Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Siz de fark edeceksiniz…

 

Geçenler de; Eskişehir’de çıkan Kadının Sesi Gazetesi imtiyaz sahibi Sibel Erenoğlu ile Darıca Huzurevinde idik. Amacımız Orhan Koloğlu’nu ziyaret etmekti.
Tanışma anına kadar Orhan Koloğlu hakkında bildiklerim: Gazetecilik mesleğine 18 yaşında başlamış; yurtiçi - yurtdışı birçok önemli görevlerde bulunmuş; eğitim almaktan hiç vazgeçmemiş onlarca basılı kitabı olan; kısaca söylemek gerekirse, basının duayenlerinden biri olduğu idi…
Altmış dört yılını verdiği meslek hayatı ile ilgili anlatacakları konusunda son derece heyecanlıydım. 

***
Koloğlu, soğuk algınlığından dolayı rahatsız olduğu halde, bizi son derece sıcakkanlı karşıladı.
Odasına girdiğimiz an da, bugüne kadar gördüğüm huzurevi odalarından çok farklı olduğunu fark ettim.
Neredeyse bütün duvarları kaplayan kitaplığın rafları; çeşitli dillerde yazılan kitaplar, yıllar içinde alınan çeşitli ödüller ve çalışmalarını topladığı klasörlerin ağırlığı ile bel vermişti.
Konuşmaları esnasında, 19 yeni kitapla ilgili çalışmalar yaptığından bahsetti.

***
Orhan Koloğlu’nun odasında, tahmin ettiğimden çok daha uzun kaldık.
Gayret gerektiren zorlu ya da eğlenceli bir etkinlikle meşgul olduğumuzda, saatin kaç olduğunu unutup, zamanın nasıl akıp gittiğini anlayamayız ya;
Koloğlu ile geçirdiğimiz saatlerde tüm dünya ile ilişkilerimiz kesildi; sadece ona odaklandık. Deyim yerindeyse, anlattıklarını ağzımız kulaklarımızda dinledik.
Seksen küsur yıllık bir yaşamı birkaç saate sığdırmak elbette mümkün değil ancak anlatıları arasında beni en çok etkileyen sözü şu oldu: “Kim olursanız olun, Ne işle meşgul olursanız olun, hatta kaç yaşında olursanız olun; mutlaka bir şeylerle uğraşın. Uğraşmazsanız eğer; çağın hastalığı “Alzheimer”e yakalanırsınız.”

***
Fırsat buldukça, huzurevlerini ziyaret ederim...
Dinlediğim hayat hikâyelerinde; kimi zaman hikâyeyi anlatan huzurevi sakinini, kimi zaman da çocuklarını haklı görürdüm ama her ziyaret sonrası mutlaka içimi bir hüzün kaplardı...
Bu ziyaret sonrası, azmimden daha fazla azme sahip seksen küsur yaşındaki birinin üretmek için hala çok heyecanlı olduğunu görünce, hem çok sevindim, mutlu oldum hem de “Gereğinden fazlasını yapıyorum” diye düşündüğüm için utandım. Çünkü çoğu insan gibi bende bazen günlük hayatın koşturmacası arasında 24 saatin yetmediğinden, yeterli zamanımız olmadığından yakınırım. Hani bazen yaptığımız işi, herkesten daha iyi icra ettiğimizi “Gereğinden fazlasını yaptığımız halde” istediğimiz sonuca ulaşamadığımızı düşünürüz ya, böyle düşünenlere;
 Darıca Huzurevine gidip, Orhan Koloğlu ile birkaç saat geçirmenizi tavsiye ederim.
 Yaş almış çalışkan bir delikanlı ile tanışmanın mutluluğu ile sohbetin sonunda;  benim gibi “bugüne kadar bir şeyler öğrendiğimi sandığımı ama öğrenecek daha ne çok şeyin olduğunu” siz de fark edeceksiniz...
 Posta Gazetesi Doğu Marmara Eki 16 Nisan 2011