Şair ve bilim adamı Iseley, dinlenmek ve yazmak amacıyla okyanus kıyısında bir kasabaya gider…
Sabahın erken saatlerinde sahilde yürüyüş yaparken, uzakta dans eder gibi hareketler yapan biri dikkatini çeker. Merakla o tarafa gittiğinde, genç bir adamın yerden bir şey alıp denize attığını ve aynı hareketi sürekli tekrarladığını görür. Biraz daha yaklaşarak selam verir ve aralarında şu konuşma geçer:
—Ne yapıyorsun böyle?
—Dün geceki fırtınadan sonra kıyıya vuran denizyıldızlarını okyanusa atıyorum. Birazdan güneş yükselecek ve sular çekilecek. Denizyıldızları da kuruyup ölecekler.
—Ama görmüyor musun? Kilometrelerce sahil var ve baştan aşağı denizyıldızları ile dolu. Hepsini suya atman mümkün değil… Neden uğraşıyorsun, ne fark edecek ki?
Genç adam hiçbir şey söylemeden eğilir, yerden bir denizyıldızı daha alır ve denize fırlatır.
— Bakın. Onun için fark etti! der…
— Bakın. Onun için fark etti! der…
***
Aşağı yukarı herkes “Denizyıldızı” hikayesini bilir.
Biz bu hikayeden yola çıkarak, 2003 yılında benimde kurucu üyelerinden olduğum Denizyıldızı Korunmaya Muhtaç Çocuklara Yardım Derneğini kurduk.
Biz bu hikayeden yola çıkarak, 2003 yılında benimde kurucu üyelerinden olduğum Denizyıldızı Korunmaya Muhtaç Çocuklara Yardım Derneğini kurduk.
Her biri denizyıldızı kadar narin, bir o kadar okyanusa atılmak için yardımsever ellere ihtiyacı olan çocuklarımızın özenle bakıldığı yuvanın koruma derneğini…
Aslında derneği ilk kurduğumuz da ismi "Kassel Şehri Yahya Kaptan Çocuk Yuvası Koruma ve Yaşatma Derneği" idi.
Yasa gereği kamu isimleri kullanılamaz olunca, isim değişikliği yaparak Denizyıldızı adı altında çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
Yasa gereği kamu isimleri kullanılamaz olunca, isim değişikliği yaparak Denizyıldızı adı altında çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
***
İsterseniz bu noktada dernek başkanımız Nükhet Apay’ın sözlerine kulak verelim:
“Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü’ne bağlı Denizyıldızı Korunmaya Muhtaç Çocuklara Yardım Derneğinin binaları Almanya'nın Kassel şehrindeki gönüllülerin deprem bağışları ile yapılmıştır.
Şu anda yuvada 106 çocuk barınıyor. 0-18 yaş arası kız çocukları ile 0-12 yaş arası erkek çocukları…
12 yaşından sonra erkek çocukları yetiştirme yurtlarına gidiyorlar.
18 yaşından sonra üniversiteyi kazananlar devlet yurtlarına, ailesi olanlar ailelerinin yanına, üniversiteyi kazanamayanlar ise devlet kademelerine yerleştiriliyorlar.
12 yaşından sonra erkek çocukları yetiştirme yurtlarına gidiyorlar.
18 yaşından sonra üniversiteyi kazananlar devlet yurtlarına, ailesi olanlar ailelerinin yanına, üniversiteyi kazanamayanlar ise devlet kademelerine yerleştiriliyorlar.
Bizim dernek olarak bu aşamadaki görevimiz:
Devletin çocukların büyüme döneminde maddi olarak eksik kaldığı yerlerde yuvanın ihtiyaçlarını karşılamak amaçlı projeleri ve bununla ilgili gelir arttırıcı çalışmaları yürütmek.
Yuvada kalan öğrencilerin gelişimine katkı açısından kurumdan izin alarak kurslar düzenleyip, eğitim giderlerini karşılamak.
Çocukların toplumsallaşması için çalışmalar yapmak, bununla ilgili kamuoyu yaratmak.
Çocuk yuvasını tanıtıcı faaliyetler yürüterek yardım toplama kanununa uygun bağış almak.
Korunmaya muhtaç çocukların devletin korunması ve gözetiminde bakımı ve eğitimi, gelişimine yardımcı olarak toplumsal ve ahlaki değerlere bezenmesine; insan, doğa ve vatan sevgisiyle gelecekte iyi bir insan ve vatandaş olmasına çalışacak üyeleri derneğimize bekliyoruz.” diyor.
***
Yarınımızın güvencesi, çocuklarımızın iyi eğitilmesi, sevgi ile donatılması gerekiyor ki, geleceğimiz aydınlık olsun.
Yapılan araştırmalara göre organik rahatsızlıkları olmadığı halde yuvada yaşayan bebeklerin ölüm oranlarının daha fazla olduğu görülmüştür. Bunun sebebinin ise oradaki bebeklerin yeterince kucaklanmaması yani sevgiden mahrum kalması olduğuna karar verilmiştir…
Bu araştırma sevginin ve sıcak bir anne kucağının bebeğin gelişmesinde ne kadar etkili olduğunu gösteriyor…
Bu araştırma sevginin ve sıcak bir anne kucağının bebeğin gelişmesinde ne kadar etkili olduğunu gösteriyor…
***
Gelelim ‘Koruyucu Aile’ konusuna…
Ülkemizde ‘Koruyucu Aile’ konusu pek bilinmemekte. Daha doğrusu evlat edinme ile karıştırılmaktadır.
Koruyucu aile olmak çocuğu evlatlık almak, nüfusuna geçirmek demek değildir.
Amaç; korunmaya muhtaç çocuğu kısa ya da uzun süreli gönüllü ya da ücretli olarak sevgi dolu bir aile ortamında yetiştirerek topluma sağlıklı bir birey olarak kazandırmaktır.
Koruyucu aile yanında bakılmakta olan çocuklar için belirli miktarda ailelere aylık ücreti ödenmekte, çocukların sağlık giderleri Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından karşılanmaktadır. Ayrıca Koruyucu aile yanına yerleştirilen bu çocuklar ve aileler periyodik aralıklarla ilgili sosyal hizmet uzmanları tarafından, ziyaret edilerek çocuk ve ailenin karşılaştığı sorunların çözümünde yardımcı olunmaktadır.
Amaç; korunmaya muhtaç çocuğu kısa ya da uzun süreli gönüllü ya da ücretli olarak sevgi dolu bir aile ortamında yetiştirerek topluma sağlıklı bir birey olarak kazandırmaktır.
Koruyucu aile yanında bakılmakta olan çocuklar için belirli miktarda ailelere aylık ücreti ödenmekte, çocukların sağlık giderleri Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından karşılanmaktadır. Ayrıca Koruyucu aile yanına yerleştirilen bu çocuklar ve aileler periyodik aralıklarla ilgili sosyal hizmet uzmanları tarafından, ziyaret edilerek çocuk ve ailenin karşılaştığı sorunların çözümünde yardımcı olunmaktadır.
Kurumda çocukların bütün ihtiyaçları karşılandığı halde, Koruyucu aile ortamında yetişen korunmaya muhtaç çocukların kurumda kalan çocuklara göre daha sağlıklı geliştikleri yine araştırmalarda kanıtlanmıştır.
***
Aslına bakarsanız kurumda kalan çocukların tek eksikleri; sevgi ve şefkat…
Bu bayram da onları ziyaret etmeye ne dersiniz?
Derneğe üye olarak ya da koruyucu aile olarak, siz de bir çocuğa sevginizi vermek bu narin denizyıldızlarının hayatında fark yaratmak istemez misiniz?
* 4 ekim 2007 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe yazısı
* 4 ekim 2007 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe yazısı