Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Dünyanın Her Yerinde Kadın Olmak Zor...

Dünyanın her yerinde, kadın olmak…
Merhaba,
Başlangıçlar bazen çok zor, bazen çok kolaydır ama her zaman heyecanlıdır…
Bu gazete de yayımlanacak ilk yazım olduğu için bende çok heyecanlıyım ve sizlere içten bir “merhaba” demek istiyorum. Bundan böyle zaman zaman sizlerle bu satırlarda buluşacağız…
Bu yazıyı Londra’dan Birmingham’a giden hızlı trende yazıyorum…
İngiltere’ye uzun yıllardır görmediğim ilkokul ve lise arkadaşlarımı ziyarete geldim.
Gerek iş gerekse tatil amaçlı sık sık yurtdışına gittiğim halde nedense; İngiltere’ye bu ilk gelişim.
Aslında daha önce görülmesi gereken ülkelerden biri olarak ta hiç ilgimi çekmemişti. Arkadaşlarım olmasaydı, ilgimi çeker miydi onu da bilmiyorum. Bunun bilinçaltımda yatan bir sebebi vardır mutlaka. (Belki de vize almanın zorluğudur)
 Öyle ya da böyle buradayım işte…
Kısıtlı zamanda “Ufkunda güneş batmayan ülke”nin tarihini öğrenmek, gezilecek yerlerini keşfetmek dışında, kentleşme, trafik ve bu ülkede yaşayan kadının, profili, toplumda ki yeri, en çok merak ettiğim konular oldu…
Ağırlıklı olarak Londra’da kaldım. Burada trafiği metro ve hızlı trenlerle çözmüşler. Herkesin arabası var ama şehrin merkezine inmek için genelde metro kullanılıyor. Çünkü araba ile merkeze girmek otopark dışında ayrı bir ücrete tabi. ( 8 pound yani günlük 20 Tl.)
Burada en çok beğendiğim şey; evlerin, cadde ve sokakların bir uyum içinde olması, gözü yormaması oldu. Eski-yeni, küçük-büyük, fakir-zengin evi de olsa binaların hepsi bir düzen, bir uyum içinde. Eski binaların çoğu tuğladan yapılmış. Aslında kasvetli bir hava veriyor ama düzenli. Eğer binalar boyalı ise genellikle beyaz renkte. Nerdeyse bütün kenti dolaşmama rağmen, birkaç müstakil ev ve bina dışında renkli bina görmedim diyebilirim.   
Burada yaşayan arkadaşlarıma ülkede ki kadının yerini sordum. Hepsi de “Kadın deyince duracaksın. Bu ülkede önem sırasına göre kadın birinci sırada yer alıyor. Sonra çocuklar, yaşlılar, evcil hayvanlar ve erkekler geliyor… Kadın seçer, istediğini sever, istediğini kapıya koyar. Herkes yerini bilir. Nikâhsız olsa bile, ayrılırken malların paylaşımında hak iddia edebilir.” Dediler. Bazı kadınlar da, çalışmadan para kazanmanın yolunu bulmuş. Devlet çocuk başına para verdiği için, birkaç tane çocuk doğuruyorlarmış. Çocukların babasının ismini nüfus cüzdanına yazdırmak zorunda da değillermiş. Devlet çalışmayan kadına kira yardımı da yapıyormuş…
“Her şey güllük gülistanlık gibi gözüküyor. Peki, kadına şiddet gösteriliyor mu?” Dediğimde;
İstatistiklere göre her gün 3 kadının öldürüldüğünü, 9 kadının ağır şiddete ya da tecavüze maruz kaldığını öğreniyorum. Bütün sihir yok oluyor. “Dünyanın neresinde olursan ol, kadın olmak zor” diye düşünüyorum…
Posta Gazetesi Doğu Marmara Eki 9 Nisan 2011