Anne olmak çok güzel çok farklı bir duygu olmakla
birlikte, aynı zamanda dünyanın en zor zanaatıdır, öyle değil mi?
Anne olmak
derken, ille de biyolojik annelikten yani doğurmaktan söz etmiyorum.
Zira doğurur
doğurmaz çocuğunu çöp konteynırına atarak ya da cami avlusuna bırakarak ölüme
terk eden biyolojik annelere, anne demek sadece abesle iştigaldir diye
düşünüyorum…
Toplumun
kadınlardan en önemli beklentisi “anne” olması hatta “İyi anne” olmasıdır. Küçük yaştan itibaren
kız çocukları bu düşünce ile yetiştirilir. Oyuncakları bebekler; bayramlarda,
düğünlerde giydikleri giysileri gelinliktir…
Peki, “iyi anne olmanın kıstasları nelerdir?”
Evrensel tavır ve davranışlar var mı, hatta sonu ve sınırı?
İyi anne olmak
demek; çocuğunun/çocuklarının karnını doyurmak, üstünü başını düzenlemek;
Okusun, büyük
adam olsun diye, sabah erkenden kalkıp okuluna yetiştirmek;
Akşam eve
geldiğinde “bütün gün ayrı kaldık, seni özledik” diyerek en güzel yemekleri
yedirmek;
En güzel
oyuncakları almak, en iyi dershanelere ya da özel okullara yollamak;
Özveride
fedakârlıkta bulunmak, çocuğu için her şeyden vazgeçme konusunda sınırları
zorlamak;
Tabiri caizse
saçını süpürge etmek;” midir?
…
Ruhsal bir
rahatsızlığı yoksa eğer; aldığı eğitim, kültür ne olursa olsun, çalışsın ya da
çalışmasın, az ya da çok doğursun, güçlü ya da zayıf her kadın “iyi anne” olmak
için çabalar...
Tüm bunları
düşünmeme sebep olan konu; geçtiğimiz günlerde kamuoyunda büyük yankı uyandıran
annelerinin ölümünden sonra intihar eden dört kardeşin yakınlarından birinin söylediği “anneleri güneşti onlar da gezegen. Anneleri
ölünce yörüngelerini kaybettiler” sözü!
Profile
bakıldığında varlıklı, kültürlü bir ailenin eğitimli ama kendi başına adım
atamayan, anne bağımlısı çocuklar…
Yaşlarına
bakıyorsun, kandırılacak kadar küçük değiller;
eğitimlerine bakıyorsun, cahil değiller hatta yurtdışı eğitimleri,
doktoraları vs. var.
İyi bir anne
olup, iyi bir çocuk yetiştirmek için bu kadar debelendikten sonra, kendi
ayakları üzerinde duramayan, birey olamayan, bağımlı çocuklar yetiştirmek istenen
bir sonuç değildir sanırım…
İyi bir anne
olmak demek;
Lokmaları kolay
yutabilsin diye çiğneyerek vermek;
Yediklerini
yakmasın, kilo alsın diye hareket etmesini engellemek;
Düşecek,
kendini incitecek kaygısıyla top oynamasına izin vermemek,
Ev ödevlerini onun
yerine yapmak;
Üzülmesin diye
onun yerine kararlar vermek demek değildir…
Son söz
olarak; ben de dâhil “iyi bir anne olabilmek uğruna” aşırı koruyucu ve
kollayıcı davranarak “kaş yapayım derken göz çıkartmayalım” derken,
“Tüm annelerin
ve kendini anne hissedenlerin anneler günü kutlu olsun” dileklerimi sunarım…
Posta Gazetesi Doğu Marmara Eki 7 Mayıs 2011