Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

İyi anne olmak…

Anne olmak çok güzel çok farklı bir duygu olmakla birlikte, aynı zamanda dünyanın en zor zanaatıdır, öyle değil mi?
Anne olmak derken, ille de biyolojik annelikten yani doğurmaktan söz etmiyorum.
Zira doğurur doğurmaz çocuğunu çöp konteynırına atarak ya da cami avlusuna bırakarak ölüme terk eden biyolojik annelere, anne demek sadece abesle iştigaldir diye düşünüyorum…
Toplumun kadınlardan en önemli beklentisi “anne” olması hatta  “İyi anne” olmasıdır. Küçük yaştan itibaren kız çocukları bu düşünce ile yetiştirilir. Oyuncakları bebekler; bayramlarda, düğünlerde giydikleri giysileri gelinliktir… 
Peki, “iyi anne olmanın kıstasları nelerdir?” Evrensel tavır ve davranışlar var mı, hatta sonu ve sınırı?
İyi anne olmak demek; çocuğunun/çocuklarının karnını doyurmak, üstünü başını düzenlemek; 
Okusun, büyük adam olsun diye, sabah erkenden kalkıp okuluna yetiştirmek;
Akşam eve geldiğinde “bütün gün ayrı kaldık, seni özledik” diyerek en güzel yemekleri yedirmek;
En güzel oyuncakları almak, en iyi dershanelere ya da özel okullara yollamak;
Özveride fedakârlıkta bulunmak, çocuğu için her şeyden vazgeçme konusunda sınırları zorlamak;
Tabiri caizse saçını süpürge etmek;” midir?
Ruhsal bir rahatsızlığı yoksa eğer; aldığı eğitim, kültür ne olursa olsun, çalışsın ya da çalışmasın, az ya da çok doğursun, güçlü ya da zayıf her kadın “iyi anne” olmak için çabalar...
Tüm bunları düşünmeme sebep olan konu; geçtiğimiz günlerde kamuoyunda büyük yankı uyandıran annelerinin ölümünden sonra intihar eden dört kardeşin yakınlarından birinin söylediği  “anneleri güneşti onlar da gezegen. Anneleri ölünce yörüngelerini kaybettiler” sözü!
Profile bakıldığında varlıklı, kültürlü bir ailenin eğitimli ama kendi başına adım atamayan, anne bağımlısı çocuklar…
Yaşlarına bakıyorsun, kandırılacak kadar küçük değiller;  eğitimlerine bakıyorsun, cahil değiller hatta yurtdışı eğitimleri, doktoraları vs. var.
İyi bir anne olup, iyi bir çocuk yetiştirmek için bu kadar debelendikten sonra, kendi ayakları üzerinde duramayan, birey olamayan, bağımlı çocuklar yetiştirmek istenen bir sonuç değildir sanırım…
İyi bir anne olmak demek;
Lokmaları kolay yutabilsin diye çiğneyerek vermek;
Yediklerini yakmasın, kilo alsın diye hareket etmesini engellemek;
Düşecek, kendini incitecek kaygısıyla top oynamasına izin vermemek,
Ev ödevlerini onun yerine yapmak;
Üzülmesin diye onun yerine kararlar vermek demek değildir…
Son söz olarak; ben de dâhil “iyi bir anne olabilmek uğruna” aşırı koruyucu ve kollayıcı davranarak “kaş yapayım derken göz çıkartmayalım” derken,
“Tüm annelerin ve kendini anne hissedenlerin anneler günü kutlu olsun” dileklerimi sunarım…
Posta Gazetesi Doğu Marmara Eki 7 Mayıs 2011