Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Yaşamı kaosa dönüştürmek


Geçtiğimiz hafta yerel gündemde yine, Maşukiye Yanıkköy vardı.
Ülkemizin milli projesi olan, “Hızlı tren projesi” için gerekli olan taşlar sanki sadece Maşukiye civarında çıkıyormuş gibi; 1. sınıf içme suyu kalitesinde ki derenin yakınında,  yemyeşil bitki örtüsünün olduğu yerde taş ocağı açmak istiyorlardı, ülke ve kent yöneticileri…
***
Herkes isyan etse de; bilim insanları, bilirkişiler yörede taş ocağının açılmasının çok yanlış olduğunu söylese de, nuh dediler, peygamber demediler…
Beni en çok şaşırtan “Sapına kadar çevreci” olduğunu iddia eden Büyükşehir Belediye Başkanı Karaosmanoğlu oldu.
Evet,  denize fosseptiğin aktığı yerde uluslar arası yüzme müsabakası düzenlemişti;
Pırıl pırıl Akdeniz ve Ege’ deki plajların alamadığı, Mavi Bayrağı Karamürsel Altınkemer Plajı’na almıştı;
İşine gelmeyince, kıyı kanununu yemişti ama cennetten bir köşede taş ocağı açılmasına gönlü elvermez demiştim.
Kent,  “Taş ocağı açılsın mı, açılmasın mı?” tartışırken;  bir okurumdan, elektronik posta iletisi aldım. Kentimizin ve ülkemizin içine düştüğü kaosu o kadar güzel ifade etmiş ki; bu iletiyi, sizlerle paylaşmak istedim.
***
Kaos, antik Yunanca bir sözcüktür ve evren yaratılmadan önceki belirsizliği anlatmak için kullanılır.
Kaos halindeki evren henüz bir düzene oturmamış, enerjisi, toprağı, gazı birbirine karışmış, geleceği belirsiz bir durumdadır. Ancak geçen zaman içinde taşlar yerli yerine oturacak,  gezegenler, yıldızlar, galaksiler ve canlılar oluşacak ve evren belirli bir düzenle gidişini sürdürecektir.
Kaos kavramını ülke ve kentimizdeki genel duruma uygularsak başlı başına bir belirsizlik, düzensizlik ve keyfilik içinde sürüklenildiği görülecektir.
 AKP hükümeti ve belediyeleri gün geçmiyor ki, kaotik bir uygulamaya imza atmıyor olsunlar…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, aklına eser cumhurbaşkanını halk seçsin der, aklına eser başkanlık sistemi uydurur, aklına eser Suriye’ye savaş açmaya kalkar, aklına eser Taksim meydanını yeraltına alma projesi geliştirir.
Yerel yönetimler bazında bakacak olursak, Başbakan Recep bey kafasını kentimizde de görmek mümkündür.
Kenti güzelleştireceğim derken vatandaşa eziyet haline gelen ve bitmek bilmeyen Cumhuriyet ve Acısu Parkı düzenlemeleri, fiyasko ile sonuçlanan Paşa’daki üç yol rezaleti,  en babayiğit çevreci geçinen sözde babacan bir Büyükşehir Belediye Başkanının Maşukiye’yi yok edecek bir taş ocağı projesine imza atması…
Bu ulusal ve yerel kaotik durumlara, daha pek çok örnek verilebilir…
Ülkemiz, yıkılan ve dağılan Osmanlı’nın küllerinden demokratik, hukuk ve laik bir düzene geçişte hayli yol almıştı.
Yıkılmış Osmanlı kaosundan, aydınlık bir cumhuriyetin ışıklarına…
 Bu çağdaşlığı ve ilerleyen cumhuriyet düzenini tekrar Osmanlı son dönem kaosuna geri döndürmek isteyenler, oturdukları koltuklarda her gün yeni kaotik açılımlar yapıyorlar…
Ne Kürt açılımlarından fayda geldi ne Ermeni, ne de Alevi açılımından…
 Ne kentsel dönüşüm işe yaradı, ne de sağlıkta dönüşüm…
 Avrupa sömürgeciliği ve emperyalizmini, Mehmetçiğiyle, kadını, ninesiyle ülkesinden kovan ve kaosu düzene dönüştüren Türk Ulusu, günümüzdeki bu kaosu da atlatacak ve Atası’nın çizdiği ışıklı yolda ilerlemeye devam edecektir.
 Bugün, ün, popülerlik, makam ve servet içinde yüzenler o an geldiğinde tarihin anılmayanları çöp kutusunda ebediyete kadar yerlerini almış olacaklardır.

*Posta Gazetesi Doğu Marmara Eki, Gebze Haber Gazetesi