Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Aday adayı olmak çook kolay…

Bizim Kocaeli Gazetesi’nin yayın koordinatörü Serpil Çolak geçtiğimiz günlerde benimle ilgili ‘Müzeyyen Tan’a yakışır’ başlıklı bir yazı yazdı. Bu haftaki köşe yazımda bundan bahsetmek istiyorum ama insanın kendini yazması ne kadar da zormuş...
Serpil Çolak köşesinde;  CHP’deki çalışmalarımdan bahsederek meclis üyesi veya il genel meclis üyesi olmamın CHP’ye artı katacağından, parti büyüklerinin bunu değerlendirmesi gerektiğinden söz etmişti.
Dünyada takdir edilmek, yüreklendirilmek istemeyen hiç kimse yoktur öyle değil mi?
Tabii ki yazıyı okuduğumda gurur duydum ve teşekkür etmek için hemen telefona sarıldım…

***
Aslında bir kadının başka bir kadını, ya da bir meslektaşın bir meslektaşı takdir etmesi pek alışılagelmiş bir şey değildir. Bazen dostunuz zannettiğiniz, yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmeyen arkadaşınızın bile başarınızla sevinemediğine şahit olur, üzülürsünüz… Başarı çok zor elde edilir ve nedense zor takdir edilir. Ama paylaşıldığında, takdir edildiğinde anlam kazanır…
Genellikle başarılı olan birinin çok çalıştığı, diğer insanlardan farklı şeyler yaptığı, azimli olduğu için değil; şansı yaver gittiği ya da torpilli olduğu için başardığı sanılır…
İnsanlar kolay kolay birbirleri hakkında güzel cümleler sarf etmezler.  Daha çok eleştirir, yargılar, mutlaka bir kusur ararlar... Kim bilir? Belki de yetiştirilme tarzından dolayı böyle davranırlar. Çocukken ailesi veya çevresi tarafından yüreklendirilmemiş, sürekli eleştirilmiş bir kişi erişkin olduğunda, hep olumsuza odaklanır.

***  

Ben şanslıyım sanırım, ya da doğru insanlarla birlikteyim. Bu yazıdan sonra tebrik için birçok telefon, e-mail ve mesaj aldım…
Mesajların hemen hepsinin yüreklendirici, takdir edici olması beni onere etti, heyecanlandırdı.
Birkaç kişiden de eleştiri aldım tabii ki... Ama iyi tarafından bakarsak, bu eleştiriler yapıcı eleştirilerdi…
‘‘Milletvekili adaylığından sonra, (2007 genel seçimlerinde milletvekili adayı idim) meclis üyeliğini düşünmemin yanlış olduğunu, belediye başkanlığına aday olmamın daha uygun olacağını’’ ‘‘Bir kadın aday olacaksa bu kadın adayın benim olmam gerektiğini’’ ‘‘Milletvekili adayı olmuş birine meclis üyeliği adaylığının yakışmayacağını’’ vs. düşünüyorlardı
Bu arkadaşların, belediye başkan aday adaylığı için beni düşünmelerinden büyük onur duydum…
Ancak mükemmeliyetçi kişiliğim nedeniyle, bana göre belediye başkan aday adayı olmak için; sadece kadın olmak, üç yıl meclis toplantılarını yakından takip etmek, araştırma yapmak, siyaset okuluna gitmek, halkla ilişkiler okumak, seminerlere katılmak vs. yetmez… Her konuda bilgi ve tecrübe gereklidir. ‘‘İyi bir başkan yardımcısı ile bu konular halledilir’’ sözüne de katılmıyorum. Başkanlık makamına oturduktan sonra, birileri gibi ‘‘Öyle değil mi X Bey?’’ ‘‘ Arkadaşlara konuyu bir izah eder misiniz Y Bey’’ Demek hiç tarzım değil…
‘‘Peki, beş yıl örgütte çalışmak milletvekilliği adaylığı için yeterli miydi?’’ diye aklınızdan bir soru geçtiyse eğer, 5 yılı öğrencilik olmak üzere 25 yıldır sağlık sektöründeyim ve bu konuda kendimi fazlasıyla tecrübeli buluyorum…  
Belediyecilik konusunda ise kendimi öğrenmeye açık, iyi bir öğrenci olarak görüyor, daha öğrenmem gereken bir dünya şey olduğunu düşünüyorum. Bunun içinse elimden geleni değil, ne gerekiyorsa yapıyorum… Ayrıca proje üretmek,  hizmet etmek için ille de belediye başkanı olmak gerekmediğini düşünüyorum…

* 4 Aralık 2008 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe yazısı