Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

İşsizlik mi zor, iş yüzünden ölmek mi?

Eskiden köylerinden iş bulmak için gurbete çıkanlar; Almanya, İngiltere gibi yabancı ülkelere giderlerdi. Şimdi gurbet büyük şehirler oldu…
Artık şehirlerde inşaatlarda çalışılıp, memleketteki aile fertlerinin karınları doyuruluyor... Çoluktan çocuktan uzak, inşaatlar da kuru bir döşeğin üzerinde yatılıyor…
Tıpkı ekmeğini kazanmaya yurtdışına giden emekçiler gibi sene de bir kere köylerine gidilip, hasret gideriliyor. Babalar çocukların büyümesini, çocuklar da babalarını göremeden günler, aylar geçiyor…

***
Çoğunluğunu çocuk ve kadınların oluşturduğu mevsimlik işçiler, sıkış tepiş araçlara dolup, üç kuruşa pamuk, fındık, kayısı, soğan toplamaya gidiyorlar… Çadırlarda yatıyorlar aylarca, kir pas içinde…
Aldıkları günlük yevmiye ancak karınlarını doyuruyor. Ama ne yapsınlar? Başka çareleri yok… Zaten senede üç dört ay iş bulabiliyorlar onu da tepip aç mı kalsınlar?
 İlköğretim öğrencileri, bütün yaz güneşin altında okul harçlıklarını çıkarmak için çalışıyor… Okumak istiyorlar, büyüdüklerinde bu işlerde çalışmamak için…

***

Ülkemizin en önemli sorunlarından biri olan işsizlik azalacağına her geçen gün artarken, iş bulanlar da ‘‘iyi mi, kötü mü’’, ‘‘parası az mı, çok mu’’ diye bakmıyor artık. ‘‘Yeter ki iş olsun, eve üç beş kuruş götürsün’’ Onun derdindeler…
Hemen hergün haberlerde mevsimlik işçilerin, tersane işçilerinin, demir çelik işçilerinin kazalarda can verdiğini duyuyoruz. Şimdi basına yansıyan yeni bir öldüren iş kolu daha olduğunu öğrendik. ‘‘Kot taşlama’’…  
Kot taşlama; dünya da hiçbir zaman modası geçmeyen kot kumaşının eskimiş bir görünüm alması için, kumun hava kompresörleriyle kumaşın yüzeyine tutularak aşındırılma işlemidir…
Dünya da makinelerle yapılan kot beyazlatma işlemi ülkemizde elle yapılıyor. Sebep ucuza mal edebilmek… Çalışma esnasında solunan tozlar ölümcül akciğer hastalığına neden oluyor…
Bu iş kolunda çalışan çocuk yaştaki gençler, ciddi tehlike altında… Köylerinden iş bulmak, aş bulmak için gelen gençler; merdiven altı tabir edilen kaçak işyerlerinde sağlıksız atölyeler de çalışıyorlar…
Doktorlar, havalandırması yetersiz bu atölyelerde, maskesiz olarak altı ay ile iki yıl gibi bir süre çalışan işçilerin akciğerlerinin, yirmi- otuz yıl maden de çalışan işçilerin akciğerleri kadar etkilendiğini söylüyor.
Birkaç ay önce televizyonda Arena programında bu konu işlenmişti. İstanbul’da birçok semtte her türlü denetimden uzak, kot taşlama atölyesi tespit edilmişti…
Acaba o programdan sonra yetkililer konuyla ilgili ne gibi çalışmalar yaptı? Kot taşlama atölyelerinde ki çalışmalar dünya standartlarına uygun hale getirildi mi? Yoksa eski tas eski hamam, çalışanlar öleceklerini bile bile aynı işyerlerinde, aynı şartlarda çalışmaya devam mı ediyor?
Hepimiz hangisinin olduğunu biliyoruz sanırım…
Niye duyarsızız o zaman? Her zaman ki gibi ‘‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’’ hali mi?
***
Kamuoyunda İstihdam yasası diye bilinen ‘‘İş kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’’ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından bir ay önce onaylandı. Yeni yasaya göre taşeronlaştırma güvence altına alınıyor. 50 ve üzeri işçi çalıştıran iş yerlerinde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bulundurma zorunluluğu kaldırılıp, bu hizmet taşeron firmadan satın alınabilecek… ‘‘Bu yasa iş kazalarını artırıp iş güvenliğini ortadan kaldırıyor.’’ Diye Tabipler ve mühendisler duyarlı davranarak çalışmalar yapıyorlar. Sağ olsunlar…
Peki, sağlıksız ortamlarda, asgari ücretin altında, üstelikte sigortasız çalışmak zorunda kalanların haklarını kim savunacak? 

* 26 Haziran 2008 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe yazısı