Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Sandal küreği ile yat yüzdürmek!

                                                                                                                            

1Temmuz itibariyle başlayan “Ulusal E-reçete Projesinin hem vatandaşa hem de eczacılara kolaylık sağlayacağını düşünürken; gerek basından gerekse tanıdığım insanların bizzat yaşadıklarından, vatandaşın ve eczacının bir takım sıkıntılarla karşıkarşıya kaldığını öğrendim.
Elbette yeni bir sisteme geçildiğinde, başlangıçta aksaklıklar olabilir ama ya bu aksaklıklar kalıcı olursa, ya yapılan onca elektronik yatırım boşa giderse?“ diye düşündüm ve eğrisiyle doğrusuyla e- reçete projesini, bilgi ve tecrübesine güvendiğim bir eczacı tanıdığıma sordum. Yanıtını sizlerle paylaşıyorum:
01.07.2012 tarihinde uygulamaya giren “Ulusal E-reçete Projesi” reçete suistimalinin önlenmesi, eczanelerin kuruma teslim ettikleri reçetelerin yasal süresince depolanması, muhafaza güçlüğü ve getirdiği maliyet, ilaç, reçete, hasta ve hekim istatistiklerinin sağlıklı tutulabilmesi vs. anlamında oluşturulmuş bir sistem gibi gösterilmektedir.
Ne var ki, adı geçen proje altyapı tamamlanmadan, “ben yaptım oldu”, “kervan yolda düzülür” mantığı ve “sorun çıktıkça çözmeye çalışırız” mantıksızlığı ile Eskişehir ve Konya gibi illerde 2-3 aylık pilot uygulamalar sonrası tüm Türkiye´ye dayatılmış, deve mi kuş mu olduğu anlaşılamayan bir projedir.
Modern ülkelerde, istatistikî bilgilerin planlama ve yatırım anlamında çok önemli olması açısından bakıldığında, mutlaka uygulanırlığı sağlanması gereken bir sistem olmakla beraber, ülkemizdeki yönetici erkin modernite, akıl ve hukuk tanımazlığı nedeniyle, teorideki güzelliğin asla yaşanamayacağı bir ütopyadan öteye gidemeyeceği görülmektedir.
Zira siz suç ve suçluyla mücadelede teknolojiyi ne kadar geliştirirseniz geliştirin aynı, hatta bazen daha ileri teknolojileri kullanan suç örgütleri yeni yöntemler oluşturarak sisteme sızmakta geç kalmamaktadır.
Ulusal E-Reçete Projesi neden doğru?
- Çevreci bir açıdan bakıldığında binlerce ton kâğıt israfının önlenmesi anlamında mutlaka ama sağlıkla uygulanması gereken bir sistemdir.
- Geçtiğimiz günlerde yazılı ve görsel basından izlemiş olmalısınız; binlerce kutu kullanılmamış ve miadı dolmamış ilacın çöplüklerde bulunması, genelde kamunun özelde de bu ülke insanının parasının firma, hekim, eczacı, hasta şirketleşmesiyle, haksız kazanç olarak birilerinin cebine aktarılmasının önlenmesi anlamında mutlaka ama sağlıkla uygulanması gereken bir sistemdir.
-Eczaneler açısından bakıldığında, bürokratik işlemlerin yarı yarıya azalması söz konusu olacağından, mutlaka ama sağlıkla uygulanması gereken bir sistemdir.
-SGK boyutu incelendiğinde, eczanelerin teslim ettikleri reçetelerin incelenmesi için istihdam edilen yüzlerce nitelikli personelin daha verimli alanlarda kullanılabilmesi anlamında da mutlaka ama sağlıkla uygulanması gereken bir sistemdir.
Bu kadar olumlu özellikleri olan bir sisteme neden mi karşıyız?
1- Kişisel görüşümü soracak olursanız siyasi iktidarın ülke ve ülke insanına faydalı olabilecek herhangi bir şeyi uygulamaya koyacağına inanmıyorum. Elde edecekleri istatistiki bilgilerle, bu pazarın reel değerini öğrenip yandaşları için yeni arpalıklar oluşturacaklarını düşünüyorum (Bkz. SGK’lı hastaların özel hastane ve polikliniklerde muayene imkânı ile yandaş sağlık kurumlarının, tetkik ve teknik ekibin zengin edilmesi).
2- Türkiye’de yaklaşık 24.000 eczanede SGK reçeteleri karşılanmakta olup bazı eczanelerde çok sayıda bilgisayardan aynı anda reçete girildiği, diğer sağlık sunucularının da aynı server (sunucu) üzerinden hizmet verdiği düşünüldüğünde alt yapının en az yüz bin işlemi aynı anda yapabilecek kapasitede olma zorunluluğu varken; eczanelerin gün içinde aldıkları dökümü saat 17.00 öncesi faturalayamamaları, server yetersizliğinin en somut örneğidir. Mevcut sistemdeki teknolojik yetersizlik yukarıda açıklamaya çalıştığım biçimiyle devam ettiği sürece “Ulusal E-Reçete Projesi”ni sandal küreği ile yat yüzdürülmeğe benzetmek kaçınılmazdır.
3- Amaçları tribüne oynamak olan, mümkün olan her yerde “insanımız dilediği sağlık kurumunda muayene olup dilediği eczaneden ilacını beklemeden alıyor” diyerek alınan hizmetin nitelik ve kalitesinden bahsetmemek, reçete katılımı, ilaç katılımı, fiyat farkı, muayene ücreti, yüzde katılımı adlarıyla ortalama bir reçete bedelinin neredeyse yarısını hastadan tahsil etmek ve bunu da eczaneler üzerinden yapmak, tipik bir şark kurnazlığıdır…
4- Sağlık politikasının bir parçası olan, e-reçete uygulaması tüm güzel yanlarına karşın genel politikada süregelen yanlışlar nedeniyle düşüp kalmasa bile “yalnız ve güzel ülkemde” tökezlemek zorundadır. Çünkü hükümetin adalet, eğitim, savunma politikalarına yönelik eleştirilerle sağlık politikasındaki çıkmazlar aynıdır.
Sivrisinek avlayarak çözülemez bu iş, bataklık kurutulmalıdır! Saygılarımla…
***
Bu kadar ayrıntılı bir anlatımdan sonra, bana söyleyecek söz kalmadı. Yapacağımız tek şey bekleyip görmek...

*Posta Gazetesi Doğu Marmara Eki ve Gebze Haber Gazetesi'nde yayımlanmıştır