Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Ay pardon!


Dün İzmit’te ki yoğun gaz kokusu, herkesi çok korkuttu.

Hatta bazı okullar, öğrenciler tedirgin olunca, tatil edildi.

Basından öğrendiğimiz kadarıyla, vatandaşların yaptığı ihbarlar üzerine; 

“Çevre Müdürlüğü”nün harekete geçtiğini,  ekiplerinin araştırma yaptığını,

Yapılan araştırmalar sonucunda;

Körfez’deki bir fabrikanın, kontrol vanasında bir arıza olduğunu;

 bu nedenle gaz kaçağı meydana geldiğini, kokunun buradan kaynaklandığını öğrendik.

Şükürler olsun!

İçimiz biraz rahatladı ama aklımıza da şu sorular geldi:

Hani Çevre Müdürlüğü, tüm fabrikaları, 7/ 24 online izliyordu?

Kokudan rahatsız olan vatandaşlar, Polis İmdat’ı,  Çevre Müdürlüğünü, ilgili kurum ve kuruluşları aramasa, ihbar etmese, durum fark edilmeyecek miydi?

Vananın bozuk olduğu anlaşılana kadar, ne kadar miktarda gaz, ortama yayıldı?

Bu gazın insan sağlığına ve çevreye etkisi nedir?



***

İhbarda bulunan duyarlı vatandaşlar, acaba bu fabrikanın birkaç ay önce, dolum tesisleri kapasite artırımı için, yapılması zorunlu olan ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) toplantısına katılmış mıydı?

Daha doğrusu böyle bir toplantının yapıldığından haberleri var mıydı?  

Ülke çapında tanınan, bilinen, koskoca tesisin yeni kapasite artırımı için seçtiği kahvehanenin yerini ve toplantının yapılacağı tarihi bilen kişi sayısı neydi?

Toplantının yapıldığı kahvehanede, 

iki elin parmağını geçmeyecek sayıda ki kahvehane sakinlerine, 

ÇED Toplantısının başlamak üzere olduğu söylendiğinde;

 “ Ne diyorsunuz?” diye anlamsız gözlerle baktıktan sonra, zar atıp tavla oynamaya devam etmediler mi?

Artık yeni tesis edilecek dolum tesislerinin, bu mevkie değil, yerleşimden uzak yerlere kurulması gerektiğini söyleyenleri çok ağır sözlerle ve partizanlıkla suçlayan kişiler, 

“Siz burada yaşamıyorsunuz, söz söyleme, yorum yapma hakkınız da yok” demediler mi?    

Kocaeli’nde, birçok tesisin patlamaya hazır bomba olduğu gerçek mi,  şehir efsanesi mi?


***

Sıradan bir zamanda, önemli bir sorun yaşanıyorsa, 

Olası şiddeti yüksek bir depremde, yöneticiler; 

“Ay pardon, vanalarımız eskiydi, yakın zamanda değiştirecektik” mi diyecekler?

ÇED toplantısının yapıldığı kahvede, tavla oynayan çevre sakinleri;

“Ay pardon, tesisin kapasite artırımına “Hayır” demeliydik” mi diyecekler?

Gaz kaçağı nedeniyle, fabrikaya ceza kesen kurum “ Ay pardon, keşke 40 değil, 
140 bin lira ceza kesseydik hatta fabrikayı birkaç günlüğüne kapatsaydık mı” diyecekler? 


***

Kar etme uğruna her şey mubahtır zihniyetinden ve bencilliğinden kurtulmadığımız sürece, 

“Ay pardon” demeye mahkum olmaktan başka bir çaremiz yok!