Son birkaç haftadır, yazılı ve görsel basının en önemli
gündem maddelerinden biri de; damacana
suları oldu…
Şebeke suyuna güvenmeyip, damacana suyu kullanan herkes
diken üstünde…
Neden olmasın ki? Yıllardır sağlıklı su içtiğini zannederken,
bazı su markalarını tercih edenler, aslında musluk suyundan daha kötü su
içtiklerini öğrendiler.
Şaka gibi değil mi? Olsun, Yıllarca sağlıklı su içmek için
damacanaya ödedikleri para üstüne bir bardak soğuk su içip, dua etmeliler. Ya Sağlık
Bakanlığı konuyu açıklamasaydı, ya sudan sebeplerden dolayı hastalansalardı!
***
Uzmanlar, hemen her gün televizyon kanallarında saatlerce
damacana sularını anlatıyor, tartışıyor.
Sağlıksız koşullarda üretilmiş olan bu suların, sağlık
açısından ne gibi zararları olduğundan
bahsediyorlar. Bugüne kadar akılları neredeydi, neden bu kadar sık ve
ısrarla anlatıp halkı uyarmadılar? O da ayrı bir konu.
Konuşmaları dinleye dinleye neredeyse biz de su uzmanı
olduk. Gerçi olmamız da gerekiyor çünkü şu anda farkında olsak ta olmasak ta, ülkemizin hatta dünyanın gelecekte ki en
önemli sorunlarının başında su sorunu geliyor. Biz ise şu anda, su
kaynaklarımızı hoyratça kullanıyor, yabancılara satıyoruz. Nasıl olsa ülkemizin üç tarafı sularla
çevrilmiş, derelerimiz, ırmaklarımız, nehirlerimiz, göllerimiz bol… 50 yıl
sonra, kuraklık beklenen ülkelerin içinde ismimiz geçiyor ama olsun. “Say say bitmez; sat sat bitmez!”
***
Sağlık Bakanlığı, yetkilileri, hangi firmaların kusurlu
olduğunu, isim isim açıklıyor.
Bu tesislere yetki belgesi verirken, kusurlarını fark
etmediler mi acaba?
Yıllardır eşime dostuma damacana sularının, uygun koşullarda
üretilmediğini, taşınmadığını, depolanmadığını anlatmaktan dilimde tüy bitti.
Bir iki sefer de köşe yazımda anlattım:
“Damacanalar yeteri kadar
temizlenmiyor. Üretildikten sonra, üstü
açık kamyonlarla taşınıyor, marketlerde dışarıda bırakılıyor; güneşe maruz kalması, dioksin denen kanserojen
maddenin oluşmasına sebep oluyor” diye.
Bu arada gözden kaçırmamamız gereken bir konu da, pet şişe içindeki
her türlü gıda maddesinin güneşe maruz kalmaması gerektiği; sadece suyun değil…
Mutlaka sizinde gözünüze ilişmiştir, üstü açık kamyonlarla
taşınan ya da marketlerin önünde dizi dizi sıralanan pet şişe içindeki
meşrubatlar…
***
Herkesin aklı karışık… Yetkililer, uzmanlar, bugüne kadar
damacana sularının sağlıksız ortamda üretildiklerinin farkında değiller miydi?
Neden bunca yıl halkı uyarmadılar, neden tesisleri denetlediklerinde,
kapatmadılar? Neden şimdi?
Birileri su arıtma cihazı işine mi girdi? Yoksa
damacanaların yapıldığı Polikarbon’a ya da pet şişelere alternatif geliştirilen
Tritan Copolyester işine mi girdi?
Bekleyip, göreceğiz…