Belli bir yaştan sonra günler çok hızlı geçer derlerdi de; inanmazdım.
2008’e girdik giriyoruz derken, işte şubat ayını da yarıladık…
Okulların sömestre tatili bitti. İkinci yarıyıl başladı bile…
Hafta sonu gazetelerde okuduğum bir haber keyfimi fazlasıyla kaçırdı…
Mersinde bir üniversite öğrencisi; yüksek gerilim hattına takılan montunu demir askı ile almaya çalışırken, elektrik akımına kapılarak yaşamını yitiriyor…
Onu kurtarmak isteyen arkadaşı ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılıyor.Gencecik iki yaşam…
Bu habere çok üzüldüm ve eğitim sistemimizi bir kez daha sorguladım…
Üniversiteye giden iki arkadaş böyle bir yanlışı nasıl yapabilirdi?
ÖSS ve orta öğretim sınavların da on binlerce öğrencinin sıfır alması, ne kadar ezberci bir eğitim sistemine sahip olduğumuzun en basit göstergesi aslında…
Bu kadar öğrenci bu kadar yıl ne matematik ne fizik ne edebiyat kısaca hiçbir dersi anlamamış, öğrenememiş mi?
Binlerce öğrencinin zekâlarında mı sorun var yoksa eğitim sistemimizde mi?
***
Yıllardır girmek için uğraştığımız AB ülkelerinde ki okullarda öğrenciler yetenekleri ve ilgilerine göre yetiştiriliyor...
Yaşamlarını kolaylaştıracak birçok gerekli bilgiyi öğrenerek mezun oluyorlar…
Öğrenciler üniversiteye başlamadan önce; ekmek pişirmekten, musluk tamirine, boya badana yapmaktan fayans dizimine kadar öğreniyor…
Hatta neredeyse kendi evinin tamamını yapanlar var…
Mutlaka iyi derecede bir müzik aleti çalıp, bir spor dalında uzmanlaşıyorlar…
Bizim ülkemizde ise önce orta öğretim sınavını daha sonra üniversite sınavını kazanabilmek için okul, dershane, özel öğretmen üçgeninde yıllarca yarış atı gibi koşan çocuklar.
Çocukluğunu yaşayamayan yarış atları demek daha mı doğru olur acaba?
***
Kapalı spor salonu, tiyatro salonu, resim atölyesi, fen laboratuarı, müzik aletleri olmayan okullar için mi bütün bu emekler?
Yoksa sadece üniversiteye kapağı atmak için mi?
Üniversiteye kapağı atmak çözüm mü peki?
Bitince ne olacak?
İşsizler ordusuna yeni üyeler…
Ya da iş buldu hasbel kader ama priz takmayı bile öğrenmemiş,
şefi iki parmak boru istediğinde boruya parmaklarını sokup ölçen mühendisler…
***
Çocuklarımız sömestre tatilini nasıl geçirdi?
Kişisel gelişimle ilgili kaç kitap okudu?
Hangi spor salonlarına gitti?
Kaç tiyatro, konser, resim sergisine gitti?
İlerde yaşamını kolaylaştıracak hangi bilgileri öğrendi?
İnternet kafeler de bilgisayar önünde efsunlanmış gibi oturanlar,
Kafeleri ve alışveriş merkezlerini hıncahınç dolduranlar kimdi?
Zaman gerçekten çok hızlı geçiyor!
Ama çocukken fark edilmiyor…
* 14 Şubat 2008 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe yazısı
Blog Arşivi
-
►
2018
(12)
- ► Haziran 2018 (1)
- ► Mayıs 2018 (6)
- ► Nisan 2018 (2)
-
►
2017
(20)
- ► Kasım 2017 (2)
- ► Eylül 2017 (2)
- ► Ağustos 2017 (2)
- ► Temmuz 2017 (4)
- ► Haziran 2017 (1)
- ► Nisan 2017 (1)
-
►
2015
(34)
- ► Eylül 2015 (1)
- ► Nisan 2015 (9)
- ► Şubat 2015 (3)
-
►
2014
(22)
- ► Aralık 2014 (4)
- ► Kasım 2014 (4)
- ► Eylül 2014 (1)
- ► Haziran 2014 (1)
- ► Mayıs 2014 (1)
- ► Nisan 2014 (1)
- ► Şubat 2014 (3)
-
►
2013
(43)
- ► Aralık 2013 (2)
- ► Kasım 2013 (4)
- ► Eylül 2013 (9)
- ► Haziran 2013 (4)
- ► Mayıs 2013 (4)
- ► Nisan 2013 (2)
- ► Şubat 2013 (4)
-
►
2012
(52)
- ► Aralık 2012 (4)
- ► Kasım 2012 (5)
- ► Eylül 2012 (4)
- ► Ağustos 2012 (4)
- ► Temmuz 2012 (4)
- ► Haziran 2012 (5)
- ► Mayıs 2012 (4)
- ► Nisan 2012 (5)
- ► Şubat 2012 (4)
-
►
2011
(45)
- ► Aralık 2011 (6)
- ► Kasım 2011 (5)
- ► Eylül 2011 (5)
- ► Ağustos 2011 (3)
- ► Temmuz 2011 (5)
- ► Haziran 2011 (12)
- ► Şubat 2011 (3)
-
▼
2010
(182)
-
▼
Aralık 2010
(182)
- Eğitim şart
- 16 mı?
- Kocaeli neden solun kalesi olmaktan çıktı?
- ...................................
- Hak mücadelesi...
- Trafik kazaları...
- Her saniye değerlidir...
- Kaybedecek zaman yok!
- Bir türlü anlayamıyorum...
- Öğrenmeye açık olmak...
- Banyan Ağacı Olabilmek...
- ......
- 2010
- Düşünmek...
- Geçen hafta...
- 10 Aralık 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köş...
- İyi de kötü de bizim içimizde...
- Ne anlatırsan anlat...
- Her şeye rağmen, dişhekimleri günü kutlu olsun...
- Kendimizle barışmadan Kocaeli seçmeniyle barışamayız
- 12 Kasım 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe...
- Kazlar ve takım ruhu
- En büyük bayram kutlu olsun...
- 22 Ekim 2009 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe ...
- Sorunlara değil, çözümlere odaklanmak...
- Bisiklet yolu çizdim, o halde vizyonerim !!!
- Yürüyen köşk
- Bayramlar mı değişti, bizler mi yaşlandık?
- Otopark sorunu
- Sıcacık bir gülümseme dünyanın en kuvvetli antibiy...
- Anlamlı bir hikâye
- Elinizden geleni değil, ne gerekiyorsa!..
- Yazıklar olsun!
- Bağışlayın...
- ......
- Türkiye silahlanıyor mu, silahsızlanıyor mu?
- Sadece bir karar (2)
- Sadece bir karar (1)
- Düğün için yol kapatılır mı?
- Üzülmek neyi değiştirecek?
- Hormondan kaçarken, GDO’ya yakalanmak…
- Tenerife’in rögar kapakları, su, otopark ve çöp so...
- İçimden bir şey yazmak gelmiyor...
- Ne kadar çevreciyiz?
- Kocaeli 1. Kitap Fuarı…
- **************
- Kıymayın Efendiler!
- Tekrar soruyorum
- Sözde Kalmasın!
- MSG zararlı mı değil mi?
- Spor salonu olmayan spor lisesi!
- 24 Kasım Anadolu Lisesi…
- Çok geç olmadan!
- Yarın çok geç olabilir!
- Aklım karıştı…
- Oy kullanmak!
- Görünmeyen katkı, görünür başarı…
- Dört şey geri gelmez…
- Büyük düşünmenin büyüsü…
- Aklımıza takılanlar…
- Kadın erkek eşitliği komisyonu…
- Masal gibi…
- Uğur Mumcu Parkı…
- Siz nasıl çalışıyorsunuz?
- Küresel kararma…
- Teşekkür…
- Yeni yıl…
- ***
- Gül Baba Türbesi ve Tökely İmre Anıtı…
- Kabul edenler, etmeyenler? Kabul edilmiştir!
- Hayatın altın kuralları…
- Aday adayı olmak çook kolay…
- Buzdağının görünen yüzü…
- Ben lüksü sevmem…
- Velev ki…
- Kaliteli ve kalitesiz avukat…
- Yerel Seçimler, adaylar ve sorular…
- Yerim ihale kanununu…
- Ağız Sağlığı Sözde Kalmasın…
- Ne olacak halimiz…
- Üç hikaye, üç ders…
- Mikrop mu sorun, sorun mu mikrop?
- 18 Eylül 2008 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe...
- Deniz Feneri…
- Çivi…
- Biz burada film oynamıyoruz…
- Ödül…
- 14 Ağustos 2008 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık kö...
- Olumsuzlukları olumluya çevirme…
- Önyargı üzerine…
- Bilgisayar ve gençlik…
- Seçim sizin!
- Kelebek etkisi…
- Aklıma Takılanlar…
- İşsizlik mi zor, iş yüzünden ölmek mi?
- Paradigmalar (2)
- Paradigmalar (1) …
- Fark yaratmak…
- Güvenmek, güvenilmek...
- 68 Kuşağından İnternet Kuşağına…
-
▼
Aralık 2010
(182)