Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Mavi bayrak mı, liman mı?

                                                                                                                     
Geçtiğimiz Haziran ayında, Karamürsel Altınkemer Plajı’nın mavi bayrak aldığını anımsıyorsunuz değil mi?
Uluslararası Çevre ve Eğitim Vakfı’nın, çevre ve turizm konusunda belirlediği 32 kriterin tamamını(!) gerçekleştirme başarısını gösterdiği için törenlerle, bakanlarında katılımı ile göndere çekildi.
Törende, Büyükşehir Belediye Başkanı Karaosmanoğlu, “ Bir bölgenin medeniyet ölçülerinden biri de, çevrenin durumudur” dedi.
Mavi bayrak için sırada Başiskele ve Dilovası’nın olduğunu söyledi.
Kimse inanmasa da, ikna olmasa da, “Aman ne güzel artık Bodruma, Marmaris’e gitmemize gerek kalmadı” diye dalga geçse de; şaka maka, aldık bir mavi bayrak işte…
Başiskele’ye ya da Dilovası’na mavi bayrak almanın ütopik (hayali) bir düşünce olduğunu düşünsem de; en önemli projelerin bile hayal edilerek başladığını biliyorum…
Biz o günleri görür müyüz, görmez miyiz? Bilmiyorum ama doğru bir çalışma ve gayretle, Körfez’imizin gerçekten mavi bayrak almayıhak edeceğine eminim.
Kenti yönetenler, Körfezin eski pırıl pırıl haline döneceğini dillerine pelesenk ederken,
Körfez’e yeni liman yapmak için iştahı kabaran şirketler, ilgili bakanlık tarafından dikkate alınmaz, hatta sert bir şekilde reddedilirse; Körfez’in eski haline dönmesi için bir kıvılcım başlatılmış olur.
***
Birkaç gün önce Başiskele’ye ticari amaçlı gemilerin yanaşacağı liman projesi için ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) toplantısıvardı yani halkı bilgilendirme toplantısı.
Ben ÇED toplantılarını kısaca şöyle tanımlıyorum: Yörede yaşayan insanlara, yapılacak olan tesisin, çevreyi ne kadar az kirleteceği, ne kadar az gürültü yapacağı, ne kadar az zarar vereceği gibi konuları en güzel cümlelerle, teknik terimlerle anlatma toplantısı. Bir nevi göz boyama…
Yani bir zarar var ama o zararın olmadığını anlatmak için yazılan, çizilen, aslında normalde olması gereken ama benim ülkemde uygulanmayan bir sürü anlamadığımız terim.
Her gittiğimiz ÇED toplantısında, anlatılan her şey güllük gülistanlık…
Bakanlıktan gelen yetkililere, “Peki bu liman senin evinin önüne yapılsın ister misin? Ya da “Bu taş kırma ocağının yanında sen oturur musun?”diye sorduğumuzda “Evet “diyen olmuyor, her nedense.
“Sana yapılmasını istemediğin şeyi, başkasına yapmak” doğru mu peki?
Şirketler daha çok kar etsin diye, havayı, toprağı, suyu kirletmeye, hakları var mı?
Sonuçta Başiskele’de yaşayan vatandaşlar; liman istemediklerini, dolayısı ile ÇED toplantısının yapılmasına da gerek olmadığını hatta mevcut limanlarında kalkmasını istediklerini söyledi.
Başiskele’ye mavi bayrak almayı düşünen yöneticiler, bu liman için ne düşünüyor? Bilmiyorum.
Ve birkaç yıl önce, Körfez’de ki 40 küsur limanın zaten çok fazla olduğunu söyleyen; TBMM Çevre ve Sağlık Komisyonu…
Süreci izleyip göreceğiz. Sonuçta, her şey bakanlıktan çıkacak karara bağlı çünkü!