Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Duvar


Geçtiğimiz hafta, Avrupa’nın en yeşil başkentlerinden, II. Dünya Savaşı’nda en çok bombalanan, hasar gören kentlerden birinde; Berlin’deydim.
Berlin birçok tarihi eserinin yanı sıra, filmlere, şarkılara konu olan “utanç duvarı” ile de anılır.  
Berlin’e kadar gitmişken; duvarı görmeden dönmek olmazdı.


***

Berlin, 1945’te II. Dünya Savaşı’nın ardından, müttefikler tarafından önce dört sektöre bölünür. Sonrasında batılı müttefikler ile Sovyetler’in ideolojileri uymadığı için; 1961 yılının, 12 Ağustos’unu13 Ağustos’a bağlayan gece de oluşturulan 46 km.lik bir duvarla, doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrılır.  

13 Ağustos sabahı uyanan insanlar, neye uğradıklarını şaşırırlar…

Karşılıklı binalarda oturan akrabalar, her sabah uyandıklarında birbirlerini selamladıkları pencerelerin karşısında bir duvarla karşılaşmışlardır…

Duvarın inşa edilme sebebi, genç ve eğitimli kesimin batı Berlin’e göç etmesini engellemektir.
Ancak duvar yükseltilse de, etrafında ki tarlalara mayınlar döşense de, keskin nişancı askerlerle çevrilse de, batıya geçmek isteyenleri engelleyememiş.
İnsanlar ölümü göze alarak, duvarı aşabilmek için, tüneller kazmış, balonlarla uçmuş, vurulmuş, ta ki 1989 yılının 3 Kasımında duvar yıkılıncaya kadar…     


****

Duvarın yıkıldığı günü anımsıyorum. Tüm dünyada televizyonlar, radyolar bu tarihi günü canlı yayınla bildirmişti. Duvar yıkıldığında, insanlar birbirlerini tanısın tanımasın, sarılıp ağlamışlardı…
Batıya geçenlere, “hoş geldin parası” olarak 100 mark verilmiş, o günlerde.
100 Markı alan Doğu Almanların ilk yaptığı şey marketlere girip, muz almak olmuş, çünkü muz yemeleri yasakmış. Çok kısa bir sürede marketler de muz kalmamış…
Bu beni çok etkilemişti.

***
İnşasından sonra, zamanla üzerine yapılan resimler, yazılan yazılarla bir grafiti anıtına dönen duvarın bir bölümü sembolik olarak bırakılmış, önünde fotoğraf çektiriliyor.  
Küçük parçalar halinde ya da kartpostalların kenarına iliştirilmiş olarak, turistler anı olarak alsın diye, kitapçılarda, marketlerde satılıyor.
“Duvarların dili olsa da konuşsa” diye bir söz vardır ya “utanç duvarı” konuşabilseydi, 28 yıl boyunca tanık olduğu ne çok hikaye anlatırdı değil mi?
Çoğu hikayenin sonu, hüzünlü olsa da,  özgürlüklerin ve hayallerin bir duvarla engellenemeyeceği ile biterdi…