Demir çelik üreten Güney Koreli dünya devi bir şirket...
Kentimizde Alikahya’ da Asım Kibar Organize Sanayi
Bölgesi’nde, Kibar Holding ile ortaklaşa çok büyük bir yatırım yapıyor.
Geçtiğimiz günlerde protokolleri imzalandı. Yakında temelleri atılmaya başlanacak...
Posco için; Kocaeli güzel bir seçim...
İstanbul’a çok yakın
olması; kara, hava, deniz, demiryolları ile bağlantılı olması;
üç önemli demir-çelik fabrikasının Dilovası’nda olması vs...
Peki ya bizim için?
...
Henüz Dilovası’nın kirliliğine çözüm bulamamışken, başka bir
Dilovası yaratılmaya çalışılmasının mantığını anlayabilmiş değilim. Gerçi DOSB (Dilovası
Organize Sanayi Bölgesi) yetkililerine göre; “Dilovası’nın çevre kirliliği,
sanayiden değil, evsel atıklar ve yoldan geçen araçlardan kaynaklanıyor. Bu
kirlilik te zaten Türkiye ortalamasının altında! Genzi yakan koku ise
psikolojik! O bölge de araştırma yapan Kocaeli Üniversitesi Halk Sağlığı
Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu “Anne sütünde ve yeni doğanların
dışkısında ağır metaller var” derken yalan söylediği ve şarlatan olduğu iddia
ediliyor...
Tüm bunları bizzat kulaklarımla duyduğum için; Posco
yetkililerinin de “İnsana ve çevreye hiçbir şekilde zarar vermeyeceklerini”
söylemelerine hiç şaşırmadım ancak merak ettiğim bir kaç şey var.
- Posco’nun bizden önce bu yatırımı yapmak için başvurduğu “içlerinde
Hindistan’ın da bulunduğu 4 ülke” tesislerin neden kendi ülkelerinde
kurulmasını istememiş?”
- 2023 vizyon toplantılarında: “Artık kentimizin sanayiye
doyduğu, mevcudun iyileştirilmesinden başka yeni bir sanayi gelmemeli” diyen
kentin yöneticilerinin fikrini değiştiren ne oldu?
- Asım Kibar Organize Sanayi bölgesi kurulalı 7 yıl olmasına
rağmen, hala arıtma tesisinin
olmaması, ilginç değil mi?
- Kurulan fabrika da soğuk haddeleme yapılacağını, bunun
sıcak haddeleme kadar çevre kirliliği yaratmayacağını savunan Posco yetkilileri,
soğuk haddelemeden kaynaklanan asitleri nasıl bertaraf edecekler?
...
30 yılı aşkın bir süredir bu kentte yaşıyorum. Gelişimini,
değişimini görüyorum.
Elbette yeniliklere değişimlere karşı değilim ancak
çocuklarımıza, torunlarımıza bırakacağımız kentin eli yüzü düzgün olmasından
geçtim, bari yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan “Hava, toprak ve
su”yun temiz olmasını sağlayalım.
40’lı yıllarda kent planlaması çalışmalarını yapan mimarlar;
“İzmit ve çevresinin tarihi ve doğal güzellikleri korunarak cazip bir sahil kenti
olarak varlığını sürdürmeli,
ekonomik kalkınma uğruna karaktersiz bir kent olacağına, karakterli bir taşra kenti olması
daha uygundur ” Öngörüsünde bulunmuşlar...
Vizyonları doğruymuş ama ne yazık ki kenti yönetenler
vizyoner değillermiş...
Keşke kelimesini hiç sevmem ancak “Keşke Kocaeli,
İstanbul’un sanayi çöplüğü olan bir metropol olacağına, tarım ve turizm yapılan
bir taşra kenti olarak kalsaydı.” Diye düşünüyorum.
Posta Gazetesi Doğu Marmara Eki 23 Nisan 2011