Geçen gün “izlenmeye değer bir program varmı dır?” diye televizyon kanallarını dolaşırken, ATV’de içeriği kanser olan bir programa rastladım…
O sabah Çalık grubu ile ilgili;
“Çalık grubu, Sabah ve ATV’nin satışı için eksik kalan 700 milyon doları ödeyebilmek için bankalardan kredi almaya çalışıyor… Başbakan Erdoğan ise damadının genel müdür olduğu Çalık grubuna kredi alabilmesi için aracı oluyor.” Haberini okumuştum. Bu çağrışımla programı izlemeye karar verdim…
***
Eğer hafızalarımızı biraz zorlarsak, geçtiğimiz Aralık ayında Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu’nun el koyduğu Sabah ve ATV grubunun 1,1 milyar dolar muhammen bedelle satışa çıkarıldığını, ihaleye sadece Çalık Grubu’nun katıldığını ve ihalenin sadece beş dakika da sona erdiğini anımsarız…
Bu ihale birçok tartışmalara sebep olmuştu. İhaleye tek teklifi sunan Çalık Grubu’nun 1 milyar 100 milyon dolarlık teklifi RTÜK ile Rekabet Kurumu’nun onaylarının ardından, TMSF fon kurulunun da onayını aldıktan sonra ödeme için 22 Nisan’a kadar süre tanındı.
“Cebinden beş kuruş çıkmadan, bankadan kredi alarak nasıl medya patronu olunur, 22 Nisanı bekleyip göreceğiz?” düşünceleri ile ATV’deki programı izlemeye başladım…
***
Macaristan’dan gelen bir biyolog, “kanser tedavisinde çığır açan bir yöntem bulduğunu, 15 yıldır bu konu ile ilgili araştırmalar yaptığını” anlatıyordu. Kanser hastalarına yeni bir umut diye tanıtılan döteryumu azaltılmış su, anlatılanlara göre mucizeler yaratıyordu. Kemoterapi derneği Başkanı Prof. Bülent Berkarda’da anlatılanları onaylıyordu…
Ancak bu “mucize su” her ne hikmetse kanserde kullanılan tedavi yöntemleri olan kemoterapi ve radyoterapi ile birlikte kullanılırsa başarılı olunuyordu… Yani tek başına çözüm değildi.
Konuklardan birisi de bu su sayesinde kanseri yenen ve mucize suyu Macaristan’dan ithal etmek için hazırlıklar yapan bir kanser hastası idi…
Programı başından itibaren izleyemedim ama sonuna kadar bekledim.02.452te bitti. Bu arada programın arasına o kadar çok reklâm alındı ki program için “reklâm arası program” diyebilirim…
Anons edilen mail adresine, izleyicilerden yüzlerce mail geldi. Soruların bir kısmı, “Döteryumu azaltılmış bu suyun şeker, tansiyon vb. gibi başka hastalıkları tedavi edip etmeyeceği” yönünde idi. 15 yıldır araştırma yapan bilim adamı her nedense sadece kanserli hastalarla araştırma yapmıştı. Diyabetli ya da tansiyonlu hastalarla çalışmamıştı…
Programı sunan Suat Kozluklu programın sonunda “döteryumu azaltılmış bu suyun Sağlık Bakanlığı izni ile ithal edilmeye başlandığını, ama canlı yayında telefon ve adres veremeyeceğini, daha fazla bilgi isteyenlerin ilgili internet sitesinden öğrenebileceğini” söyledi. İlgili siteyi incelediğimde detaylar ve telefon numarası olduğunu gördüm…
Programı izleyen binlerce kişinin bu suyu satın alabilmek için sıraya girdiğine eminim. Unutmadan yazayım bu şifalı sudan günde en az 2 litre içtiğinizde ve birkaç ay kullandığınızda tümör küçülüyor, 5yıl içinde de iyileşiyormuş(!)
Yani en az beş yıl suyun satışı garanti…
Sağlıklı insanlar da kullandığında bütün hücreleri ve vücudu sağlıklı hale getiriyormuş…
3ay boyunca farelerle yapılan araştırmalarda, sağlıklı hücrelerde hiçbir yan etki görülmemiş. Dolayısı ile sağlıklı bireylerde kullanabilirmiş(!)
Hatta bu suyu içen sağlıklı bireyler spor yaparken daha hızlı koşabiliyormuş(!)
***
Acaba bu suyu Macaristan’dan kim veya hangi grup ithal edecek?
Döteryumu azaltılmış su çok faydalı ise; bizim sularımızın döteryumunu azaltacak bilim adamlarımız yok mu?
Mucize su diye tanıtılan bu su gerçekten kansere çare mi?
Çare değilse böyle bir televizyon yayını, sakıncalı değil mi?
*Döteryum; hidrojen elementinin bir başka izotopudur. Çekirdeğinde bir protonla bir nötron var. Okyanus sularında 1/6666 oranında mevcut…
* 17 nisan 2008 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe yazısı
* 17 nisan 2008 Bizim Kocaeli Gazetesi haftalık köşe yazısı