Deprem bölgesine giden yardımları gösteriyor televizyon
kanalları günlerdir…
Yardım malzemelerini taşıyan kamyon, kırmızı ışıkta durur
durmaz, kamyonun üzerine çıkılıp, içindekiler talan edilmeye başlanıyor…
Komşu komşusuyla kavga ediyor, tekmeler yumruklar havada
uçuşuyor…
Kin, nefret, öfke, bencillik, tahammülsüzlük, şiddet…
(Ben bu sahneleri 99 depreminden de hatırlıyorum. Dağıtılan şey,
her ne olursa olsun; ekmek, su, battaniye, tüp ya da bir çift çorap… Sanki
kaçıyor; sanki başkası değil bir tek kendi sahip olmalı. Bir bencillik ki
sormayın… Bu başka bir yazı konusu)
Üstelik kamyonlara tıpkı gemilere saldıran korsanlar misali
saldırıp, talan eden o insanların deprem bölgesinde yaşamadığı söyleniyor…
***
Peki, yaptığı binalar yıkılan müteahhidin, görkemli
villasının bahçesine çadır kıtlığında iki tane birden çadır kurmasına ne demeli?
Hele hele sosyal medyaya?
Aynı kamyonları yağmalamaya çalışan öfkeli insanlar gibi; sosyal
medyada da nefret içeren, yazmaya dilimin varmadığı çok acımasız söylemlerde,
yorumlarda bulunanlar oldu!
Bu duygu ve düşüncelerinde, ne kadar samimi olduklarını
bilmek, beni kaygılandırıyor açıkçası…
Biz ne zaman insan olma ortak paydasında bir araya gelebileceğiz?
Bir arada yaşayabilmenin ne olduğunu, kendi özgürlüğümüzün
bittiği yerde başkasının özgürlüğünün başladığını bilmeyi, kabullenmeyi,
toplumsal kurallara uymayı ne zaman öğreneceğiz diye düşünüyorum…
***
Ben tam bu duygu ve
düşünceler içindeyken; Haberleri Ti’ye alan M. Alibora’nın sunuculuğunu
üstlendiği “Heberler” adlı programda konunun gündeme getirildiğini gördüm ve traji-komik
bu öneriyi çok yerinde buldum. Sizlerle de paylaşmak istiyorum:
Heberler’ de; “Tüm
politikacıların ortak hareket etme kararı aldığı ve kurulan komisyondan çıkan
ilk karara göre; İlköğretimden itibaren
müfredata insanlık dersi konulacak. Bu derste bireyin önce insan olduğu; din
dil, ırk gibi faktörlerin bir önemi olmadığı ve depremin tüm insanlığı
ilgilendiren bir felaket olduğu anlatılacak. Okul hayatını tamamlamış vatandaşlar
içinse; vicdan aşısı uygulaması yapılacak. Sağlık Bakanlığı bünyesinde
geliştirilen aşı vicdan kaybını önlemek ve gidermek için kullanılacak” Dendi…
Ben bu vicdan aşısı mevzusunu gerçekten tuttum, Hiç fena
fikir değil…
Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı’nın bir an önce bu konuda
çalışmalara başlamasını dileyerek;
Birlik, beraberlik,
kardeşlik, hoşgörü ve dayanışma gibi duyguların bir arada yaşandığı
Kurban Bayramınızı en
içten duygularımla kutlarım.
Posta Gazetesi Doğu Marmara Eki 5 Kasım 2011