Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Onur Hoca…

Geçtiğimiz haftasonu; başka kentlerden de gelen, çevreye ve insan sağlığına duyarlı,  STK (Sivil Toplum Kuruluşu) üyeleri  ile Dilovası’ndaydık.
Son yıllarda tüm Türkiye’nin hatta dünyanın  tanıdığı, Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde. Ama hangi özelliği ile tanınan?
Bir zamanlar, İstanbul’un sebze ve meyve ihtiyacının üçte birini karşılayan; pırıl pırıl denizi ve derelerinde yüzülen, balık tutulan ya da tarihi dokusu ile mi? Ne yazık ki “Hayır”
Şaka gibi ama 30 sene önce, sopayı diksen yeşeren topraklarda artık çalı-çırpı bile yetişmiyor. Denizinde, derelerinde balık nesli tükendi. Tarihi dokusunun ise, içinde yaşayanlar bile farkında değil…
Yağmurlu bir günde, farklı kentlerden gelen otobüslerden inen yürekli insanlar, belki de yüzünü bile görmedikleri bir bilim adamına yapıldığını düşündükleri haksızlığı protesto etmek için oradaydı. Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu için…
Kimdi Prof. Hamzaoğlu, ne yapmıştı da bunca insan işini gücünü bırakıp Dilovası’nda toplanmıştı?   

***
Kocaeli Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Onur Hamzaoğlu, TÜBİTAK ve bazı bilim kuruluşları  ile birlikte 2005 yılında; bir araştırma yapmıştı.
Araştırmaya göre; dünyada ve Türkiye’de 100 ölümden 13’ünün nedeni kanserken, Dilovasında bu oran 100 ölümden 33 idi…  
Araştırma sonuçları 2006’da TBMM’ye sunulan rapor da yer almış, “Dilovası sanayiye doymuştur. Bundan sonra bir tek çivi bile çakmak sakıncalıdır.” Kararı alınmıştı.
Buna rağmen basında sık sık Dilovası ile ilgili yeni haberlere rastlıyoruz. Kah kurulması planlanan yeni bir tesisin ÇED toplantısının yapıldığı, kah çöp deponi alanları planlandığı, kah termik santral kurulacağı ile ilgili haberlere…
 TBMM meclis kararına rağmen, hala fabrika, hala tesis kurmak isteyenlere karşı dava açılacağına, kime dava açıldı dersiniz? Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’na.
Peki sebep ne?  
Üniversitenin Halk Sağlığı, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Tıbbi Genetik Anabilim Dalları’ndan katılan öğretim üyeleri ile gerçekleştirdiği bir araştırmanın sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmak.
 “Yeni doğum yapan annelerin ilk sütünde (kolostrum) ve bebeklerin ilk kakalarında (mekonyum), bazı ağır metallere ve eser elementlere rastladık”  sözünü söylemek…
  Bunun üzerine, Kocaeli Büyükşehir ve Dilovası Belediye Başkanları savcılığa suç duyurusunda bulundu ve Prof. Dr. Hamzaoğlu hakkında dava açıldı.
 Sebep neydi? “Halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak”
7 aydır Dilovası’nın Fatih ve Yeniyıldız Mahalleleri’nde yaşayan insanlarla görüşüyorum.
Hiç kimse Prof. Dr. Hamzaoğlu’nun söyleminden paniklemiş görünmüyor. Hatta “sigara da kanser, yapıyor. Türkiye’nin her yerinde kanser var, ne yapalım; kader” Diyorlar.
Birçoğunun kirlilikten anladığı şey; toz. “Artık eskisi kadar balkonlar tozlanmıyor, kirlilik yok diyorlar. Hava kirliliği çokta umurlarında değil. Onların tek istediği, kafasını sokabileceği bir ev, karnını doyurabileceği aş…
Bir bilim adamı araştırma sonçlarını kamuoyu ile paylaştığı için şarlatanlıkla suçlanıp, hakkında dava açılıyor. Çevreyi katledenler, ilçeyi nefes alınamayacak hale getirenler  koltuklarında rahat rahat oturuyorlar. Bir de “ Burada kirlilik falan yok, yoldan geçen araçların dumanları, halkın yaktığı kötü kömür ve lastiklerin kokusu” diyerek ahkam kesiyorlar.
Bu duruma daha fazla seyirci kalamayan ve Prof. Dr. Hamzaoğluna destek için Dilovasına gelen çevreci sivil toplum kuruluşları ve akademisyenler;  
 "Bizler herkesi bilime ve toplumsal sorumluluğa sahip çıkmaya çağırıyoruz. Soruşturulması, cezalandırılması gerekenler halk ve çevre sağlığı için çalışma yürüten onurlu bilim insanları değil, daha fazla kâr hırsıyla çevreyi katleden halkın sağlığı ile oynayanlardır" Diyorlar.
Bakalım “Onur Hoca”nın mahkeme sonucu ne olacak?
 Posta Gazetesi Doğu Marmara Eki 4 Haziran 2011