Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Şu MHRS dedikleri


                                                                                                                                  

AKP hükümetinin en çok övündüğü politikalarından biridir; “Sağlıkta Dönüşüm Programı”.
Sağlıkta Dönüşüm Programı’na göre: İsteyen istediği yerde muayene olabilecek; sabahın köründe hastaneye gidip, randevu alıp, saatlerce kuyrukta beklemek yerine, internet veya telefon yoluyla randevu almak, sorunu çözecek;  bundan hem hastalar hem de sağlık çalışanları memnun olacaktı…
 Dünyanın bilgi ötesi çağı yaşadığı bir dönemde, iletişim kanallarını kullanmamak, çok anlamsız olur, elbette. 
İnternet ya da telefonla randevu almak, çok mantıklı ve akıllıca bir yöntem gibi gözüküyor; belki de sizin hayatınızı kolaylaştırdı ancak bir sağlık çalışanından, MHRS ( Merkezi Hastane Randevu Sistemi) ni dinlemek ister misiniz?
Öyleyse buyurunuz…   
***
Hastalandınız ve randevu alacaksınız..
Evinizde internet varsa, oradan denersiniz ama en az bir hafta on gün zarfında boş randevu günü yoktur. Sonra Alo 182’ yi deneyelim dersiniz. Karşınıza çıkan kişiye derdinizi diliniz döndüğünce anlatmaya çalışırsınız.
Size gideceğiniz hastaneyi söyler. O hastaneye bağlı üç tane semt polikliniği vardır.
Bunlardan biri mesela Köseköy’dür. Randevu tarihi bulunca ya farkına varmadan ya da İzmit’te yeniyseniz, kabul edersiniz ama uzaklığın farkına vardığınızda, çok geç olmuştur. Sinir sisteminiz bozulsa da, nafiledir.
MHRS (Merkezi Hastane Randevu Sistemi)  direkt bir merkeze bağlıdır. O merkez Ankara dışında hiç bir yeri bilmez.  Dolayısı ile Seka Devlet Hastanesi’nin Semt Polikliniği olan Köseköy ile mesafesini ya da Kocaeli Devlet Hastanesine bağlı Sanayi Semt Polikliniğinin hastaneden uzaklığını…
Bu arada telefonla randevu alabilmek için girilen stresin yanı sıra, cebinizden 8- 14 TL arası telefon parası çıkar.
Hastanelere gittiğiniz de, kuyruk göremezsiniz. Doğru, artık kuyruklar bitmiştir ancak hastalar artık hastane yerine evlerinde kuyruğa girmiştir.
Diyelim ki çok önemli bir hastalığınız var. Örneğinyüksektansiyon hastasısınız ve ilaçlarınız bitti. Eskiden aynı gün hekim karşısına çıkabilirken, artık randevu ile en az dört gün sonra hekim yüzü görebilecek ve ilaçlarınızı yazdırabileceksiniz. Aslında bu durum, hastanelerdeki kuyruğun dört kat büyüdüğü anlamına gelmektedir.

***
Peki, sürekli sağlık konusunda yol aldığımızı ballandıra ballandıra anlatan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ya da diğer bakanlar, belediye başkanları, AKP il- ilçe yönetimi vs. kendileri ya da ailelerinden bir hasta olduğunda ne yapıyorlar?
Sade vatandaş gibi  “İnternetten ya da Alo 182 den hiç randevu aldılar mı?” diye düşündüm. Sordum soruşturdum. Ortaya çıkan gerçek şu:
Gelmeden önce başhekime telefon edilir. Koruması olanlar korumaları ile birlikte geldiğinde, muayene olunacak doktora telefon edilir, yanlarına bir hostes verilir. Kapıda ki sıra mıra önemli değildir. Girer ve muayene olur. Röntgen, kan tahlili, tomografi gibi işler içinde aynı hızda, bir formül uygulanır. Hatta başhekimin odasında çaylarını yudumlarken, ilaçları hazırlanıp, önlerine getirilir.
Sonra da hararetle ve inançla; ne kadar güzel bir sistem yaratıldığından bahsedilir.   
***
Şimdilik durum bu…
Devlet Hastaneleri, Sağlık Bakanlığından ayrılarak yerel yönetimlere bağlı, başhekim ve idari kadroların her yıl değiştirilebileceği, tamamen yerel siyasi rejime bağlı bir hale getirilmek istenmektedir. Bakalım, o zaman neler olacak?

*Posta Gazetesi Doğu Marmara Eki, Gebze Haber Gazetesi