Çok kısa bir sürece sıkıştırılmış bir seçim…
Seçimlere bir aydan daha kısa bir sürenin kalması…
Önceki yıllara göre çok daha politize olmuş bir seçmen kitlesi...
Her ortamda politikanın konuşulması…
Mecliste üçte iki çoğunluğa sahip olduğu halde – yani temsil de adaleti sağlayamadığı halde- 364milletvekili ile Cumhurbaşkanını seçemeyen bir iktidar partisi…
Sağda ve solda yaşanan ittifaklar, birleşmeler…
Kararlılar-kararsızlar, tepkililer-tepkisizler, ilgililer-ilgisizler…
Partililerin bu sıcaklarda sarf ettiği etkin gayret…
Her gün yapılan anketlerde değişen sonuçlar ve köşe yazarlarının yorumları…
Etik kelimesinin hakkını veremeyenlerin siyasi etikten bahsetmesi…
* * *
Aslında Kuzey Afrika’dan gelen sıcak hava dalgası ile, hava sıcaklığı ve nem oranı mevsim normallerinin çok üzerinde seyrediyor…
Kavurucu sıcaklar yüzünden resmi kurumların tatil edilmesi gündeme geliyor.
Uzmanlar sokağa çıkmayın diye uyarıyor.
Kalp hastalarının, yaşlıların, özürlülerin, hamilelerin, kronik hastalığı olanların sokağa çıkmasının doğru olmadığı, kamuda çalışan bu kriterde ki
İnsanların izinli sayıldığı bu günlerde sabahın köründen gecenin karanlığına kadar çalışanları kutlamak lazım…
Aslında bu süreçte seçime gitmek, adaylar için de seçmen için de partililer için de çok büyük haksızlık. Hatta işkence…
Neyse ki bir ay sürecek. Sıcaklardan beyin kanaması geçirmeden bu bir ayı kazasız belasız atlatmak en büyük isteğimiz…
Klimalı odalar da oturup eleştiri yapmak yerine, sokağa çıkıp seçmenlerle konuşmak, onların hatırını ve derdini sormak çok daha önemli bence…
Zaman zaman terden gömleğimizin sırılsıklam olması, kaybettiğiniz mineraller ve nem yüzünden tansiyonumuzun düşmesi bizi engelleyemiyor. Çünkü bizim aldığımız bir karar var.
Ezilen halkımızın ezilmemesi için ne gerekiyorsa yapmak üzere yola çıktık...
* * *
Halkımız 4,5 yıldır hergeçen gün yaşam şartlarının iyileşmesini beklemekten bıktı…
Çoluğuna çocuğuna bayramda nasıl giysi alırım, sınıfını takdirname ile geçtiği için istediği bisikleti, o çok beğendiği oyuncağı ya da ayakkabıyı nasıl alabilirim diye kara kara düşünmekten,
Kredi karlarının borcunu nasıl ödeyeceğini düşünmeden bir gün geçirememekten,
Asgari ücrete razı olduğu halde iş bulamamaktan ya da işten
atılma sırası acaba bana mı geldi ? diye, kabus görmekten,
Emekli kuyruğunda üç kuruşluk maaşını almak için beklerken kalp krizi geçirmekten,
Hastalandığı zaman istediği doktora gidememekten,
Çocuklarının en doğal hakkı olması gereken eşit ve parasız eğitim sağlayamamaktan,
Kambur üstüne kambur eklenmesinden sıkıldı…
Yoksulun, işsizin, hastanın, eğitim imkânı bulamayanların anayasal görev olarak yanında olabilen,
verdiği sözleri tutabilmek için tüm imkanları seferber eden,
argo sözcüklerle halkını aşağılamayan,
Ali Dibolara göz yummayan,
Yer altı ve yer üstü kaynaklarını peşkeş çekmeyen, toprakları parsel parsel satmayan,
İç güvenliğini sağlayabilen ve onurlu dış politika izleyen bir iktidar partisine ihtiyacı var…
23 Temmuzda da güzel günler göreceğiz…
* 28 Haziran 2007 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe yazısı
* 28 Haziran 2007 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe yazısı