Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Dikkat tünel var!


Her büyük kentin sorunu gibi, bizim kentimizin de en büyük ve çözülmesi en güç sorunlarından birisidir ulaşım sorunu...

“Neden çözülmesi güçtür?” konusundaki düşüncelerimi paylaşacağım sizlerle naçizane, lütfen ukalalık olarak algılamayın…
Çünkü ben ne mühendis, ne mimar, ne şehir plancısı ne de konuyla ilgili meslek gurubu mensubu değilim.
Sadece, sıradan, sade bir vatandaş olarak düşüncelerimi paylaşacağım:

Birincisi; zamanında kent planlaması yapan büyüklerimiz, ne yazık ki vizyoner olamamış, sadece o anki ihtiyacı karşılayacak yollar yapılmıştır. “Elli yıl, yüz yıl sonra bu kentin nüfusu, araç sayısı ne olur?” diye kimse düşünmemiştir.
Belki de düşünenlere de “hadi canım sende” denmiştir.
İkincisi; seçim öncesi vaat edilen teleferik, monoray, metro gibi toplu taşım araçları için, henüz kazma dahi vurulmaması;
Büyükşehir Belediyesi’nin 9 yıldır sonuçlandıramadığı ulaşım mastır planını gerçekleştirememesidir.


***

Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler de, zamanında planlanmayan yollar, nüfus ve trafik arttıkça, yetmemeye başlayınca;  “battı çıktı” ya da başka bir tabirle “daldı çıktı”lar yapılmaya başlanır ya; bizim kentimiz de battı çıktılar yapıldı birkaç yıl önce.

Bu battı çıktıları yaparken şehir içi trafiğinden ziyade şehirlerarası geçişin hızlandırılması düşünüldü.  Oysa ağır vasıtaların otobanı kullanmaları, şehir içine girmemeleri, daha ucuz bir yöntem olamaz mıydı?
Her neyse! Yeterli sayıda ki parmak,  karar verme merciinde kalkınca; bize söz söylemek düşmez belki amma alınan ihaleyi yarıda bırakıp giden firmanın teminat mektubunun akıbetini yıllar geçse de sormak hakkımızdır sanırım.
Ne de olsa, “bizim vergilerimizle” mevzuu söz konusu…   

***

Gelelim sadede; bizim vergilerimizle yapılan, kentte yaşayanlara ulaşım açısından ekstra bir avantaj sağlamayan, üstelik istatistiklere göre her ay 2 ila 4 kaza olan tünellerden birine: Seka Tüneli’ne…
(Tünel yapılmadan önce, orada ayda kaç kaza oluyordu acaba?)
Uzun bir yolculuğun sonunda, gecenin bir yarısında,  “ nihayet evimize geldik” güvencesi ve rahatlığı içinde iken; tünelde,  birden önümüze ne olduğunu bile anlayamadığımız (büyük olasılıkla bir kamyonun lastik kalıntıları) büyük bir kitle çıktı ve üzerinden geçtik. Biraz ileri de tünelin içerisinde durmak tehlikeli olduğu halde,  iki araç durmuştu. Belli ki aynı deneyimi onlarda yaşamıştı.
Uygun bir yerde durup 155’i arayıp durumu bildirdik. Neyse ki aracımızda fazla hasar yoktu. Bu olaydan sonra, tünelin yeterince ışıklandırılmadığı vs. gibi eksiklerinin olduğunu öğrendim. Sağanak yağmurlarda yüzme havuzu olduğunu ise zaten hepimiz biliyoruz…

***

Yaşadığım deneyimden sonra “bir daha o tünele girer misin?” diye sorarsanız eğer; “kesinlikle alternatif yolu tercih ederim!” derim. Hatta tünele 100 metre kala, büyük harflerle “Dikkat tünel var!” diye uyarı levhasının asılmasını öneririm.