13 Mart’ta, Türk Tabipler Birliği öncülüğünde, sendika ve
meslek odalarının aldığı karar doğrultusunda, doktorlar ve sağlık çalışanları G(ö)REVDEYİZ
yazılı pankartlarla bir günlük iş bırakma eylemi yaptılar.
Kocaeli Tabip Odası Sekreteri yaptığı konuşmasında “Özelde
ciro, kamu da performans baskısı, yönetici-amir baskısı, kötü muamele,
yıldırma, şiddet tehdidi;
Havasız penceresiz, aydınlatmaları kötü çalışma alanları;
İş güvencesiz taşeron sistemi…
Her gün başka bir semt polikliniğine rotasyonlar;
Özellerde aylarca maaşsız çalışma;
Polikliniklerde günde 100- 150 hasta bakılması;
36 saat kesintisiz çalışma;
Servis nöbeti tutan öğretim üyeleri;
7 gün 24 saat icap nöbeti;
Bütün bu ağır çalışmaların sonunda emeklilikte sefalet
ücreti" dedi ve sağlık
çalışanlarının koşullarının ve özlük haklarının acilen düzeltilmesi gerektiğini
söyledi.
***
Kocaeli Aile Sağlığı Elemanları Derneği (KASED) ise
sıkıntılarını maddeler halinde sıraladı.
“-Unvanlarımızın geri verilmesini istiyoruz. Bizler 5
yıldır Sağlık Bakanlığının elemanı olmaktan yorulduk, bizlere eleman denilerek
psikolojik mobing uygulanmaktadır.
-Kadro dışı çalışan arkadaşlarımıza kadro verilmesini
istiyoruz.
-Yıllardır verilen sözlere rağmen yıpranma payı hala
hayata geçirilmemiştir.
-Sağlıkta şiddetin çığ gibi büyüdüğü son zamanlarda hiç
bir önlem alınmadığı gibi Aile Sağlığı Merkezi (ASM) nöbetleriyle de bu risk
daha da artmaktadır.
- Biz neyiz arkadaşlar? 657 mi, sözleşmeli mi? işlerine
gelince 657, işlerine gelince sözleşmeli olmak istemiyoruz. Tüm memur
arkadaşlarımız gibi en doğal hakkımız olan izinlerimizi, maaşımız kesilecek
korkusu olmadan kullanmak istiyoruz.
- Her gün basında anneliğin ne kadar kutsal olduğu
vurgulanırken, bizlerin anneliği neden elimizden alınıyor? Israrla tutturulmaya
çalışılan cumartesi nöbetleri zamanla diğer günlere de sarkacak. Bu durumda
benim anneliğim nasıl olacak? Bakanlığımızın bunu sorgulamasını istiyoruz.
- Mesleğimizle ilgili konularda resmi makamlar bizleri
yok saymaktadır. Bizlerin de fikirlerinin alınmasını istiyoruz.
- Birinci basamak sağlık hizmetinin asıl görevi koruyucu
temel sağlık hizmetidir. Bir Aile Sağlığı Elemanı (ASE), hem ebe hem hemşire
hem sağlık memuru hem tıbbi sekreter hem laborant olamaz. Biz kendi işimizi
yapmak istiyoruz işte bu sebepten dolayı bu ek görevleri yapacak devletin
görevlendirdiği yetkili kişiler talep ediyoruz.
-Her gün daha da artan iş yükü belimizi bükmekte, Notre Dame
‘ın kamburundan farkımız kalmamıştır.
Özlük hakları ve sağlık hakkı için yürüttüğümüz
mücadeleye katkınızı bekliyoruz.” diyorlar.
Ne dersiniz?
İnsanüstü ve insanlık dışı koşullarda çalışan sağlıkçılar,
çok şey mi istiyorlar?