Geçenlerde izlediğim bir film, uzun zamandır yazmak istediğim bir konuyu anımsattı bana...
Yemek hazırlarken, zaman geçirmek için açtığım televizyondan bölük pörçük izlediğim filmin bir bölümü dikkatimi çekti…
Film de yurtdışından gelen bir üniversite öğretim görevlisini canlandıran Ferhan Şensoy öğrencilere soruyor:
— Aranızda kimlerin cep telefonu var? Cep telefonu olanlar elini kaldırsın.
Bütün sınıfın elleri havada…
— İki tane cep telefonu olan elini kaldırsın.
Bu sefer sınıfın yarısına yakını elini kaldırıyor…
— Aranızda taşınabilir MP 3 çaları olanlar?
Yine sınıfın çoğunluğu el kaldırıyor…
— On sekiz yaşını bitirmiş olanlar?
Sınıfta ki bütün öğrencilerin elleri havada…
‘‘Peki, son seçimlerde kimler oy kullandı.’’ Diye sorduğunda öğrencilerden hemen hemen hiç kimsenin eli havaya kalkmıyor...
Bunun üzerine Ferhan Şensoy ‘‘Teşekkürler Türkiye!’’ diyor…
Bu sahne beni çok etkiledi. Uzun zamandır düşündüğüm ‘‘ Çocuklarımız, gençlerimiz bilişim çağında ki hızlı gelişmeleri izlerken, bazı değerleri kaçırıyor mu acaba? ’’ sorusu tekrar zihnimden geçti.
***
Dünyadaki hemen her sektör küresel mali krizden etkilenirken, bilişim ve haberleşme sektörünün etkilenmediğini, hatta bu yıl yüzde üçlük bir büyüme olacağı uzmanlar tarafından söyleniyor…
Özellikle cep telefonu ve kontör satışlarında krize rağmen azalma yerine artma görülmesi oldukça düşündürücü. Çünkü cep telefonu kullanmasak ta kaybedecek bir şeyimiz yok. Yirmi- yirmi beş yıl öncesini düşünürsek eğer, cep telefonu olmadan da yaşamımız sorunsuz sürüyordu. Sadece tek bir ev telefonu ile tüm aile idare edebiliyorduk. Oysa şimdi her aile bireyinin bir hatta iki cep telefonu var.
Ne oldu da cep telefonları, yaşamımızın vazgeçilmezi oldu?
Elbette bu duruma gelmede, cep telefonu şirketlerinin promosyonlarının da etkisi var. Cep telefonlarında ki sınırsız konuşma tarifeleri, hediyeleri vs. gereksiz yere kullanımı arttırıyor.
Ancak bedava diye cep telefonun gereğinden fazla kullanılması, sağlık açısından riskleri de beraberinde getiriyor. Çocukların ise büyüklerden beş kat daha fazla risk altında olduğunu sık sık görsel ve yazılı basından izliyoruz. Buna rağmen cep telefonu satış grafiklerinin yükselmesi ilginç değil mi?
Fransa ve İngiltere çocukların cep telefonu kullanması konusunda titiz davranıyor. Özellikle Fransız hükümeti sınırsız tarifeyi on iki yaşın altında ki çocukların kullanmaması kararını aldı.
Peki ya bizim ülkemiz de?
***
Hala gösterimde mi bilmiyorum ama ülkemizde cep telefonu kullanımını yansıtan ve beni endişelendiren bir reklâm filmi var.
Senaryoya göre; bir kız ve delikanlı saatlerce konuşmuş, artık konuşacak hiçbir konu kalmamış ama konuşmak bedava ya, serde gençlikte var. Telefonu kapatmak istemiyor, birbirlerine hiiiç deyip duruyorlar…
Siz istediğiniz kadar çocuğunuza cep telefonunun zararlarından bahsedin…
Reklâmlar, ‘‘Saatlerce cep telefonu ile konuşmak lazım’’ mesajını beyinlerine kazıyor…
Belki birileri bu reklâmın saçmalığını, boş içerikli mesajını RTÜK’e şikâyet etti ve yayından kaldırıldı, belki de reklâm hala devam ediyor bilmiyorum.
Hâlbuki yaklaşan yerel seçimlerde asıl gösterimde olması gereken reklâm filmi, gençlere oy kullanmanın bir vatandaşlık görevi olduğunu anlatan beyinlerine kazıyan bir film olmalıydı öyle değil mi?
***
Bu Pazar günü yerel seçimler var…
Önümüzde ki beş yıl için kentleri yönetecek olan belediye başkanlarını, meclis üyelerini, il genel meclis üyelerini ve muhtarları seçeceğiz…
Duyduğum kadarıyla, üniversite öğrencilerine oy kullanabilmek için ikamet ettikleri kentlere gitmek zor geliyormuş! Tek bir oyun bile çok önemli olduğu bu seçimde; gençlerimizin cep telefonu kullanımına verdiği önemi, oy kullanımına da vermeleri gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü kentlerin ve ülkenin geleceğini belirleme de gençler etkili olacak ve Ata’mızdan emanet aldığımız ülkemiz gençlerin omuzlarında yükselecektir...
* 26 Mart 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe yazısı
* 26 Mart 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe yazısı
