Blog Arşivi
-
►
2018
(12)
- ► Haziran 2018 (1)
- ► Mayıs 2018 (6)
- ► Nisan 2018 (2)
-
►
2017
(20)
- ► Kasım 2017 (2)
- ► Eylül 2017 (2)
- ► Ağustos 2017 (2)
- ► Temmuz 2017 (4)
- ► Haziran 2017 (1)
- ► Nisan 2017 (1)
-
►
2015
(34)
- ► Eylül 2015 (1)
- ► Nisan 2015 (9)
- ► Şubat 2015 (3)
-
►
2014
(22)
- ► Aralık 2014 (4)
- ► Kasım 2014 (4)
- ► Eylül 2014 (1)
- ► Haziran 2014 (1)
- ► Mayıs 2014 (1)
- ► Nisan 2014 (1)
- ► Şubat 2014 (3)
-
►
2013
(43)
- ► Aralık 2013 (2)
- ► Kasım 2013 (4)
- ► Eylül 2013 (9)
- ► Haziran 2013 (4)
- ► Mayıs 2013 (4)
- ► Nisan 2013 (2)
- ► Şubat 2013 (4)
-
▼
2012
(52)
- ► Aralık 2012 (4)
- ► Kasım 2012 (5)
- ► Eylül 2012 (4)
- ► Ağustos 2012 (4)
- ► Temmuz 2012 (4)
- ► Haziran 2012 (5)
- ► Mayıs 2012 (4)
- ► Nisan 2012 (5)
- ► Şubat 2012 (4)
-
►
2011
(45)
- ► Aralık 2011 (6)
- ► Kasım 2011 (5)
- ► Eylül 2011 (5)
- ► Ağustos 2011 (3)
- ► Temmuz 2011 (5)
- ► Haziran 2011 (12)
- ► Şubat 2011 (3)
-
►
2010
(182)
- ► Aralık 2010 (182)
GEZİ YAZILARIM
Hoşgeldiniz
Hakkımda
Translate
Kimse yok mu?
Geçen hafta iş geliştirme semineri için, eşim ve birçok arkadaşımla birlikte dört günlüğüne Antalya’da idik.
Gerek eşimin işi, gerekse benim mesleğim dolayısı ile, yılda en az 3-4 kez ulusal ya da uluslar arası seminer, sempozyum ve kongrelere katılırız.
Bu toplantılar 3-5 bin kişilik olduğu için, genellikle, büyük toplantı salonlarının ve konaklama yerlerinin olduğu kentlerde olur.
Büyük katılımlı toplantıların yapılabildiği kentlerin, parmakla gösterilecek kadar az sayıda olduğunu biliyorum. Bu nedenle eğitim için; istesek de, istemesek de, bazen yüzlerce kilometre uzaklıkta ki kentlere gitmek zorunda kalıyoruz…
***
Zaman zaman köşe yazılarımda da dile getiririm. “Kocaeli kenti artık sanayiye doydu.
Aslında sanayi kenti değil, turizm kenti (deniz, dağ, tarih, kongre) olmalı” diye…
Kongre turizmi; uzmanlık gerektiren bilimsel alanlarda veya meslek kollarında, belirli konular da, bilgi alışverişi yapmak amacıyla kişilerin bir araya gelmeleri ile ortaya çıkan seyahat, konaklama olay ve ilişkilerinin tümüne deniyor.
Kongre turizminin ulusal veya uluslararası seminer, sempozyum, kongre vb toplantılarla kişileri bir araya getirerek, aynı zamanda bir turizm olgusu ortaya çıkartan bir turizm türü. Bir nevi bacasız sanayi…
Neden bizim kentimiz de kongre turizmi ile ilgili bir adım atılmadığını hala anlamış değilim. Yüzlerce insana istihdam sağlayacak bir iş kolu…
Fabrika kurulacak arazilere, kongre turizminin gerçekleştirileceği kompleksler kurulsa daha iyi olmaz mı?
Bildiğim kadarıyla bazı bölgeler de turizm bakanlığı böyle projeleri, girişimleri destekliyor.
***
Antalya’da bizim seminerimizin bittiği gün, kaldığımız otele, Türkiye Belediyeler Birliğinin 'Kadın Yerel Politikacılar Platformu' toplantısı için Türkiye’nin 81 ilinden seçilmiş kadınlar gelmeye başlayınca aklımdan geçen şu oldu.
Bizim kentimizde de bu tür komplekslerin yapılması çok mu zor?
Üstelik hem kış sporlarının hem de su sporlarının yapılabildiği tesislerimiz var; hem doğal güzelliklerimiz hem de tarihi zenginliklerimiz var…
Bu toplantılar neden bizim kentimiz de yapılmasın?
Neden kentimiz sanayiden kirlenen havası, toprağı, suyu yerine; kongre turizmi ile anılmasın?
Bu girişimi başlatacak kimse yok mu?