Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

ÇED...

Geçen hafta Türkiye’de ki kimya sektörünün yüzde otuz üçünün bulunduğu, çevre kirliliğinin had safhaya ulaştığı Dilovası’ndaydım. Amacım “Sürekli Boya kaplama Tesisi Projesi Halkın Katılım Toplantısı”na katılmaktı yani tesisinin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) nin yapılacağı bir toplantıya…
ÇED toplantıları ile ilgili kulaktan dolma bilgim vardı ama detay ve içeriğini, sürecin nasıl işlediğini bilmiyordum. Toplantıya gitmeden önce biraz araştırdım. ÇED’le ilgili ulaştığım bilgi kısaca şöyle: “Belirli bir projenin veya gelişmenin çevre üzerindeki önemli etkilerinin belirlenmesi ile ilgili bütün tarafların bir araya geldiği ve görüş ve önerilerini ortaya koyabildikleri demokratik ve şeffaf bir süreçtir. İlgili taraflar bu süreç içerisinde ortaya koydukları teknik bilgi ve görüşlerle projenin en optimal şekilde gelişimine katkı sağlarlar. ÇED’in amacı, öngörülen bir gelişmenin yol açabileceği olumsuz çevre ve sağlık etkilerinin önceden tespit edilip gerekli önlemlerin alınmasını sağlamaktır. Böyle bir değerlendirme, bir faaliyetin fiziksel, biyolojik, ekolojik ve sosyo-ekonomik etkilerinin kapsam ve şiddetlerinin uzman kişilerce, bilimsel yöntemler kullanılarak belirlenmesi ve olumsuz etkilerin giderilmesi için gerekli önlemlerin ortaya konması gibi çeşitli bileşenlerden oluşur.” İdi…
Toplantıya ‘mevcut bir tesisi geliştirme, iyileştirme projesi’ olduğu düşüncesi ile gitmiştim. Yeni bir tesisin kurulma çalışması olduğunu anlayınca çok şaşırdım; kafam karıştı. Çünkü 2006 yılında Büyük Millet Meclisi araştırma komisyonun ”Dilovası sanayiye doymuştur. Bundan sonra kapasite artışı yapılmaması, tek bir çivi bile çakılmaması gerekir.” Diye karar aldığını biliyordum.
Yine de “Önyargılı olmayayım “diyerek toplantı başlamadan önce yerimi aldım.  Duyarsızlık mı, iletişimsizlik mi? Bilmiyorum; halkın katılımı çok azdı.
 Dilovası Sivil Toplum Platformu üyeleri, toplantı başladığında “ Yeni bir tesis istemiyoruz. İnsanca yaşamak istiyoruz, kanser olmak istemiyoruz, vicdanı olan bu toplantıya katılmasın” diyerek toplantıyı protesto edip, çıktılar.
Dolayısı ile “Halkın katılım toplantısı” halksız bir şekilde yapıldı. Yetkililer “Halka en az nasıl zarar veririz?” i kendileri anlattı, kendileri dinlediler. Tesisin ÇED toplantısı da yapıldığına göre, birkaç ay sonra Bakanlıktan onay çıkar; nur topu gibi bir fabrikamız daha olur ancak aklıma takıldı… ÇED’in amacı öngörülen bir gelişmenin yol açabileceği olumsuz çevre ve sağlık etkilerinin önceden tespit edilip gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak.” İse;  Zaten sağlıksız ve olumsuz bir çevre olan Dilovası’nda kurulacak yeni bir tesisin değerlendirilmesi toplantısının yapılması tuhaf değil mi? Uzmanlar ve kentimizi yönetenler bu konu da ne düşünüyorlar acaba? 
Posta Gazetesi Doğu Marmara Eki 30 Nisan 2011