Birkaç hafta önce yazdığım köşe yazım da: Yerel seçimlerin üzerinden altı ay geçmesine rağmen, seçim öncesi verilen vaatlere baktığımız da elle tutulur gözle görülür bir şey göremiyorum. Kentimizin en büyük sorunlarından biri olan trafik sorununu çözmek için vaat edilen monoray, sekaray, teleferik, bisiklet yolları projeleri ne oldu?’’ Diye sormuştum...
İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan, geçtiğimiz günlerde; göreve geldiği günden bu yana yaptığı icraatlarla ilgili bir basın toplantısında:
‘‘Belediye Başkanlarının hedefleri zorlayan, yeni ufuklar açan, kentin 50 yıl sonrası için sesli düşünen (vizyoner), fikir beyan eden kişiler olduğunu;
İzmit’i dünyaca tanınan hak ettiği cazibe merkezi haline getirecek - çehresini değiştirecek-
bir kent olması için önemli adımlar attıklarını;
Yerel seçimler de bu sorumluluğu veren halka, seçim sürecinde vaat ettikleri her türlü hizmet ile ilgili süreci başlatarak, önemli projelerle gündem oluşturmaya başladıklarını; söyledi...
Geride bıraktığımız altı ayda İzmit Belediye Başkanı’nın bahsettiği vizyoner düşünce tarzına göre, en önemli proje: belediye hizmet binasının yenilenmesi olmalı ki Belsa Plaza’nın tadilatına başlandı...
Hâlbuki Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu Belsa Plaza’yı beğenmemiş;
Küresel mali krizin yaşandığı bu dönemde, odalarını, şekilsiz ve küçük bulduğu için yeni bir Belediye sarayı yaptırmış;
Belsa Plazayı ne olduğu bilinmeyen paravan bir şirkete satmaya kalkmıştı.
Bu paravan şirketin, Belsa Plazayı satın alabilmek için ihale esnasında verdiği teminat mektubunun akıbeti ise hala bilinmiyor...
İkinci önemli proje ise: ‘‘Bisiklet yolları’’...
İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan bu sorunu da çözmüş görünüyor.
Ben henüz görmedim ama pazartesi günü KYÖD (Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği)’ün sezon açılışında dostlarla sohbet ederken;
Yahya Kaptan’daki yürüyüş yolunun ortadan mavi bir çizgi ile çizilip, bisiklet yolu yapıldığını öğrendim...
Tartışılan konu şuydu:
Avrupa’da bisiklet yolları böyle miydi?
Elbette çoğu Avrupa ülkesinde bisikletler normal trafikte seyrediyor ama bisiklet sürücülerine tıpkı bir motorlu taşıtmış gibi muamele yapılıyor.
Ancak yaklaşık beş yıl önce Avrupa Birliği ülkeleri arasına giren Macaristan’da bisiklet yolları yaya kaldırımları ile yan yana planlanmış, birbirinden sarı çizgi ile ayrılmış;
(yani mevcut olan yaya yolları ortadan çizgi ile bölünerek değil, daha önceden planlanarak oluşturulmuş) Yayalar ise bisiklet yolundan yürümüyor çünkü çok uzun yıllar önce bisiklet yolları düşünüldüğü için, halkın bisiklet yolu ile ilgili kültürü de mevcut. (Kültür ile ne kast ediyorum birazdan bahsedeceğim).
Sanırım bizim belediye yetkilileri birkaç yıldır Macaristan ile ilişkiler çerçevesinde görüş alışverişi yaparken; bisiklet yollarının yaya yolunun yanında bir çizgi ile ayrıldığını görmüş ve hemen bu fikri benimseyip model olarak İzmit’te hem de hiç masrafsız olarak uygulamaya çalışmış olmalılar.
Kültür dedim ya; KYÖD’ün sezon açılışında bisiklet yollarını konuşurken, bir arkadaşın tanıdığının Yahya Kaptan’daki yürüyüş yolunu ortadan bölen mavi çizgiyi görünce:
‘‘Bu çizgi benim gibi yolda doğru dürüst yürüyemeyenlerin düz bir çizgi üzerinde yürümesi için çizilmiş olmalı ’’ diye düşünmesi bisiklet yolu olduğunu anlayamaması idi. Acı ama gerçek...
***
Bu yazımla bisiklet yollarına karşı olduğumu söylemeye çalışmıyorum.
Sadece sorunlara geçici çözümler üreterek bir yere varamayacağımızı anlatmak istiyorum.
Yoksa bisikletin sadece spor amaçlı olarak kullanılmadığını, dünyanın en büyük tehdidi olan küresel ısınmayı ve trafik sorununu bir nebze engelleyebilecek en ucuz araç olduğunu biliyorum.
Dünya bilgi ötesi toplumu yaşarken, İzmit’i dünyaca tanınan bir kent bir cazibe merkezi haline getirmek için atılan önemli adımlar, vizyoner düşünce tarzı bu mu olmalı?
* 8 ekim 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe yazısı
