Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Kaza geliyorum demez!

Geçen hafta sonu bir trafik kazasına karıştım.

Ömer Türkçakal Bulvarında (Seymen-İzmit arasında, Outlet Center’ın olduğu Bulvar);

Hem de sol şeritte, 50 km hızla giderken…

Yağmur yok, çamur yok, kar yok; önümde ki araç aniden sert bir fren yaptı.

Çünkü onun önünde ki araç zınk diye durmuştu.

İyice sola kırarak, öndeki aracın sol arka çamurluğunu sıyırarak durdu…

Akan bir trafikte, aniden bir aracın fren yapmasını hiç beklemediğimden midir bilmem;

yeterli mesafe olmasına rağmen, frene yeterince sıkı basmadığım için aracım durmadı.

GÜMMM!!!

Ve ben hyatımın ilk trafik kazasına böylece karışmış oldum…


***

Beni tanıyanlar, ne kadar kuralcı olduğumu bilir, hatta bu kuralcılığım için bana kızarlar.

Asla emniyet kemerimi bağlamadan yola çıkmam. Gece saat 2’ de bile kırmızı ışıkta dururum.

Hiçbir trafik kuralını ihlal etmem. Bugüne kadar aldığım hiçbir cezam yok. Vs. vs.

Araba kullanırken son derece dikkatli olduğum için, hiç kaza yapacağım da aklıma gelmiyordu açıkçası.

Dolayısı ile kaza anında neler yapılır, sadece kulaktan dolma bilgiler vardı aklımda.

***

50 km. hızla gidiyordum dedim. Çünkü kaza yapmadan az önce, 100 metre aşağıda kaza olmuştu ve trafik polisi vardı. Bu yol da radar olduğu için, gayri ihtiyari gözüm ibreye kaydı.

Hatta “dümdüz yolda nasıl kaza yapıyorlar” diye de içimden geçirdim.

Nasıl yapıldığını da öğrenmiş oldum…

Polisler hemen geldi. Bir şeyimiz var mı diye sorduktan sonra, araçları sağa çektik.

Ehliyeti, ruhsatı verdik. Trafik sigorta poliçem ruhsatın içinde yok.

Her şey tamam poliçe yok!

Trafik sigortamın olduğunu, internetten sorgulamalarını söyledim.

Tramerden baktılar, sigortamın olduğu gördüler ancak ille de poliçenin aslı lazımmış.

Kaza tutanağına poliçe numarası yazılacakmış…

Pazar günü olduğu için, sigortacı kapalı, oradan öğrenemiyorum.

Sigortayı yaptıran eşim, o esnada şehir dışında ve iş toplantısın da; arayıp tedirgin etmek istemiyorum zaten arasam da telefonu kapalı olacak.


***


İlk defa kaza yapmış olmanın verdiği bir şoktayım. Kimi arayacağımı düşünüyorum, aklıma kimse gelmiyor. Bir iki tanıdığı arıyorum, onlar da poliçe numarasını nerden bulurum konusunda yardımcı olamıyor.

Polis memuru: Poliçeyi bulamıyorsanız, “aracınızı bağlıyorum, beni takip edin” dedi.

Boynumuz kıldan ince, takıldık peşine, doğru otoparka…


Otopark sahibinin uyarısı ile sigorta Şirketinin Genel Merkezini arayıp poliçe numaramı da öğrendim ama nafile. Bütün polis memurları hem fikir:

“Aracın bağlanması gerekiyor.”

Böylece ilk trafik cezamı da yemiş oluyorum…

***

Ertesi gün, bir sürü evrak; bir sürü koşuşturmaca sonucu aracımı kurtarıyorum.


Trafik sigorta poliçesinin varlığını tramerden görmenin yeterli olduğunu, aracın bağlanmasına

gerek olmadığını öğreniyorum (Trafik Şube Müdürlüğü’nden)


Saatlerce poliçe numarasını bulmak için harcadığım çaba ve girdiğim strese yanarken;

Kaza tutanağında, bir de ne göreyim?


Esas kazaya sebep olan, önüne herhangi bir canlı çıkmadığı halde zınk diye duran beyaz arabalı magandanın tutanakta esamesi yok! Nasıl hırslandım bilemezsiniz.


Önüne biri atlasa ya da köpek çıksa, kızmayacağım. Ben olsam, aynısını yaparım, zarar vermemek için frene basarım.

Kaza tutanağına göre, ben gitmişim durduk yerde önümde ki araca çarpmışım. Arkadan çarptığım için de % 100 suçluyum.

Sordum, soruşturdum. “Bu adam ne oldu? “diye. Aracında az hasar olduğu için, “önemli değil, şikayetçi değilim” demiş gitmiş...

Plakası bile alınmamış…

Araba çalıntı mı? Adam alkollü mü?

Ortada trafik lambası yokken, önüne çıkan canlı yokken, birden bire duruyorsa ruhsal olarak normal mi, dikkat bozukluğu mu var? Bilmiyorum.

Bugün benim canımı yaktı, belki yarın başkalarının da canını yakacak ama buhar olup uçtu!



***

Bir söz vardır ya “kaza geliyorum demez” diye; gerçekten öyleymiş.

5 yıldan fazladır, her gün sabah akşam geçtiğim, her çukurunu ezbere bildiğim yolda kaza yaptım. İlk deneyimimin bu kadar basit bir kaza olması yüzünden şanslıyım aslında…

“Her şerde bir hayır vardır” derler ya; bu kazanın bana öğrettiklerini sizlerle paylaşayım.

- Ne olursa olsun kaza anında soğukkanlı olmak lazım.

- Kaza tutanağını kim tutarsa tutsun, incelemek lazım.

Yakınlarınıza ulaşamadığınız acil durumlar da arayacağınız en az 5 kişinin telefonunu önemliler listesinde olması lazım.

- Her ihtimale karşı (!), bütün evrakların araçta olması lazım…


*24 Aralık 2011 Cumartesi Posta Gazetesi Doğu Marmara Eki