Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Bakalım

Öyle garip bir kent de yaşıyoruz ki!
Herkes “Kocaeli sanayiye doydu artık tek bir çivi bile çakmamak gerekir” derken;
Neredeyse her ay yeni bir tesis kapasite artırımı için başvuruyor.  
Sonra usulen bir ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) yani Halkın katılımı toplantısı yapılıyor; halkın katılmadığı.
Sağdan say beş soldan say beş, hep aynı kişiler…
 Neden?
Yörede yaşayan halk, evlerinin on metre yakınına fabrika kurulsun ya da kurulu fabrika kapasite artırsın ister mi?
Elbette istemez ama ÇED duyuruları da usulen yapıldığı için çoğu kişinin ruhu bile duymadan ÇED toplantıları küçük bir kahvehanede yapılarak “ÇED olumludur” raporu çıkıyor.
Hoş “Biz burada fabrika istemiyoruz, kapasite artırımı istemiyoruz. O nedenle ÇED toplantısını yaptırmıyoruz!” deseniz ne oluyor ki?
Yine ilgili Bakanlıktan “ÇED olumludur” raporu çıkıyor.
***
Geçenlerde Başiskele Vezirçiftliğ’inde mevcut bir fabrikanın kapasite artırımı ile ilgili ÇED toplantısı vardı.  Her zamanki gibi toplantı yeri, küçük bir kahvehane idi…
Fakat bu sefer katılım tahminimden çok fazlaydı.
Toplantı öncesi bakanlıktan gelen yetkililerle ayaküstü sohbet ettik.
Çevre Mühendisi bir kadına sordum. “Siz burada oturuyor olsaydınız yine kapasite artırımını ister miydiniz?” Soruma direkt “ Evet” diyemedi.
***
Toplantı esnasında, yöre de yaşayanlar, tesisle ilgili şikayetlerini dile getirdiler.
Yetkililere “ Bizim mağduriyetimizi bir bilseniz, yazın pis kokudan bu caddeden geçilmiyor. Lavabolardan pis koku geliyor. Geçen sene kanalizasyon patlaması oldu. Kokudan geçtik insan sağlığına olan zararlarını düşünmek zorundayız. Bizden geçti ama çocuklarımız, torunlarımız var. Başka bir yerde ev alacak durumumuz da yok. Dere ile fabrika iç içe yani denizle bağlantılı… Fabrika da yangın çıksa, müdahale edilene kadar on metre yakınındaki eve sıçrayacak, etrafa yayılan gazlar da cabası. İnsan sağlığı bu kadar ucuz mu? Koyun can derdinde kasap et derdinde” vs. dediler.
Yöre halkı, geçen sene bu tesisin kapatılması için 500 imza toplanmış. Tesis kapanacağı yerde, kapasite artırımı istiyor. Şaka gibi.
***
Dilovası’nda yaşayan halkın 40 yıl öncesine kadar geçim kaynağının tarım olduğunu ve İstanbul'un sebze ve meyve ihtiyacının yüzde 30'unun Dilovası'ndan karşılandığı ve şimdiki hali aklıma geldi birden.
Bakalım, ÇED kararı ne çıkacak?