Yerel seçimlere çeyrek kala en çok dikkatimi çeken konulardan birisi, Başbakan Erdoğan’ın yaptığı mitinglerde ‘‘Bize küçük düşünmek yakışmaz. Türkiye’ye küçük düşünmek yakışmaz. Sen Türkiye’sin, büyük düşün.’’Demesi ve kendisinden ‘‘Bu Başbakan öyle küçük düşünen bir başbakan değil. Bu Başbakan Türkiye'nin şanına yakışan, Türkiye'nin büyük düşünmesini kendisi için ideal addeden bir başbakan’’ diyerek kendisinden 3. tekil şahısmış gibi bahsetmesidir…
Anlaşılan o ki Başbakan Erdoğan -ya da danışmanları- Dr. David J. Schwartz’ın ‘‘Büyük Düşünmenin Büyüsü’’adlı kitabından esinlenmiş ama kitabı detaylı okumamış...
‘Ben’ kelimesinin itici olduğunu ve üçüncü şahıs etkisinin önemini anlamış ama kendi kendini övmenin yanlış olduğunu, bir insanın çek defterinden kendine çek kesemeyeceğini anlayamamış…
Nasıl ki bir doktorun, ‘‘Ortadoğu ve Balkanların en iyi doktoru benim. En İyi tedaviyi ben yaparım’’ ya da bir öğretmenin ‘‘Türkiye’nin en iyi öğretmeni benim, en iyi öğrencileri ben yetiştiririm’’ demesi göze batar, itici gelirse başbakanımızın da ‘‘Bu başbakan öyle küçük düşünen bir başbakan değil’’demesi bana rahatsızlık veriyor.
Diyelim ki bunu anlayışla karşıladık ve büyük düşündük…
Ama halkına büyük düşünün diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ne yazık ki kendisi ile çelişiyor.
Miting alanlarında başbakan, ‘‘Bu ülkenin hiçbir ferdi, ne yurt içinde, ne de yurt dışında başı öne eğik gezmeyecek dedik. Bu ülkeye, bu millete kimse ezilmiş, horlanmış muamelesi yapamaz dedik.’’ Dedikten sonra üç kilo makarna, iki kilo bulgur, bir çuval kömür dağıtarak insanları kendi eziyor...
‘‘Üç tane çocuk yap. Yapmazsan otuz sene sonra soyumuz yaşlanacak. Okul masraflarını biz karşılıyoruz. İlköğretimde okuyan erkek öğrenciye 20 milyon kız öğrenciye 25 milyon, ortaöğretimde erkek öğrenciye 35 milyon kız öğrenciye 45 milyon veriyoruz.’’ Diyor. Bu parayla çocuk okutulabilir mi? Büyük düşünmek bu mudur? Vizyon bu mudur?
Elektriği olmayan köylere çamaşır makinesi ya da buzdolabı dağıtmak, büyük düşünmelerini sağlamak için midir?
***
Bütün dünya da milyonlarca insan kişisel gelişim kitaplarından bir klasik olan ‘Büyük Düşünmenin Büyüsü’nü okuyarak yaşamlarında olumlu yönde geliştirmiştir. Keşke ülkemizde de bu kitabı herkes okusa ve büyük düşünse, ne güzel olur değil mi?
Mesela asgari ücretle çalışan biri, büyük düşünüp çocuklarını özel okulda hatta yurtdışında okutmak istese,
Cebinden ekstra para çıkmadan özel hastanede ya da yurtdışında tedavi görmek istese,
Villada oturmak, son model araba kullanmak, limitsiz kredi kartı harcaması yapmak, takım takım elbiseler, markalı çantalar ayakkabılar almak istese,
Bodrum ya da Antalya'da beş yıldızlı tatil yapmak istese, hatta daha büyük düşünüp yurtdışı gezisi hatta ve hatta başbakanın oğluna özenip gemi satın alıp onunla gezmek istese,
Fena mı olur?
Olmaz elbette ama bırakalım asgari ücretle çalışmayı, dört kişiden biri işsiz gezerken ‘‘büyük düşünün’’ demek abesle iştigal etmektir.
O nedenle sayın başbakan, mitinglerde büyük düşünmekten fazla bahsetmeyin maazallah halkımız büyük düşünmeye bir başlarsa kriz teğet falan geçmez pik yapar pik…
* 5 Mart 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe yazısı
Blog Arşivi
-
►
2018
(12)
- ► Haziran 2018 (1)
- ► Mayıs 2018 (6)
- ► Nisan 2018 (2)
-
►
2017
(20)
- ► Kasım 2017 (2)
- ► Eylül 2017 (2)
- ► Ağustos 2017 (2)
- ► Temmuz 2017 (4)
- ► Haziran 2017 (1)
- ► Nisan 2017 (1)
-
►
2015
(34)
- ► Eylül 2015 (1)
- ► Nisan 2015 (9)
- ► Şubat 2015 (3)
-
►
2014
(22)
- ► Aralık 2014 (4)
- ► Kasım 2014 (4)
- ► Eylül 2014 (1)
- ► Haziran 2014 (1)
- ► Mayıs 2014 (1)
- ► Nisan 2014 (1)
- ► Şubat 2014 (3)
-
►
2013
(43)
- ► Aralık 2013 (2)
- ► Kasım 2013 (4)
- ► Eylül 2013 (9)
- ► Haziran 2013 (4)
- ► Mayıs 2013 (4)
- ► Nisan 2013 (2)
- ► Şubat 2013 (4)
-
►
2012
(52)
- ► Aralık 2012 (4)
- ► Kasım 2012 (5)
- ► Eylül 2012 (4)
- ► Ağustos 2012 (4)
- ► Temmuz 2012 (4)
- ► Haziran 2012 (5)
- ► Mayıs 2012 (4)
- ► Nisan 2012 (5)
- ► Şubat 2012 (4)
-
►
2011
(45)
- ► Aralık 2011 (6)
- ► Kasım 2011 (5)
- ► Eylül 2011 (5)
- ► Ağustos 2011 (3)
- ► Temmuz 2011 (5)
- ► Haziran 2011 (12)
- ► Şubat 2011 (3)
-
▼
2010
(182)
-
▼
Aralık 2010
(182)
- Eğitim şart
- 16 mı?
- Kocaeli neden solun kalesi olmaktan çıktı?
- ...................................
- Hak mücadelesi...
- Trafik kazaları...
- Her saniye değerlidir...
- Kaybedecek zaman yok!
- Bir türlü anlayamıyorum...
- Öğrenmeye açık olmak...
- Banyan Ağacı Olabilmek...
- ......
- 2010
- Düşünmek...
- Geçen hafta...
- 10 Aralık 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köş...
- İyi de kötü de bizim içimizde...
- Ne anlatırsan anlat...
- Her şeye rağmen, dişhekimleri günü kutlu olsun...
- Kendimizle barışmadan Kocaeli seçmeniyle barışamayız
- 12 Kasım 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe...
- Kazlar ve takım ruhu
- En büyük bayram kutlu olsun...
- 22 Ekim 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe ...
- Sorunlara değil, çözümlere odaklanmak...
- Bisiklet yolu çizdim, o halde vizyonerim !!!
- Yürüyen köşk
- Bayramlar mı değişti, bizler mi yaşlandık?
- Otopark sorunu
- Sıcacık bir gülümseme dünyanın en kuvvetli antibiy...
- Anlamlı bir hikâye
- Elinizden geleni değil, ne gerekiyorsa!..
- Yazıklar olsun!
- Bağışlayın...
- ......
- Türkiye silahlanıyor mu, silahsızlanıyor mu?
- Sadece bir karar (2)
- Sadece bir karar (1)
- Düğün için yol kapatılır mı?
- Üzülmek neyi değiştirecek?
- Hormondan kaçarken, GDO’ya yakalanmak…
- Tenerife’in rögar kapakları, su, otopark ve çöp so...
- İçimden bir şey yazmak gelmiyor...
- Ne kadar çevreciyiz?
- Kocaeli 1. Kitap Fuarı…
- **************
- Kıymayın Efendiler!
- Tekrar soruyorum
- Sözde Kalmasın!
- MSG zararlı mı değil mi?
- Spor salonu olmayan spor lisesi!
- 24 Kasım Anadolu Lisesi…
- Çok geç olmadan!
- Yarın çok geç olabilir!
- Aklım karıştı…
- Oy kullanmak!
- Görünmeyen katkı, görünür başarı…
- Dört şey geri gelmez…
- Büyük düşünmenin büyüsü…
- Aklımıza takılanlar…
- Kadın erkek eşitliği komisyonu…
- Masal gibi…
- Uğur Mumcu Parkı…
- Siz nasıl çalışıyorsunuz?
- Küresel kararma…
- Teşekkür…
- Yeni yıl…
- ***
- Gül Baba Türbesi ve Tökely İmre Anıtı…
- Kabul edenler, etmeyenler? Kabul edilmiştir!
- Hayatın altın kuralları…
- Aday adayı olmak çook kolay…
- Buzdağının görünen yüzü…
- Ben lüksü sevmem…
- Velev ki…
- Kaliteli ve kalitesiz avukat…
- Yerel Seçimler, adaylar ve sorular…
- Yerim ihale kanununu…
- Ağız Sağlığı Sözde Kalmasın…
- Ne olacak halimiz…
- Üç hikaye, üç ders…
- Mikrop mu sorun, sorun mu mikrop?
- 18 Eylül 2008 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe...
- Deniz Feneri…
- Çivi…
- Biz burada film oynamıyoruz…
- Ödül…
- 14 Ağustos 2008 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık kö...
- Olumsuzlukları olumluya çevirme…
- Önyargı üzerine…
- Bilgisayar ve gençlik…
- Seçim sizin!
- Kelebek etkisi…
- Aklıma Takılanlar…
- İşsizlik mi zor, iş yüzünden ölmek mi?
- Paradigmalar (2)
- Paradigmalar (1) …
- Fark yaratmak…
- Güvenmek, güvenilmek...
- 68 Kuşağından İnternet Kuşağına…
-
▼
Aralık 2010
(182)