Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Vicdanınız rahat mı?

Güzel ülkemde, yağmur yağar, sel olur; afettir!
Trafik kazaları, iş kazaları, takdir-i ilahi!
Maden kazası, işin fıtratında var!
Eee, durum böyle olunca, Ermenek’teki kömür ocağında su baskınına,
Madencilik şirketi “olay doğal afettir” dedi.
Başka olasılık mümkün olamaz tabii çünkü ocakta tüm iş güvenliği önlemleri alınmışmış!   
Bu kazalar, hiç mi ihmalden, tedbirsizlikten kaynaklanmaz? 
***
Kaza sonrası yapılan ilk açıklamalarda, suyun bir an önce tahliye edileceği söyleniyordu fakat çalışmalar hala devam ediyor.
Ocağı basan suyun tahliye edilmesine katkı olsun diye, analar ellerindeki çomaklarla, uğraşsa da,
 uzmanların dediğine göre, madende mahsur kalan işçilere ulaşabilmek, 6 ay kadar sürebilirmiş!
3 kuruş kazanmak uğruna, dapdaracık, havasız ortamda, kömür soluyarak çalışan 
18 işçinin maden ocağından çıkmasını beklerken, işçilerin hazin hikayelerini de öğreniyoruz.
Hikayelerin hemen hepsi yoksulluk ve çaresizlik kokuyor.
Öyle ya, yoksul olmasa, çaresiz kalmasa; zifiri karanlıkta,  kömür kokan bir ortamda kim çalışmak ister ki?
***
Ocakta mahsur kalan işçilerden birinin acılı eşi, “Aç kalalım, gitme dedim” diyor. 
Diyor da, açlığa ne kadar dayanılabilir ki?  
Gözü yaşlı ana “Ama benim oğlum yüzme bilmez ki” diyor safiyane duygularla. 
Oğlu yüzme bilse, ne olur ki?
Kazadan sonra doğum yapan genç bir anne “Eşim oğlumuza ayakları üşümesin diye patik almıştı.” diyor. “Acaba suyun içinde ayakları üşüyor mudur?” diye aklından geçirirken.
Başka gözü yaşlı bir kadın “Ev kredisi ödüyoruz, o nedenle madendeydi. Gitme canım diye yalvardım” diyor. 
Dinledikçe, izledikçe, okudukça; içimiz yanıyor, göğsümüz daralıyor…
Çoktan istifa etmesi gereken İlgili bakanlar ise her gün çıkıp,  “sondaj devam ediyor. ” 
“Madeni kapatacağız ama 50 kişi araya giriyor” 
“Ocaktaki 3 bacaya girdik”
 “ 24 saat çalışmalarımız devam ediyor” diyor.
Velhasılıkelam, bu dramı biz, televizyon başında; ocakta mahsur kalanların yakınları, maden ocağının başında, bekleyip duruyoruz milletçe, tek yürek.
İçimizde bir umutla “Acaba güzel bir haber alır mıyız?” diye bekliyoruz.
8. gün…
Bankaların maden ocağında mahsur kalanların kredi borçlarını ertelediğini ya da sildiğini öğreniyoruz;  ailelerine, uğruna ölünen kömür ve para yardımı yapıldığını…
“Umutlar bitti mi? Ne olur bitmesin ” diyoruz. 
Ve madende çalışan işçilerin tam 124 kere  “burada insan hakkı ihlali var” diye şikayet mektupları yazdıklarını.
Ve yetkili makamlardan hiç kimsenin, bu sessiz çığlıklara kulak asmadığını öğreniyoruz.
Sebep olanlara soruyorum!
“Vicdanınız rahat mı?”
***
Not: Bu yazıyı, kazanın 8. Gününde yazmıştım. Bugün 2 işçinin cesedine ulaşıldığını haberlerden öğrendik.  Sonucu tahmin etsek te hala bir mucize bekliyoruz.