Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Bilgisayar ve gençlik…

Dünya hızla değişiyor ve bu değişime ayak uydurabilmek, yetişebilmek için çok çalışmamız gerekiyor... Tarım toplumu, ardından gelen sanayi toplumu, bilgi toplumu derken artık bilgi ötesi topluma doğru gidiyoruz…
Medya ve internet ile artık istediğimiz yerden, istediğimiz zaman, ihtiyacımız olan bilgiye birkaç saniyede ulaşabiliyoruz…
Diz üstü bilgisayarımız ve cep telefonumuz varsa eğer, dünyanın bir ucunda da olsak, elektronik mektup yollayabiliyor, sesli ve görüntülü konuşma yapabiliyoruz…

***
Başbakan Erdoğan nüfusumuz yaşlanıyor diye endişelense de, ülke olarak dünyanın en genç nüfusuna sahibiz. Öğrenim çağındaki nüfusumuz ise neredeyse toplam nüfusun dörtte biri…
Biz orta yaş ve üzeri grup, baş döndürücü değişime ayak uydurabilmek için kendimizi paralarken, genç nesile yeni teknolojik gelişmeler çocuk oyuncağı gibi geliyor. Her şeyi çok hızlı öğreniyorlar ama gözlemlediğim kadarıyla bu özelliklerini kendilerini geliştirmek için kullanmıyorlar. Hatta farkında bile değiller…
Bilgisayarı, sabahtan akşama kadar geyik muhabbeti yapılacak ya da şiddet oyunlarının oynandığı bir cihaz haline dönüştürmüş durumdalar… Bu oyunlarla zihinlerine sürekli olumsuz mesajlar yazıyorlar. Hatta emperyal güçlerin bilgisayar oyunlarını, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin çocuklarının ve gençlerinin beyinlerini uyuşturmak için geliştirdiklerini düşünüyorum… Oyuna oturdular mı kalkamıyorlar. Çünkü oyunda seviye atladıkça yeni bir bölüm başlıyor…

***
Genel olarak baktığımızda önemsiz gibi görünen bu durumun, geleceğimizi oluşturacak gençlerimiz üzerindeki etkilerinin, ileriki yıllarda çok ciddi sorunlar yaratacağını düşünüyorum. Hayatı ciddiye almama, bezginlik, kural tanımazlık, hatta sanal âlemde yaşarmış gibi davranmak şimdi ki gençlerin tavırları haline gelmiş…
Elbette bütün gençler için geçerli değil ama etrafımız da amaçsız, hedefsiz, plansız programsız gençleri gördükçe üzülüyorum… Bu durumun ezberci eğitim sistemimizle çok yakından ilgisi olduğu gibi ailenin ve çevrenin de büyük etkisi var… Diyelim ki aile olarak çocuğunuzla dört dörtlük ilgilendiniz, her şeyi doğru yaptınız ama bu da yetmiyor. Çocuğunuz okulda ya da mahalle de edindiği arkadaşının etkisi altında kalabiliyor…

***
Okulların büyük çoğunluğunda çocuklar spor, tiyatro, resim, müzik gibi faaliyetlere yönlendirilmiyor. Zaten aileler de derslerini olumsuz etkiler, ‘‘aman sonra üniversiteyi kazanamaz’’ diye böyle faaliyetlere sıcak bakmıyor…
Sonuçta üniversite çağına gelen öğrencilerin büyük çoğunluğu, ne bir müzik aletini iyi derecede çalabiliyor, ne bir spor dalında başarı kazanmış, ne de kendini doğru dürüst ifade edebiliyor…

Oysa aile, iş ve sosyal yaşamda başarılı olabilmenin yolu spor, müzik, tiyatro gibi etkinliklerde görev almakla başlıyor. Kendine güveni olan sosyal biri olabilmenin temeli, çocukluk ve gençlik dönemin de öğrenilen takım çalışması ile oluyor. Takım çalışması, paylaşmayı, dayanışmayı, işbirliğini, alçakgönüllü olmayı, zamanı planlamayı öğretiyor…

Aman çocuklarımızın yaz tatilini verimli geçirmesine dikkat edelim. Bilgisayardan mümkün olduğunca uzak kalmalarını, spor ve müzikle ilgilenmelerini, kitap okumalarını sağlayalım. Kitap okumalarını istiyorsak eğer, önce bizim kitap okuyarak örnek olmamız gerektiğini de unutmayalım.  

***
 Sağlıklı ve bilinçli bir toplum oluşturabilmenin yolu sağlıklı bireyler yetiştirmek geçer. İyiye, doğruya, güzele ulaşabilmek için bilgi ve teknolojiyi doğru kullanmak, çocuğumuzu da bu konuda eğitmek gerekiyor.

* 24 Temmuz 2008 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe yazısı