Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Bu yolculuğa neden çıktım?


Bu sorunun yanıtını çok iyi biliyor ve sizlere de aktarmak istiyorum…
Öncelikle Ata’mızı dünyaya getiren Zübeyde Hanım’ın hepimizin bildiği, başında beyaz örtme, yuvarlak çerçeveli gözlüklü fotoğrafını bir düşünelim. O fotoğrafı kim çekti acaba? Ona bakınca gerçekten akıllı ve sevecen bir insan olduğunu düşünüyorum…
Ata’mızı dünyaya getiren ve ilk kişilik eğitimini veren o…
Gözleri kalplerinin içiyle bakan insanlar daha bir seçili oluyor…
                                                                 ***
“Büyük başın derdi büyük olur ” demiş atalarımız…
‘Ben başım göğe ersin’ diye vekil olmaya aday olmadım…
Talip olduğum görevin ne kadar önemli olduğunu çok iyi biliyorum.
Kuşkusuz bugün, evimi ailemi nasıl düşünüyorsam, ülkemi ve halkımı da öyle düşünüyorum… Özümden ayırmayacağım bir bütünün ÖZNE’siyim… 
İnsanlarımızın daha fazla çile çekmesini istemiyorum…
İnsanca yaşamak halkımın hakkı…
Ve bu düşüncem bana, içimdeki güce, güç katıyor…
Soğuk havayı yaşarken yalnızları, hastaları, evsizleri düşünürüm…
Bir başarım olduğunda; bu başarımın daha çok insana sonuç getirip getirmediğine bakarım öncelikle…
Şimdi ben bu duyarlılıkla istiyorum halkımın vekili olmayı ve yaşamlarının kolaylaştırılmasında başarılı adımlar atmayı…
Günü birlik olmasın, günü kurtarmaya bakmasın insanımız… ‘Geleceği olsun umutla beklediği’…İşte o umudu yeşertecek akla ve güce sahip olduğumu biliyorum…
İşte bu büyük değişimin tek gücü olarak gördüğüm CHP’nin mensubu ve aday adayı olmaktan onur duyuyorum… Öyle bir dokusu var ki partimin, halkımı aydınlık günlere nasıl götüreceğini çok iyi biliyor…
Önce ‘iş’ diyor… Önce emek… Önce İNSAN…
İnsanca yaşam sunmayı hedef görüyor önce… İşte bu değişimin gücü partimin programları ve hedeflerinde açıkça görülüyor… Yolsuzluklara ve yoksulluğa dur diyebilecek tek güç olan CHP’nin aday adayı olmak da bana ayrı bir onur ve ayrıcalık hissettiriyor.
AKP döneminde dokunulmazlıklar kaldırılmamış ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için dokunulmazlıkların kaldırılmasını ilk görev olarak gören partime aday adaylığı başvurum esnasında taahhütnamemi imzalamak, partimizin asıl ayrıcalığını hissettirmiştir bana…
‘Hesap vermekten kaçan, hesap soramaz’…Cumhuriyet tarihimizin en karanlık, en buhranlı döneminden geçiyoruz.
CHP; ülkemi, kuruluşundan, demokrasiye geçmesine, kalkınmasında oynadığı rollerle her zaman hafızalarda yer etmiştir…
Toplumu oluşturan her insan CHP için önemlidir…
Siyaset bu ülkenin aynasıdır.
İnsanlarımız bu aynaya nasıl bakıyorlar? Görmek istedikleri asıl bekledikleri nelerdir? Gerçeklerimiz gözümüz önünde. Büyüyen tehditlerin karşısında yerimizi nasıl alabilir, ihtiyaç duyulan güce nasıl katkı sağlayabiliriz?
Eğitimden sağlığa, dış ilişkilerden iç güvenliğe kadar hangi tarafa baksak iç karartan bir tablonun içine çekilmeye çalışılıyor ülkemiz.
Devrimlerin, değişimin, demokrasinin, öncüsü ülkesine ve insanına karşı büyük sorumluluk duyan CHP’nin soylu ve ödün vermeyen tarihsel yürüyüşünde sorumluluklarını bilen bir sosyal demokrat olarak altı oklu bayrağımızı taşımaktan ve her zaman ülkeme ve halkıma karşı duyduğum sorumluluk bilinciyle faydalı olacağıma inandığımdan adayım.
Bu güne kadar görev aldığım tüm sivil toplum örgütlerinde insanlığa hizmet etme, iyi insan ve iyi vatandaş olma gayesi ile çalıştım…
Daha çok fayda üretmek için elimden geleni değil, ne gerekirse yapmaya hazırım.
El ele, omuz omuza vererek görevimizi başarıyla sonuçlandıracağımıza ve CHP politika ve programları ile ülkemizi aydınlık yarınlara taşıyacağımıza yürekten inanıyorum…

* 31 Mayıs 2007 Bizim Kocaeli Gazetesi Haftalık köşe yazısı