Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Fark yaratmak…

Bir ders yılını daha geride bıraktık. Gerçi OKS ve ÖSS sınavlarına hazırlanan öğrenci ve velilerin heyecanları hala devam ediyor. Bütün öğrencilere sınavlarında başarılar diliyorum.

Çocuklarımızın geleceğinin şekillenmesinde etkili olan öğretmenlerimize, onların hayatlarında fark yarattıkları için teşekkür ediyorum…

***

Sevda öğretmen yeni tayin olduğu okulda 5. sınıfları okutuyordu… Okullar açılalı birkaç ay olmuştu... Öğrencilerine hepsini aynı derecede sevdiğini söyledi. Ancak bu doğru değildi. Çünkü ön sırada oturduğu yerde bir yana kaykılmış olan Mustafa’yı, diğer çocuklarla kavga ettiği, sürekli kir pas içinde dolaştığı için hiç sevememişti…

Sevda öğretmen Mustafa’ya o kadar çok kızıyordu ki yazılı kâğıtlarını incelerken yanlışlarını kalın kırmızı kalemle çiziyordu…

Öğrencileri yakından tanımak için geçmiş kayıtlarını incelemiş ama Mustafa’nın kayıtlarını en sona bırakmıştı… Ancak, onun hayatını gözden geçirdiğinde, bir sürpriz ile karşılaştı…

Mustafa’nın birinci sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı: ‘‘Mustafa gülmeye hazır parlak bir çocuk. Ödevlerini derli toplu ve temiz yapıyor ve çok terbiyeli. Onun etrafta olması çok eğlenceli.’’

İkinci sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı:

‘‘Mustafa mükemmel bir öğrenci. Sınıf arkadaşları tarafından çok seviliyor.

Ama annesi ölümcül bir hastalıkla savaştığı için zor günler geçiriyor.’’

Üçüncü sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı: ‘‘Mustafa’nın annesinin ölümü onun için çok zor oldu. Mustafa elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Ama babası ona ilgi göstermiyor ve eğer bazı adımlar atılmazsa evde ki yaşamı yakında onu olumsuz etkileyecek.’’

Mustafa’nın dördüncü sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı…

"Mustafa içine kapanık ve okulda derslere çok fazla ilgi göstermiyor. Çok fazla arkadaşı yok ve bazen sınıfta uyuyor.

Sevda öğretmen bunları okuyunca, problemi kavradı ve kendinden utandı…

***

Öğretmenler gününde bütün öğrenciler parlak kâğıtlara sarılmış güzel hediyeler

getirmişti… Mustafa ise hediyesini kalın ambalaj kâğıdına beceriksizce sarmıştı. Sevda öğretmen paketi açtığında, taşlarından bazıları düşmüş yapma elmas taşlı bir bilezik ve yarısı boş bir parfüm şişesi çıktı. Çocuklar gülmeye başladı... Ama o bileziğin ne kadar güzel olduğunu söyleyince, çocukların gülmesi kesildi. Bileziği taktı ve parfümü bileklerine sürdü. Mustafa, o gün okuldan sonra öğretmenine şunu söylemek için kaldı. ‘‘Öğretmenim bugün aynı annem gibi kokuyordunuz.’’

Çocuklar gittikten sonra, Sevda öğretmen saatlerce ağladı… O günden sonra, Mustafa’ya özel ilgi göstermeye, onu teşvik etmeye başladı… Mustafa’da bu ilgiye karşılık sınıfın en çalışkan, öğrencilerinden biri oldu…
Bir sene sonra, Sevda öğretmen Mustafa’dan bir mektup aldı… Mustafa mektubunda Sevda öğretmene, ‘‘hala tüm yaşamında sahip olduğu en iyi öğretmen olduğunu’’ söylüyordu…
Mustafa’dan 6 yıl sonra bir mektup daha geldi… ‘‘Liseyi bitirdiğini, sınıfında üçüncü olduğunu ve onun hala hayatındaki en iyi öğretmen olduğunu yazmıştı…
Bundan dört yıl sonra, bazı zamanlar zor geçmesine rağmen sebatla çalışmaya devam ettiğini ve yakında üniversiteden en yüksek derece ile mezun olacağını yazan başka bir mektup geldi. Sevda öğretmene ‘‘yaşamında ki en iyi ve en favori öğretmen olduğunu yazmıştı. Sonra dört yıl daha geçti ve başka bir mektup geldi. Mektup onun hala karşılaştığı en iyi ve en favori öğretmen olduğunu, bir kızla tanıştığını ve onunla evleneceğini söylüyordu… Babasının birkaç hafta önce vefat ettiğini ve evlenme töreninde öğretmenine, annesine ayrılan yere oturup oturamayacağını soruyordu…
Şüphesiz Sevda öğretmen bunu kabul etti ve tahmin edin ne oldu?
Taşları düşmüş olan o bileziği taktı. Dahası, Mustafa’nın annesinin süründüğü parfümden sürerek nikâha gitti…
Birbirlerini kucakladılar ve Mustafa, öğretmeninin kulağına şöyle fısıldadı.
"Bana inandığınız için teşekkür ederim, öğretmenim… Bana önemli olduğumu hissettirdiğiniz ve hayatımda fark yarattığınız için çok teşekkür ederim."



Sevda öğretmen, gözlerinde yaşlarla fısıldadı… ‘‘Mustafa, bir fark meydana getirebileceğimi bana öğreten sensin… Seninle tanışıncaya dek, nasıl öğreteceğimi bilmiyordum.’’

* 5 Haziran 2008 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe yazısı