Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Olumsuzlukları olumluya çevirme…

Yaşantımız da her zaman her şey dört dörtlük gitmeyebilir. Karşımıza bir takım engeller, olumsuzluklar çıkabilir. Belki çok kolay değil ama bu olumsuzlukları, olumlu hale çevirmek bizim elimizde.
Eksik yönlerimizi çok çalışarak en güçlü yanlarımız haline getirebiliriz...
Nasıl mı? Hikâyeye birlikte bir göz atalım isterseniz…

***
Japonya'da bir çocuk on yaşındayken bir trafik kazası geçirir ve sol kolunu kaybeder...
Bu durum onu büyük bir depresyona sokar. Çünkü çocuğun büyüyünce iyi bir judocu olmak gibi bir hayali vardır… Kolunu kaybedince, en büyük hayali de yıkılan çocuğun babası, Japonya'nın ünlü bir judo ustasına giderek yapılacak bir şeyin olup olmadığını sorar.
 Usta "Getir çocuğu bir bakalım " der. Ertesi gün baba-oğul ustanın yanına giderler.
Çocuğu baştan aşağı süzen usta: ‘‘Yarın eşyalarını getir, çalışmalara başlıyoruz" der.
Ertesi gün çocuk geldiğinde ona bir hareket gösterir ve hareketi çalışmasını söyler.
Bir hafta boyunca aynı hareketi çalışan çocuk ustanın yanına gider ve "Bu hareketi öğrendim. Artık başka bir harekete geçebiliriz.’’deyince, usta çocuğa aynı harekete çalışmaya devam etmesini söyler.
 İki ay, üç ay, altı ay derken çocuk okuldaki bir yılını doldurur. Bir yıl boyunca hep o aynı hareketi tekrarlamıştır. Bir yılın sonunda tekrar ustasına gider. "Usta bir yıldır hep aynı hareketi çalıştım. Bana başka hareket göstermeyecek misiniz?" diye sorar. Usta: "Sen aynı hareketi çalış oğlum. Zamanı gelince yeni harekete geçeriz" der…
İki yıl, üç yıl, beş yıl derken çocuk judodaki onuncu yılını doldurur.
   Bir gün usta artık 20 yaşında bir delikanlı olan çocuğun yanına gelip, "Hazır ol. Seni büyük bir turnuvaya yazdırdım. Yarın maça çıkacaksın." Der…
Delikanlı şok olmuştur. Hem bir kolu yoktur, hem de judoda bildiği sadece tek bir hareket vardır. Ünlü judocuların katıldığı turnuvada hiçbir şansının olmayacağını düşünür ama saygısızlık olmasın diye sesini çıkaramaz.
Delikanlı ilk müsabakasına çıkar. Rakibine bildiği tek hareketi yapar ve maçı kazanır… İkinci maç, üçüncü maç, çeyrek final, yarı final derken finale kalır...
Finale kalan diğer judocu, son on yıldır kimsenin yenemediği şampiyondur.
 Delikanlı: "Usta, hasbelkader finale kadar geldim ama rakibime bir bakın hele! Benim ise bir kolum yok ve bildiğim tek bir hareket var. Bu noktaya gelmem bile mucize. Bu kadarı bana yeter. İzin verirseniz turnuvadan çekilmek istiyorum" der.
"Olmaz! Kendine güven. Çık ve dövüş. Yenilirsen de onurunla yenil!" der usta...
Delikanlı çaresiz çıkar müsabakaya… Maç başlar ve yine bildiği o tek hareketi yaparak rakibini yere serer.
Delikanlı şampiyon olmuştur. Kupayı aldıktan sonra ustasının yanına koşar. "İnanamıyorum usta, nasıl oldu bu iş? Benim bir kolum yok ve bildiğim tek bir hareket var. Nasıl oldu da ben şampiyon oldum?" diye sorar.
 Ustası cevap verir. " Bak oğlum, aynı hareketi o kadar çok çalıştın ki, artık yeryüzünde o hareketi senden daha iyi yapan hiç kimse yok. Bu bir…  İkincisi, o hareketin tek bir karşı hareketi vardır. Onun için de rakibinin seni sol kolundan tutması gerekir."

* 7 Ağustos 2008 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe yazısı