İşte size yaşanmış gerçek bir hikâye: Charles Plumb Vietnam’da savaşan Amerikalı savaş pilotlarından biridir.Savaş sırasında birçok başarılı uçuş gerçekleştirir ama yetmiş beşinci uçuşunda, atılan bir füze tarafından vurulur. Uçağı düşmeden önce kendini fırlatır ve paraşütü ile bir ormanın içine düşer.Kısa bir süre sonra da Vietkonglar tarafından yakalanır ve tam altı yıl Kuzey Vietnam’da esir olarak tutulur. Charles Plumb şu anda dünya çapında tanınan en iyi on konuşmacıdan biridir ve savaşta yaşadığı tecrübeleri insanlara aktararak motivasyon dersleri vermektedir.***
Bir gün Charles ve eşi restoranda yemek yerken bir adam masalarına yaklaşır ve şaşkınlık içinde bağırır: — Aman Tanrım! Sen Charles Plumb'sın…
Vietnam savaşında, Kitty Hawk savaş gemisinden havalandıktan sonra vurulan ve düşen jet pilotuydun...
Eski pilot Plumb:
— Evet, ama sen bunu nereden biliyorsun?
— Biliyorum, çünkü uçuş öncesi senin paraşütünü ben hazırlamıştım. Charles Plumb büyük bir heyecan ve minnetle ayağa kalkar ve adama sarılır.
Adam kolunu Plumb’un omzuna atar:
—Anladığım kadarıyla paraşüt işe yaramış.Plumb, evet anlamında kafasını sallar ve ‘‘Eğer işe yaramasaydı şu anda ben burada değildim’’ der…
***
Charles Plumb o gece sabaha kadar uyuyamaz… Yıllar sonra hiç düşünmediği bir gerçekle yüz yüze gelmiştir… Hayatını borçlu olduğunu öğrendiği bu adamla savaş esnasında sık sık karşılaştığı halde bir kez olsun konuşmamış, hatta selam bile vermemiştir.
Çünkü o zamanki düşünce tarzına göre, savaş esnasında o bir savaş pilotudur, adamsa paraşüt hazırlayan sıradan bir er…Oysa şimdi düşündüğünde, o asker geminin karanlık hangarında özenle katladığı paraşütlerle, kaç kişinin daha kaderini değiştirmiştir, kaç kişinin daha hayata tutunmasını sağlamıştır acaba?
Bu olaydan sonra verdiği motivasyon derslerinde Charles Plumb, dinleyicilere şu soruyu sormaya başladı:Sizin paraşütünüzü kim hazırlıyor?
***
Şu anda bulunduğunuz noktaya gelmenizi sağlayan görünmez katkıların, görünür başarılarınızı ortaya koyduğunu fark edebildiniz mi?
Hepimizin etrafında yaşamımızı kolaylaştıran, anlamlı kılan birileri vardır ama biz yaşamın akışı içindeki karmaşadan, karışıklıklardan dolayı bu kişileri ya fark etmeyiz ya da fark ettiğimiz halde teşekkür etmeyi, gönüllerini almayı ihmal ederiz...
Aslında günlük rutin işlerimizden, telaşlarımızdan kafamızı kaldırıp şöyle bir bakabilsek eğer; Etrafımızda ki maddi, manevi, duygusal, ruhsal paraşütlerinizi hazırlayan kişiler kimlerdir? Biz o kişilere hak ettikleri değeri veriyor muyuz?
Sahip olduğumuz karakterimizin, düşünce tarzımızın şekillenmesine kimler yardımcı oldu?
Kimler zor zamanlarımızda bize moral verdi, yanımız da oldu?’’ vs. gibi sorulara yanıt bulabiliriz.
***
Hayatımız boyunca ihtiyacımız olduğunda paraşütümüzü hazırlayan, bizi yaşamda güçlü kılan kişiler kimlerdi? Peki, siz kimlere hangi paraşütleri hazırlıyorsunuz, hiç düşündünüz mü?
Unutmayalım! Herkesin paraşüte ihtiyaç duyacağı zor günler olacaktır...
Dikkat etmeniz gereken en önemli şey, o gün geldiğinde paraşütünüzü hazırlayan kişilerin güvenilir, yüzde yüz sadık kişilerden olduğunu bilmeniz…
*Alıntı
* 19 Mart 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe yazısı
Blog Arşivi
-
►
2018
(12)
- ► Haziran 2018 (1)
- ► Mayıs 2018 (6)
- ► Nisan 2018 (2)
-
►
2017
(20)
- ► Kasım 2017 (2)
- ► Eylül 2017 (2)
- ► Ağustos 2017 (2)
- ► Temmuz 2017 (4)
- ► Haziran 2017 (1)
- ► Nisan 2017 (1)
-
►
2015
(34)
- ► Eylül 2015 (1)
- ► Nisan 2015 (9)
- ► Şubat 2015 (3)
-
►
2014
(22)
- ► Aralık 2014 (4)
- ► Kasım 2014 (4)
- ► Eylül 2014 (1)
- ► Haziran 2014 (1)
- ► Mayıs 2014 (1)
- ► Nisan 2014 (1)
- ► Şubat 2014 (3)
-
►
2013
(43)
- ► Aralık 2013 (2)
- ► Kasım 2013 (4)
- ► Eylül 2013 (9)
- ► Haziran 2013 (4)
- ► Mayıs 2013 (4)
- ► Nisan 2013 (2)
- ► Şubat 2013 (4)
-
►
2012
(52)
- ► Aralık 2012 (4)
- ► Kasım 2012 (5)
- ► Eylül 2012 (4)
- ► Ağustos 2012 (4)
- ► Temmuz 2012 (4)
- ► Haziran 2012 (5)
- ► Mayıs 2012 (4)
- ► Nisan 2012 (5)
- ► Şubat 2012 (4)
-
►
2011
(45)
- ► Aralık 2011 (6)
- ► Kasım 2011 (5)
- ► Eylül 2011 (5)
- ► Ağustos 2011 (3)
- ► Temmuz 2011 (5)
- ► Haziran 2011 (12)
- ► Şubat 2011 (3)
-
▼
2010
(182)
-
▼
Aralık 2010
(182)
- Eğitim şart
- 16 mı?
- Kocaeli neden solun kalesi olmaktan çıktı?
- ...................................
- Hak mücadelesi...
- Trafik kazaları...
- Her saniye değerlidir...
- Kaybedecek zaman yok!
- Bir türlü anlayamıyorum...
- Öğrenmeye açık olmak...
- Banyan Ağacı Olabilmek...
- ......
- 2010
- Düşünmek...
- Geçen hafta...
- 10 Aralık 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köş...
- İyi de kötü de bizim içimizde...
- Ne anlatırsan anlat...
- Her şeye rağmen, dişhekimleri günü kutlu olsun...
- Kendimizle barışmadan Kocaeli seçmeniyle barışamayız
- 12 Kasım 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe...
- Kazlar ve takım ruhu
- En büyük bayram kutlu olsun...
- 22 Ekim 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe ...
- Sorunlara değil, çözümlere odaklanmak...
- Bisiklet yolu çizdim, o halde vizyonerim !!!
- Yürüyen köşk
- Bayramlar mı değişti, bizler mi yaşlandık?
- Otopark sorunu
- Sıcacık bir gülümseme dünyanın en kuvvetli antibiy...
- Anlamlı bir hikâye
- Elinizden geleni değil, ne gerekiyorsa!..
- Yazıklar olsun!
- Bağışlayın...
- ......
- Türkiye silahlanıyor mu, silahsızlanıyor mu?
- Sadece bir karar (2)
- Sadece bir karar (1)
- Düğün için yol kapatılır mı?
- Üzülmek neyi değiştirecek?
- Hormondan kaçarken, GDO’ya yakalanmak…
- Tenerife’in rögar kapakları, su, otopark ve çöp so...
- İçimden bir şey yazmak gelmiyor...
- Ne kadar çevreciyiz?
- Kocaeli 1. Kitap Fuarı…
- **************
- Kıymayın Efendiler!
- Tekrar soruyorum
- Sözde Kalmasın!
- MSG zararlı mı değil mi?
- Spor salonu olmayan spor lisesi!
- 24 Kasım Anadolu Lisesi…
- Çok geç olmadan!
- Yarın çok geç olabilir!
- Aklım karıştı…
- Oy kullanmak!
- Görünmeyen katkı, görünür başarı…
- Dört şey geri gelmez…
- Büyük düşünmenin büyüsü…
- Aklımıza takılanlar…
- Kadın erkek eşitliği komisyonu…
- Masal gibi…
- Uğur Mumcu Parkı…
- Siz nasıl çalışıyorsunuz?
- Küresel kararma…
- Teşekkür…
- Yeni yıl…
- ***
- Gül Baba Türbesi ve Tökely İmre Anıtı…
- Kabul edenler, etmeyenler? Kabul edilmiştir!
- Hayatın altın kuralları…
- Aday adayı olmak çook kolay…
- Buzdağının görünen yüzü…
- Ben lüksü sevmem…
- Velev ki…
- Kaliteli ve kalitesiz avukat…
- Yerel Seçimler, adaylar ve sorular…
- Yerim ihale kanununu…
- Ağız Sağlığı Sözde Kalmasın…
- Ne olacak halimiz…
- Üç hikaye, üç ders…
- Mikrop mu sorun, sorun mu mikrop?
- 18 Eylül 2008 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe...
- Deniz Feneri…
- Çivi…
- Biz burada film oynamıyoruz…
- Ödül…
- 14 Ağustos 2008 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık kö...
- Olumsuzlukları olumluya çevirme…
- Önyargı üzerine…
- Bilgisayar ve gençlik…
- Seçim sizin!
- Kelebek etkisi…
- Aklıma Takılanlar…
- İşsizlik mi zor, iş yüzünden ölmek mi?
- Paradigmalar (2)
- Paradigmalar (1) …
- Fark yaratmak…
- Güvenmek, güvenilmek...
- 68 Kuşağından İnternet Kuşağına…
-
▼
Aralık 2010
(182)