5 Aralık’ı ‘‘Türk Kadınının seçme ve seçilme hakkını kazandığı gün’’ olarak her yıl olduğu gibi yine yurdumuzun dört bir yanında kutladık...
Klişeleşmiş sözlerle törenler, paneller, tartışmalar, televizyon programları yapıldı.
Atatürk’e kadınlara verdiği haklardan dolayı teşekkürler edildi; minnet duyguları sunuldu.
Dünyada ki diğer ülkelere göre kadının karar alma mekanizmalarında ki sıralamaları sayıldı.
Dünya da birçok ülkeden önce bu hakkı elde ettiğimizle övünüldü.
Kadınlarımızın çilekeşliği, özverisi, kurtuluş savaşında ki kahramanlıkları anlatıldı.
‘‘Kadınlar başımızın tacı’’, ‘‘Cennet analarımızın ayakları altında’’Vs. vs dendi.
Aynı konuşmalar; ‘‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’’ nde konuşulmak üzere raflara kaldırıldı.
Günü geldiğinde ısıtıp tekrar konuşacağız...
Haksızlık etmeyeyim. Kadına karşı şiddet, töre cinayetleri, berdellerle ilgili çalışan çok önemli sivil toplum örgütleri de var; Kadınları bilinçlendirmeye, eğitmeye çalışan...
Ancak bu gönüllü çalışmalar yeterli oluyor mu? Bu çalışmalar STK’ların mı, devletin mi görevi olmalı?
Anayasamızın 10. maddesine bakıyorsunuz. ‘‘ Cinsiyet farkı gözetmeden herkes eşittir’’ Diyor. Yaşadığımız topluma bakıyorsun ; ‘‘Evet ama erkekler daha da eşittir’’ Durumunu görüyorsun.
2009 yılında TBMM’de ‘‘Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’’ kuruldu. Referandumda 10. maddeye ek fıkra kondu.
Kondu da ne oldu; hala havanda su dövmüyor muyuz?
...
Birkaç yıl önce, ilimizden Avrupa insan hakları eğitici eğitimine gönderilen iki kişiden biri olarak Ankara’ya gitmiştim. Eğitim sonrası katılımcılar olarak sohbet ederken bir bey, bir tane daha sığınma evi açtıkları ile övünüyordu. Ben de ‘‘Sığınma evi açmakla övünülmemeli; kadınlara sığınma evine gitme seçeneği bırakmayacak eğitim veriyoruz ile övünmeliyiz. Ülkemizde beş milyona yakın kadın okuma yazma bilmiyor; başbakan da bu kadınlara en az üç çocuk yapın diye akıl veriyor’’ Dedim.
Sonradan öğrendim ki bu zat-ı muhterem büyük illerimizden birinin ilçesinde kaymakammış. Çok sinirlendi ve şimdi anımsamadığım olumsuz birkaç cümle söyleyip, masadan ayrıldı.
Eleştiriye bile tahammülü olmayan, çözüm odaklı düşünce tarzı olmayan yöneticilerle nereye kadar gidebiliriz ki?
Kadınları bilinçlendirmek, sosyal ve siyasal yaşamın içine çekebilmek için, sadece onları eğitmek de yetmiyor erkeklerin de zihniyetini değiştirmek gerekiyor. Dolayısı ile kadın erkek birlikte eğitilmelidir. Kısaca; her zaman dediğimiz gibi ‘‘Eğitim şart’’ ve ‘‘Çok çalışmak lazım çook!’’
* 28 Aralık 2010 Kadının Sesi Gazetesi
Blog Arşivi
-
►
2018
(12)
- ► Haziran 2018 (1)
- ► Mayıs 2018 (6)
- ► Nisan 2018 (2)
-
►
2017
(20)
- ► Kasım 2017 (2)
- ► Eylül 2017 (2)
- ► Ağustos 2017 (2)
- ► Temmuz 2017 (4)
- ► Haziran 2017 (1)
- ► Nisan 2017 (1)
-
►
2015
(34)
- ► Eylül 2015 (1)
- ► Nisan 2015 (9)
- ► Şubat 2015 (3)
-
►
2014
(22)
- ► Aralık 2014 (4)
- ► Kasım 2014 (4)
- ► Eylül 2014 (1)
- ► Haziran 2014 (1)
- ► Mayıs 2014 (1)
- ► Nisan 2014 (1)
- ► Şubat 2014 (3)
-
►
2013
(43)
- ► Aralık 2013 (2)
- ► Kasım 2013 (4)
- ► Eylül 2013 (9)
- ► Haziran 2013 (4)
- ► Mayıs 2013 (4)
- ► Nisan 2013 (2)
- ► Şubat 2013 (4)
-
►
2012
(52)
- ► Aralık 2012 (4)
- ► Kasım 2012 (5)
- ► Eylül 2012 (4)
- ► Ağustos 2012 (4)
- ► Temmuz 2012 (4)
- ► Haziran 2012 (5)
- ► Mayıs 2012 (4)
- ► Nisan 2012 (5)
- ► Şubat 2012 (4)
-
►
2011
(45)
- ► Aralık 2011 (6)
- ► Kasım 2011 (5)
- ► Eylül 2011 (5)
- ► Ağustos 2011 (3)
- ► Temmuz 2011 (5)
- ► Haziran 2011 (12)
- ► Şubat 2011 (3)
-
▼
2010
(182)
-
▼
Aralık 2010
(182)
- Eğitim şart
- 16 mı?
- Kocaeli neden solun kalesi olmaktan çıktı?
- ...................................
- Hak mücadelesi...
- Trafik kazaları...
- Her saniye değerlidir...
- Kaybedecek zaman yok!
- Bir türlü anlayamıyorum...
- Öğrenmeye açık olmak...
- Banyan Ağacı Olabilmek...
- ......
- 2010
- Düşünmek...
- Geçen hafta...
- 10 Aralık 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köş...
- İyi de kötü de bizim içimizde...
- Ne anlatırsan anlat...
- Her şeye rağmen, dişhekimleri günü kutlu olsun...
- Kendimizle barışmadan Kocaeli seçmeniyle barışamayız
- 12 Kasım 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe...
- Kazlar ve takım ruhu
- En büyük bayram kutlu olsun...
- 22 Ekim 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe ...
- Sorunlara değil, çözümlere odaklanmak...
- Bisiklet yolu çizdim, o halde vizyonerim !!!
- Yürüyen köşk
- Bayramlar mı değişti, bizler mi yaşlandık?
- Otopark sorunu
- Sıcacık bir gülümseme dünyanın en kuvvetli antibiy...
- Anlamlı bir hikâye
- Elinizden geleni değil, ne gerekiyorsa!..
- Yazıklar olsun!
- Bağışlayın...
- ......
- Türkiye silahlanıyor mu, silahsızlanıyor mu?
- Sadece bir karar (2)
- Sadece bir karar (1)
- Düğün için yol kapatılır mı?
- Üzülmek neyi değiştirecek?
- Hormondan kaçarken, GDO’ya yakalanmak…
- Tenerife’in rögar kapakları, su, otopark ve çöp so...
- İçimden bir şey yazmak gelmiyor...
- Ne kadar çevreciyiz?
- Kocaeli 1. Kitap Fuarı…
- **************
- Kıymayın Efendiler!
- Tekrar soruyorum
- Sözde Kalmasın!
- MSG zararlı mı değil mi?
- Spor salonu olmayan spor lisesi!
- 24 Kasım Anadolu Lisesi…
- Çok geç olmadan!
- Yarın çok geç olabilir!
- Aklım karıştı…
- Oy kullanmak!
- Görünmeyen katkı, görünür başarı…
- Dört şey geri gelmez…
- Büyük düşünmenin büyüsü…
- Aklımıza takılanlar…
- Kadın erkek eşitliği komisyonu…
- Masal gibi…
- Uğur Mumcu Parkı…
- Siz nasıl çalışıyorsunuz?
- Küresel kararma…
- Teşekkür…
- Yeni yıl…
- ***
- Gül Baba Türbesi ve Tökely İmre Anıtı…
- Kabul edenler, etmeyenler? Kabul edilmiştir!
- Hayatın altın kuralları…
- Aday adayı olmak çook kolay…
- Buzdağının görünen yüzü…
- Ben lüksü sevmem…
- Velev ki…
- Kaliteli ve kalitesiz avukat…
- Yerel Seçimler, adaylar ve sorular…
- Yerim ihale kanununu…
- Ağız Sağlığı Sözde Kalmasın…
- Ne olacak halimiz…
- Üç hikaye, üç ders…
- Mikrop mu sorun, sorun mu mikrop?
- 18 Eylül 2008 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe...
- Deniz Feneri…
- Çivi…
- Biz burada film oynamıyoruz…
- Ödül…
- 14 Ağustos 2008 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık kö...
- Olumsuzlukları olumluya çevirme…
- Önyargı üzerine…
- Bilgisayar ve gençlik…
- Seçim sizin!
- Kelebek etkisi…
- Aklıma Takılanlar…
- İşsizlik mi zor, iş yüzünden ölmek mi?
- Paradigmalar (2)
- Paradigmalar (1) …
- Fark yaratmak…
- Güvenmek, güvenilmek...
- 68 Kuşağından İnternet Kuşağına…
-
▼
Aralık 2010
(182)