyelerim kadar buradakiler de beni sevecek mi
diye... Bir sene geçirdikten sonra anladım ki endişem yersiz. Şu an 4 salonda
grup fitness dersi veriyorum ve her grubumu ayrı ayrı çok seviyorum. Onların da
beni sevdiğini görmek daha çok motive ediyor beni. Hep onların istekleri
doğrultusunda şarkı koymaya çalışıyorum. Koreografileri kendim çıkardığım için
onlar hangi şarkıyı isterse getirip dersimin zirve şarkısı yapıyorum. Derslerim
kardiyo yoğunluklu, o yüzden kısa zamanda sonuç da alıyoruz ve biz bundan çok
memnunuz.
ü Neden Amerika?
Staj orada
çekici geldi. Sonra kızlar olunca kalalım dedik. Orada doğdular büyüdüler.
Türkiye'ye de çok güzel adapte oldular.
Anadilleri İngilizceydi
orada okula başladıkları için ama biz onlarla hep Türkçe konuştuk. O yüzden
buraya yerleşince zorluk çekmediler. Buraya yerleştik 13 seneden sonra çünkü
orada büyümelerinden çok daha iyi burada bizim kültürümüzle büyümeleri diye
düşündüm. Eşimin muhalefetine rağmen geldik. Orada belli bir sistemin içinde
büyüyor, teyze hala amca dayı komşu gibi faktörleri göz ardı ediyor insan,
otomatik olarak. Sadece telefonla olmuyor işte... O yüzden burada yaşamayı
seçmekle ne kadar iyi bir karar aldığımı anladım hem biz hem çocuklar için.
Tabii oradaki üyelerimi ve arkadaşlarımı çok özlüyorum. Ama çok mutluyum bu kararı
verip Türkiye'ye döndüğümüze…
ü Spor hocalığım beni bırakmadı dedin. Spor eğitimini öğrenciyken mi
almıştın? Sertifika vs. var mıydı?
Hayır, bir yaz
kursu programıyla aldım sertifikamı Ankara'da. Karizma jimnastikte, free style,
step dersi verdim ama Amerika'da sistemli les mills, bts ve zumba eğitimleriyle,
sertifikalanıp derslerimi verdim.
Ancak hep
şunu söylerim, isterseniz sertifikanızı en güzel okuldan alın, en janjanlı sertifikanız
olsun, gene de en son sözü hep üye söyler. Çünkü eğitim tek başına yeterli
değil. Derse girip orta yaş üstü kadınların çoğunlukta olduğunu görüp, bir
Fatih Ürek'ten oryantal koymayı veya tamamen öğrenci grubu ile salon doluysa
nickelback veya pitbull koymayı düşünmek hocanın içinden gelecek. Hoca kendi
koreografisini kendisi yapacak. Başkalarından aldıkça ilerde tıkanır, bu da
üyeyi sıkar.
En son sözü
hep üye söyler, ya dersleriniz tıklım tıklım doludur, ya da insanları salonda
zorla toplarsınız.
ü Her kadının hayali, incecik olmak ya da en azından fit görünmektir.
Bildiğim kadarıyla Amerikalı kadın ve erkekler genelde çok kilolular, tabir-i
caizse ‘x-large’ lar... Bunun beslenme alışkanlığı yani fast food tabir edilen tarzda beslenmeyle
ilgili olduğunu düşünüyorum. Amerika’ da ki yiyecek ve içeceklerin boyutlarının
da x-large olmasının da…
Bu konuda ne diyorsun?
Kesinlikle
içtikleri içecekler büyük bir faktördür. Ben Georgia'da yaşadım bu sistemin en
cok olduğu eyaletlerden birisi. Herkesin arabasında x-large sweet tea vardır ve
değişmez o, orada sabit durur. Benim kendi düşüncem, insanların kilo
problemiyle karsılaşmalarının ilk nedeni Çin yemekleri yapan lokantaların 4.99$
gibi fiyatlarla açık büfe yapmaları, kızarmış Çin pilavında sanırım 4000 kalori
kadar mevcut. İkinci faktör çok kızarmış ve hazır gıda tüketiliyor, processed
food çok tüketiliyor, işlenmis gıda yani… Üçüncü faktör drive thru faktörü...
Arabadan inmeden hallediyorlar çoğu alışverislerini gün içinde. Bu arabadan
inememeleri topladığınız zaman ciddi bir hareketsizlik ortaya çıkıyor.Dördüncü
faktör çok fazla sıvı gıda tüketmeleri. Şekerli veya şekersiz önemli değil,
önemli olan midelerini büyütmeleri.
Ama Amerika'da bir spor salonuna
gelen, sağlıklı beslenen bunu yaşam felsefesi yapmış çok bilinçli bir grup da
var. Özellikle orta yaş ve üstü.
ü Çok sıvı tüketmek mideyi büyütüyor dedin. Diyetisyenler günde 2 litre su
içmemiz gerektiğini söylüyor. Çay, bitki çayı, kahve, soda, ayran vb gibi günlük
sıvı tüketimi de buna eklenince durum vahim gibi gözüküyor. Günlük ne kadar
sıvı tüketmeli? Çok sıvı tüketip az yense yine kilo alınır mı?
Yok, onlar
su içmiyor yani suyu bile içine toz tatlandırıcı kullanarak içen var. Kana kana
su içemeyen insanlar var çünkü küçüklüklerinden beri asitli içeceklere
alışmışlar. Normal su tabii çok faydalı ben de çok içerim. Derslerimde çok sıvı
kaybediyorum çünkü çok yoğun kardio derslerim var.
Aslında ben
diyetisyenler kadar önerilerde bulunamam, bulunsam kendime bir faydam olurdu.
Her sabah, öğlen akşam yemekleri sonrası nutella kaşıklarım mesela. Çantamda
nutella taşırım, ekmeksiz doyamam, meyve sebze yemediğim günlerde olur.
Biliyorum çok düzensiz besleniyorum. Yapmamam lazım yapılması gereken düzenli
beslenmedir. En önemlisi mevsiminde sebze meyve yemek, öğün atlamamak su içmek
ve spor yapmak.
ü Bildiğim kadarıyla kilo almamak ya da fit gözükmek için yediğinden
fazlasını yakacak kadar hareketli olmak gerekiyor. Gerçi bazı bünyeler hızlı, bazıları
yavaş çalışıyor. Mesela hipertiroidi ya da hipotiroidisi olanlar da olduğu gibi.
Spora başlamadan önce, hormon testi de istiyor musunuz?
Ben istemiyorum
çünkü salonlarda bağımsız çalıştığım için her spor salonunun kendi sistemi var.
Ben aynı zamanda serbest personel trainer'ım . Personel traininglerimde de aile
geçmişi kalp sağlığı ile ilgili bir kaç soru soruyorum ilk derste o kadar ve
kişinin ihtiyacına göre bireysel spor yaptırıyorum nerede problemi varsa.
Evet tiroid
önemli bir sorun mutlaka doktor kontrolünde izlenmesi gerekir.
ü Zayıflamak isteyen kadınlara neler önerirsin? İstikrar şartta, diğer tavsiyelerin
neler?
Zayıflamak
isteyen kadınlar önce sabırlı olacak. Tek şey öneririm mucize beklemeyecek. Hiç
bir metabolizma 14 günden evvel tepki vermez. Bir hafta diyet spor yapıp hiç
bir sonuç göremeyip vazgeçerse işte bu olmaz. Ayda 2 veya 3 kilo vermek en
sağlıklısı. Kesinlikle ek toz, hap, sıvı, gibi kimyasalları denemesinler
sağlıklı beslenmek ve düzenli sporla elde edilemeyecek sonuç yoktur.
ü Peki, zayıfladıktan sora ya da forma girdikten sonra diyelim, nelere dikkat
etmek gerek genelde yasam tarzı ve alışkanlık olmadığı için en önce spor
bırakılıyor.
Evet,
aslında işte yapılmaması gereken bu sporu zayıflamak için değil, bir yaşam
biçimi olarak görmek lazım. Zayıflatmaktan ötesini yapıyor çünkü kardio da
damarlar genişliyor kalp sağlığı için haftada 3 gün kardio şart. Ağırlık
egzersizleri de ilerde kemik erimesini bile yavaşlatıyor. Kesinlikle sporun
bırakılmaması lazım…
Hem
sosyalleşmek için de çok faydalı. Benim tüm üyelerim yeni dostlukların tadını
çıkarıyor.
ü Türk kadınları ile Amerikalı kadınları kıyaslamak gerekirse; uyum, çalışma
azmi, süreklilik vb. konusunda, ne dersin?
Benim
yaşadığım Georgia eyaleti güney eyaleti olduğu için orada insanlar nasıl desem
kendilerine daha az dikkat ediyorlar. New York gibi kozmopolit şehirlerde
işkadınları gayet şık vücuduna ve giyimine özen gösterirken, benim geldiğim
eyalette Şubat ayında gri eşofman altı, üstüne çamaşır suyuyla lekelenmiş siyah
bir atlet, parmak arası terlikli ve kendisine sağlık sorunları yaşatacak
derecede kilolu yüzlerce kadın görebilirsiniz. Çalışma azmi de sektörel olarak
farklılıklar gösteriyor tabii. Bizim sektörde grup fitness hocalarımız hep
kadındır, Amerika'da. Burada ben yeni yeni alışıyorum erkek hocaya. Orda
kadınlar iş hayatında azimli, duyarlılar da...
Burada daha
o kadar uzun kalmadığım için bilmiyorum ama aynı sanırım.
ü Spor için zamanı olmayanlara ne önerirsin yani evde egzersiz yapmak için
basit önerilerin var mı? Mutlaka spor salonuna mı gitmek gerekir?
Tabii ki
evde de yapılabilir. Bir kere kardiyo şart. Gün boyunca işyerlerinde,
apartmanlarında, mutlaka merdiveni kullansınlar. Kalkarak yapabilecekleri bir
işi oturarak yapmayı tercih etmesinler. Basit hareketler olarak da bellerini
incitmeden bacak kalça basen hareketleri yapabilirler.
Karın ve bacak için benim favori
hareketim yere yatıp bir bacağı kaldırıp 8 rakamını çizmektir. 50 defa
yaptıktan sonra diğer bacağa geçip aynı hareketi yapabilirler. Bu hem bacak
kaslarını, hem kalçayı hem de aktif olacağı için karın kas grubunun alt
tarafını çalıştırır.
ü Kardiyo yapmak için yaş sınırı var mı? Belli bir yaştan sonra sadece
yürümek yeterli mi?
Belli bir
yaştan sonra sadece yürümek yeter tabi ama vücut, spora alışıksa devam
ettirmelerinde fayda var. En iyisi kolları da hareket ettirerek hızlı tempoda
yürümek... Benim tavsiyem bir alışveriş merkezine gidip yürümeleri hem sıcak
soğuk derdi olmaz hava bunaltmaz. Hem de risksiz, düz yol girinti çıkıntı yok. Özelikle
ileri yaşlardakiler ayak burkulmaları veya dize fazla yüklenmeden kaçınmalı, o
yüzden en iyi yer AVM'ler.
ü Üyelerin en çok hangi soruları soruyor?
Aslında son
yıllarda protein tozlarıyla ilgili sorular çok geliyor. Kullanmadığım ve
proteinimi bizzat kebabın kendisinden aldığım için tozlar hakkında bir şey
bilmiyorum. Zaten hepsine de karşıyım. Üyeler tabii öğrenmek ve en iyi sonuca
daha çabuk ulaşmak için bize her ders çıkışı girişi sorular yöneltir. Biz zaten
onun için ordayız. Ben her gün en az yarım saat erken giderim, onlarla konuşmak
için. Tüm soruları da cevaplamaya çalışırım ama beni benden alan öyle bir soru
var ki, o da 'hocam step bacak kası yapar mı' sorusudur ki yerini hiç bir şey
tutamaz. Hiç bir kardio sporu bacak kası yapmaz. Gerçi bacak kasından ne
anlaşılıyor o da ayrı. Mesela fotoğraflarda gördüğümüz erkek body'cilerin
kasları gibi tabii olmaz. Olsa günde 3 ders veriyoruz, bizde olurdu.
ü Sevgili Banu, verdiğin bilgiler için çok teşekkür ederim.
Ben teşekkür
ederim. Bu konuda başka soru sormak isteyen olursa,
adresinden
bana ulaşabilirler.