Blog Arşivi
-
►
2018
(12)
- ► Haziran 2018 (1)
- ► Mayıs 2018 (6)
- ► Nisan 2018 (2)
-
►
2017
(20)
- ► Kasım 2017 (2)
- ► Eylül 2017 (2)
- ► Ağustos 2017 (2)
- ► Temmuz 2017 (4)
- ► Haziran 2017 (1)
- ► Nisan 2017 (1)
-
►
2015
(34)
- ► Eylül 2015 (1)
- ► Nisan 2015 (9)
- ► Şubat 2015 (3)
-
►
2014
(22)
- ► Aralık 2014 (4)
- ► Kasım 2014 (4)
- ► Eylül 2014 (1)
- ► Haziran 2014 (1)
- ► Mayıs 2014 (1)
- ► Nisan 2014 (1)
- ► Şubat 2014 (3)
-
►
2013
(43)
- ► Aralık 2013 (2)
- ► Kasım 2013 (4)
- ► Eylül 2013 (9)
- ► Haziran 2013 (4)
- ► Mayıs 2013 (4)
- ► Nisan 2013 (2)
- ► Şubat 2013 (4)
-
►
2012
(52)
- ► Aralık 2012 (4)
- ► Kasım 2012 (5)
- ► Eylül 2012 (4)
- ► Ağustos 2012 (4)
- ► Temmuz 2012 (4)
- ► Haziran 2012 (5)
- ► Mayıs 2012 (4)
- ► Nisan 2012 (5)
- ► Şubat 2012 (4)
-
►
2011
(45)
- ► Aralık 2011 (6)
- ► Kasım 2011 (5)
- ► Eylül 2011 (5)
- ► Ağustos 2011 (3)
- ► Temmuz 2011 (5)
- ► Haziran 2011 (12)
- ► Şubat 2011 (3)
-
▼
2010
(182)
-
▼
Aralık 2010
(182)
- Eğitim şart
- 16 mı?
- Kocaeli neden solun kalesi olmaktan çıktı?
- ...................................
- Hak mücadelesi...
- Trafik kazaları...
- Her saniye değerlidir...
- Kaybedecek zaman yok!
- Bir türlü anlayamıyorum...
- Öğrenmeye açık olmak...
- Banyan Ağacı Olabilmek...
- ......
- 2010
- Düşünmek...
- Geçen hafta...
- 10 Aralık 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köş...
- İyi de kötü de bizim içimizde...
- Ne anlatırsan anlat...
- Her şeye rağmen, dişhekimleri günü kutlu olsun...
- Kendimizle barışmadan Kocaeli seçmeniyle barışamayız
- 12 Kasım 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe...
- Kazlar ve takım ruhu
- En büyük bayram kutlu olsun...
- 22 Ekim 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe ...
- Sorunlara değil, çözümlere odaklanmak...
- Bisiklet yolu çizdim, o halde vizyonerim !!!
- Yürüyen köşk
- Bayramlar mı değişti, bizler mi yaşlandık?
- Otopark sorunu
- Sıcacık bir gülümseme dünyanın en kuvvetli antibiy...
- Anlamlı bir hikâye
- Elinizden geleni değil, ne gerekiyorsa!..
- Yazıklar olsun!
- Bağışlayın...
- ......
- Türkiye silahlanıyor mu, silahsızlanıyor mu?
- Sadece bir karar (2)
- Sadece bir karar (1)
- Düğün için yol kapatılır mı?
- Üzülmek neyi değiştirecek?
- Hormondan kaçarken, GDO’ya yakalanmak…
- Tenerife’in rögar kapakları, su, otopark ve çöp so...
- İçimden bir şey yazmak gelmiyor...
- Ne kadar çevreciyiz?
- Kocaeli 1. Kitap Fuarı…
- **************
- Kıymayın Efendiler!
- Tekrar soruyorum
- Sözde Kalmasın!
- MSG zararlı mı değil mi?
- Spor salonu olmayan spor lisesi!
- 24 Kasım Anadolu Lisesi…
- Çok geç olmadan!
- Yarın çok geç olabilir!
- Aklım karıştı…
- Oy kullanmak!
- Görünmeyen katkı, görünür başarı…
- Dört şey geri gelmez…
- Büyük düşünmenin büyüsü…
- Aklımıza takılanlar…
- Kadın erkek eşitliği komisyonu…
- Masal gibi…
- Uğur Mumcu Parkı…
- Siz nasıl çalışıyorsunuz?
- Küresel kararma…
- Teşekkür…
- Yeni yıl…
- ***
- Gül Baba Türbesi ve Tökely İmre Anıtı…
- Kabul edenler, etmeyenler? Kabul edilmiştir!
- Hayatın altın kuralları…
- Aday adayı olmak çook kolay…
- Buzdağının görünen yüzü…
- Ben lüksü sevmem…
- Velev ki…
- Kaliteli ve kalitesiz avukat…
- Yerel Seçimler, adaylar ve sorular…
- Yerim ihale kanununu…
- Ağız Sağlığı Sözde Kalmasın…
- Ne olacak halimiz…
- Üç hikaye, üç ders…
- Mikrop mu sorun, sorun mu mikrop?
- 18 Eylül 2008 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe...
- Deniz Feneri…
- Çivi…
- Biz burada film oynamıyoruz…
- Ödül…
- 14 Ağustos 2008 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık kö...
- Olumsuzlukları olumluya çevirme…
- Önyargı üzerine…
- Bilgisayar ve gençlik…
- Seçim sizin!
- Kelebek etkisi…
- Aklıma Takılanlar…
- İşsizlik mi zor, iş yüzünden ölmek mi?
- Paradigmalar (2)
- Paradigmalar (1) …
- Fark yaratmak…
- Güvenmek, güvenilmek...
- 68 Kuşağından İnternet Kuşağına…
-
▼
Aralık 2010
(182)
GEZİ YAZILARIM
Hoşgeldiniz
Hakkımda
Translate
2010
Bugün 2009‘un son günü...
Acısıyla, tatlısıyla bir yıl daha geçti ömrümüzden, göz açıp kapayana kadar;
Belki her zaman ki gibi çok sıradan, belki de hiç ummadığımız kadar heyecanlı!
2009 yılı sizin için nasıl geçti bilmiyorum? Ama geriye dönüp baktığınızda;
Varsa hatalarınızdan ders çıkartabilmek ya da başarılı ve sevinçli günlerinizi anımsayabilmek için, hafızanızın bir köşesinde yer açabiliyorsanız eğer; ne mutlu size...
***
Yarın 2010 yılının ilk günü;
Hepimiz her yıl olduğu gibi 365 sayfalık bir defterin, bembeyaz ilk sayfasını açmak için gayri ihtiyari ilk önce işaret parmağımızı tükürükleyeceğiz...
30 yıldır görmediğim ortaokul arkadaşım İsmail‘in teknoloji sayesinde bizlerle paylaştığı yeni yıl mesajın da dediği gibi:
''Yarın yine 365 sayfalık bir öyküye başlayacağız. Her güne bir yaprak saklayıp, her yaprağa bir öykü sığdırıp en mutlu öyküyü yazmak‘‘
Gerçekten amaç bu olmalı...
Bu sayfalarını nasıl ve ne ile dolduracağımız sadece bizim elimizde;
Öyleyse bu yıl, kötü, çirkin, olumsuz şeylere odaklanmak yerine; iyi, güzel ve olumlu şeylere odaklanmalıyız...
Bilmemiz gereken tek şey ’’Biz izin vermedikçe, kimse bizi üzemez; biz hazır değilsek hiçbir şey bizi mutlu edemez.‘‘
O nedenle; ne düşündüğümüze, kimlerle zaman geçirdiğimize ve geleceğimizle ilgili aldığımız kararlara çok dikkat etmeliyiz...
Çünkü geleneksel olarak her yıl sonu yaptığımız gibi, bir sonra ki yılı masaya yatırıp, muhasebe yaparken bulacağız kendimizi...
''Ben nerde yanlış yaptım diye dövünmek yerine'' ''İyi ki böyle yapmışım'' Demek keyifli olsa gerek...
***
Biz bu akşam ne yapacağız?
Her yılbaşında olduğu gibi bu akşam 2009‘un son gününü sevdiklerimizle, dostlarımızla geçirerek bize biçilen rolleri oynayıp mutlu olacağız ya da ’’mış gibi‘‘ yapacağız.
Yeni bir yıla girmenin sevinci ve heyecanı ile bir sürü kararlar alacağız.
''Daha çok ya da az çalışacağım, ailemle daha fazla birlikte olacağım, daha az ya da çok para harcayacağım, daha az yiyeceğim, daha çok kitap okuyacağım, hemen spora başlayacağım, bir müzik aleti çalmayı öğreneceğim, yabancı dil kursuna gideceğim‘‘ vs. gibi
Uzmanlara göre, bir karar verildiğinde, bu karar yazılı hale getirilip ’şu tarihe kadar yapılacak‘ diye yanına not düşülürse ve her gün bu karar iki defa okunursa gerçekleşme olasılığı çok fazlaymış. Eğer alınan karar yazılıp, tarih konmazsa hayal olmaktan öteye gitmez. Hep bir sonraki yıla ertelenirmiş…
Sonuçta vermek istenen kilolar bir türlü verilemez, müzik aleti bir köşede paslanır, öğrenilmek istenen yabancı dil hiç öğrenilemez, okunacak kitaplar biriktikçe birikir.
Bir araya gelmeyi düşündüğün eski dostları göremeden bir bakmışsınız ömür gelip geçmiş…
O zaman başlar pişmanlıklar işte...
Keşke şöyle yapsaydım. Keşke şunu söyleseydim. Keşke şunu öğrenseydim.
Keşke, keşke, keşke…
'Keşke' sözcüğü hiç hoşuma gitmez. Onun yerine 'iyi ki' sözcüğünü tercih ederim.
İyi ki böyle yapmışım, iyi ki bunu söylemişim, İyi ki bunu öğrenmişim iyi ki de bunu yaşamışım.
İyi ki!
Kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi?
***
Yarın 2010 yılının ilk günü;
İlk işiniz; gerçekten hayatınıza dair yapmak istediklerinizin kararını, bir deftere yazmak, eğer daha önce hiç yapmadıysanız önümüzdeki yılı planlamak olmalı...
Şu anda küçük bir çocukken olmak istediğiniz, hayal ettiğiniz kişi misiniz?
Bulunduğunuz mevkiden hoşnut musunuz?
Kendi seçtiğiniz hayatı mı yaşıyorsunuz yoksa başkalarının sizin için seçtiği hayatı mı?
Bir düşünün...
***
Aldığınız her kararın, hayal olmaktan çıkıp gerçekleşmesi, keşkelerin hayatınızda olmaması dileğiyle, huzurlu ve sağlıklı bir yıl dilerim…
.................................................................................................................................................................
Bu yazı toplam [ 887 ] defa okundu Bu yazıya toplam [ 5 ] adet yorum yapıldı
[ Yorum yap ] [ İhbarda bulun ] [ Arkadaşına gönder ] [ Çıktı Al ]
YORUMLAR 5 / 5
FÜGEN; MUTLU YILLAR
2 Ocak 2010, Cumartesi - 01:35:41
canım ne güzel kagıda dökmüşsün. umarım yaşamımızda keşke sözcügü hiç olmaz. nice mutlu saglıklı yıllara...
İZMİTLİ; BİZİM KOCAELİ GAZETESİNE TEŞEKKÜR
2 Ocak 2010, Cumartesi - 00:46:42
çok zor geçen bir yılın sonunda bile,umut dolu mesajlarınızla bizi motive etmeye çalıştığınız için teşekkür ederim.iyi ki varsınız müzeyyen hanım... sizin gibi donanımlı kişileri bizimle bir araya getirdiği için bizim kocaeli gazetesine çok teşekkür ediyorum
YILMAZ DEMİR; ESKİ YILDAN FARKI OLMAYACAKSA!
1 Ocak 2010, Cuma - 18:00:32
eğer bu yıldan daha iyi olmayacaksa, en azından öyle bir umut yoksa neyleyim yeni yılı? bayatlamış ve kaşarlaşmış problemlere yenilerinin ekleneceğini bile bile gece 00.00'da yeni yıla sevinç nidalarıyla ve çılgınca "merhaba" demek nasıl bir duygudur? umudumuz elbette var ancak gerçekleşecek diye umidimizi kaybettik. depresif bir durum değil, olsa olsa felekten bir gün araklamanın vermiş olduğu haz! kimler kazandı? gereksiz ve zamansız harcamaları kültürümüze sokanlar; kimler kaybetti? birbirlerine verilecek değerin manasını bilmeyenler ve bunu yılın muhtelif günlerine (!) yayanlar. eğer bugün, dünden daha iyi değilse her iki gün de kayıptır. yeni yılınızın her günü mutlu ve kutlu olsun!
G.M; EĞİTİMCİ
31 Aralık 2009, Perşembe - 16:42:39
hedeflerinin gerçekleşmesi,ülkemizin huzura kavuşması dileği ile mutlu yıllar canım!
ESKİ İLÇE BAŞKANI; KEŞKE
31 Aralık 2009, Perşembe - 11:25:02
her yeni yılı yenileneceğini zannettiğimiz zumutların habaecisi olarak görmeye çelışıyoruz elbette. boş beyaz sayfaların açılacağına da umutlanıyoruz. umutlanıyoruzda 2 ocak sabahında da çocuğun dergi borcu için şu alyansımımı satsam, bugün acaba iş bulabilecekmiyim. yada ödenemeyen borçlar için icra gelecekmi. dahada kötüsü yarın işten atılırmıyım korkusu insanlarımızın yeni yılda yeni umutlara olan beklentisini karartıveriyor. 2009 bitmedği gerçeği yüzümüzü kağıt topağı gibi yapıveriyor. ülke nufusunun üçte biri bu karanlıklar içinde yeni yılın geldiğinin bile farkına varamıyor. ama yinede yeni yıl temennilerin güzel, kulağa hoş geliyor. sevgiler. umarım yeni yılda tüm beklentilerin gerçeğe dönüşür.
* 31 Aralık 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe yazısı