Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Kadın erkek eşitliği komisyonu…

Her seçim öncesi;
‘‘Daha fazla kadının siyasette aktif görev alması gerekir.’’ 
“ Kadın titizliği, zarafeti ve samimiyetinin mutlaka siyasette yer alması şarttır.” 
‘‘Artık kadınların da seçilebilir sıralarda olması gerekir.’’  Gibi sözleri sık sık duyarız.
Bu sözler kadınları heyecanlandırır, umutlandırır ve aday adayı olmaya karar verirler…
Kadın dernekleri :‘‘Kadın adayları destekliyoruz.’’ ‘‘Pozitif ayrımcılık istiyoruz.’’ ‘‘Kadın adayları eğiteceğiz.’’Diye bağırır, projeler hazırlarlar, projelerini paneller de, televizyon kanallarında hararetle anlatırlar.
Seçimler bittiğinde ise hep bir ağızdan ‘‘Hiç değilse 1935’teki oranı koruma başarısını gösterdik.’’ Denir.

***
Yıllardır hükümetler kadın haklarının geliştirilmesi konusunda önemli adımlar attığını söyler, yasalar çıkartır, fırsat eşitliğinden bahsederler ama yine kadınlar, kızlar şiddete maruz kalır. Koca ya da baba dayağından kaçmak için sığınma evine gitmek ister ama gidemez…
Töre yüzünden intihara zorlanır, ya da öldürülür…
Eğer işveren işçilerini işten çıkartacaksa önce kadınlar çıkartılır…
Yılda birkaç kez - kadınlar günü, anneler günü ya da belki sevgililer gününde- hatırlanır, kutlanır… Cennet ayakları altındadır... Belki bir-iki güzel söz, belki bir öpücük, belki bir hediye ile gönlü alınır…
Geri kalan günlerde külkedisinin arabasının kabağa dönüşmesi gibi, eski rol modeline döner. Temizlikçi, aşçı, bulaşıkçı, çocuk bakıcısı olur. (İstisnalar kaideyi bozmaz.)

***

Aslında kadın sorunu, toplumun sorunudur…
Hala ülkemizde beş kadından biri okuma yazma bilmiyor.  Özellikle eğitim almamış kadın şiddete maruz kaldığında katlanmak zorunda kalıyor ve şiddeti çocuğuna yansıtıyor…
Gerçi üniversite mezunu kadınların da dayak yediğini ve bunu normal karşıladığını duyuyoruz…
Kadınların dört duvar arasında sıkışmış, bütün gün televizyon kanallarında kadını aşağılayan programları izleyerek kendine biçilen rol modelleri ile özdeşleşiyor.
Sosyal hayata katılamayan kadının siyasallaşmasını beklemek çok zor…
 Bu nedenle öncelikle kadının dört duvar arasından ve koca baskısından çıkarak yaşam alanına katılması lazım.  

***
Anayasamızın 10. maddesi kadın-erkek eşit haklara sahiptir der… Ama ne yazık ki birçok alan da kadın erkek eşitsizliği ve ayrımcılığı olduğunu hepimiz biliyoruz... Çözüm üretecek mercilerde kadınların olmasının ne kadar önemli olduğunu söylüyoruz ama erkek egemen bir toplumda bunun zor olduğunu görüyoruz…
Neyse ki uzun yıllardır TBMM kurulması planlanan Kadın-erkek eşitlik komisyonu’  bütün partilerin kadın milletvekillerinin ayrı ayrı verdiği, yasa teklifleri birleştirilerek kabul edildi.  Komisyon bütün kadınların her alanda eşit, özgür ve daha adil bir yaşam sürebilmeleri ve siyasette aktif olabilmeleri için çalışmalar yapacak…
***
29 Mart’ta yapılacak yerel seçimler için adaylık başvurusu yapan kadın belediye başkan aday adayı sayısı fazla olmasa da, kadın meclis üyesi aday adayı sayısı eski yıllara göre daha iyi…
Belediye başkan adayları da meclisin çoğunluğunun cefakâr ve vefakâr olan kadınlardan oluşması gerektiğini söylüyor…
Avrupa Birliğine katılmak isteyen ülkemizin nüfusunun ve seçmen sayısının yarısının kadın olduğunu düşündüğünüzde, çokta anlamlı bir söylem…
Üstelik rol model olarak artık bulaşık yıkayan kadınlar yerine, siyaset yapan kadınlara ihtiyacımız var öyle değil mi?

* 12 Şubat 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe yazısı