Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Geçen hafta...



Bildiğiniz gibi hafta da bir perşembe günleri bu köşe de siz okurlarımla buluşuyorum.
Ne yazık ki geçen hafta yazmadım, daha doğrusunu söylemek gerekirse yazamadım...
Geçen hafta;
Yazımı yazmak için bilgisayarın başına her oturduğumda, nedense sudan bir sebep bulup kalktım. Klavyelere her dokunduğumda, parmaklarım sanki yandı, bilmiyorum belki dondu, belki de felç oldu; yazamadım...
Alışveriş yapmak için markete gittiğim de; bir şeyi almak için uzanan elim hava da kaldı; alamadım...
Yaklaşan yılbaşı nedeniyle albenisi daha da arttırılan vitrinlere baktığımda eskiden içim açılırdı. Eşe dosta en güzel sürprizi hazırlayabilmek, onların o mutlu ve şaşkın yüz ifadesini görebilmek için en ilginç hediyeleri bulmaya çalışırdım; yapamadım. Vitrinlere boş boş baktım...
***
Geçen hafta; yaptığım her işte, baktığım her yerde, elimi uzattığım her şey de;
Yüz yirmi liralık er maaşının yüz lirasını annesine gönderen şehit er Fatih geldi aklıma ve yaşadığı sıvasız derme çatma ev...
Çocukluğunu ve gençliğini üniversiteye girip bir meslek sahibi olmak için yaşayamayan;
Belki mahallesinde hiç seksek, saklambaç oynamadan, sürekli test çözen; dershane okul arasında mekik dokuyan; bindiği otobüse molotof kokteyli atıldığı için yanan;
‘‘Ne oldu bana, nerdeyim ben? Lütfen, daha çok erken; benim geleceğe dair hayallerim, beklentilerim var!’’ Diye bakan o şaşkın, o a acı dolu fotoğrafın sahibi henüz 17 yaşında ki Serap geldi aklıma...
Ve kıt kanaat geçindiği halde kızları ayakları üzerinde durabilsin, kimseye muhtaç olmasın, okusun diye dershaneye yollayan; Serap’ın babasının kızının ardından bakışı...
Geçen hafta; dizi dizi sıralanmış tabutların içinde yatan gencecik fidanların ve onların yolunu gözleyen sevenlerinin; yaşama dair kim bilir ne hayalleri vardı diye düşündüm durdum...
Sabahlara kadar uyuyamadım; yazamadım...
Bursa’da ihmal yüzünden çöken maden ocağının başında yakınını ‘‘Belki sağdır’’ diye bir umutla bekleyen gözü yaşlı insanlar geldi aklıma...
‘‘İnsan canı bu kadar mı ucuz, bu kadar mı değersiz? Bu kadar mı kolay öldürmek?’’
Diye düşündüm durdum; yazamadım.
Özür dilerim...

* 17 Aralık 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe yazısı