Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

8 Martta huzurevinde olmak…

13 Şubat’ta “Kadının Sesi Gazetesi” imtiyaz sahibi Sibel Erenoğlu ile Darıca Huzurevi’ndeydik…
Hadi ben Kocaeli’nde yaşıyorum; Darıca Huzurevini ziyaret etmem normal de Eskişehir’ den Sibel Erenoğlu neden geldi? Sebebini ve detaylarını bir sonraki yazımda paylaşmak istiyorum izninizle...

***

Şubat ayında yazdan kalma güneşli bir günde, muhteşem bir deniz manzarası ve bizi aynı güzellikte karşılayan güler yüzlü bir görevlinin kapıyı açmasıyla Darıca Huzurevi’ndeydik... “Doğru zamanda, doğru yerde olmak” diye işte ben buna derim.
Darıca Huzurevi’ne,  basının duayenlerinden Orhan Koloğlu’nu ziyaret etmek amacı ile gitmiştik…
 Benim adres bulma konusundaki üstün başarım sayesinde geç kalmışlığın heyecanı ile apar topar içeri girerken göz ucuyla gördüm o hoş kadını.  Sarışın, güzel, makyajlı ve oldukça şık giyimli idi…
 Orhan Koloğlu ile geçirdiğimiz çok değerli saatlerin ardından, Huzurevi’nden ayrılırken o kadın; hala aynı bankta oturuyordu.

***

Biz Orhan Koloğlu ile birlikte olma sevdasına neredeyse bütün öğünleri atladığımız için, çok acıkmıştık. Açlığımızı bastırabilmek için, yakındaki çay bahçesine gittik.
Güzel hava, muhteşem manzara ve hoş sohbet derken çay bahçesinde epey bir zaman harcadık. Huzurevinin önünde bıraktığımız arabaya döndüğümüzde; o kadın hala aynı bankta  aynı pozisyonda oturuyordu...
Daha fazla dayanamayıp yanımıza geldi; fıkır fıkırdı. Ayaküstü 60 küsur yıllık hayat hikayesini anlattı. bize.  Hani bir dokun bin ah işit derler ya…
Yıllar önce aldatılmıştı. Çok zengin kocası, bu yaşta bile hala çekici görünen, kendine baktıran albenili kadını, sekreteriyle aldatmıştı. O ise kızı yüzünden evlenmemişti…
Bu hikaye bana çok tanıdık geldi. Duyduğum, gördüğüm ve yaşadığım onlarca hikayeden sadece biriydi.

***

13 Şubat 2011… Sevgililer günü ile kandilin aynı güne denk gelmesi nedeniyle, tüm Türkiye’de olduğu gibi huzurevi sakinleri de  “Sevgililer Günü” kutlamasını bir gün öncesine çekmişler.

O hoş kadın, bu yüzden öyle süslenmiş püslenmiş, sabahtan beri heyecanla akşam olmasını beklemiş…
Ayaküstü biraz sohbet ettik. Kırışıklıklara inat gözlerindeki kaybolmayan yaşam sevinci beni inanılmaz etkiledi.
Bir kez daha anladım ki “Kim olursa olsun, nerde olursa olsun; insanın içinde yaşam sevinci olması, kendine güvenmesi ve kendini iyi hissetmesi” çok önemli…

 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, her yıl yapılan klasik toplantı ve törenler yerine, Darıca Huzurevi’nde olup, o kadının elleri ellerimde, yaşam hikayesini tüm ayrıntıları ile dinleyip,  güzel ülkemde ters giden her şeye inat;  gözlerinde ki yaşam sevincinin gizemini öğrenmek isterim…

*Kadının Sesi Gazetesi Mart 2011 de yayınlanan yazım.