Blog Arşivi

GEZİ YAZILARIM

Hoşgeldiniz





Translate

Çocuk damatlar

 “Ülkemizin en önemli sosyal yaralarından biridir, çocuk gelinler…

Hemen her gün, basında bu konuyla ilgili bir haber görürüz:

 “70’lik adam, 13 yaşındaki kızla evlendi “

“11 yaşındaki çocuğun karın ağrısı, hastaneye gidince anlaşıldı!”

“Kilo aldığı zannedilen 15 yaşındaki kızın, 9 aylık hamile olduğu anlaşıldı”

“Çocuk gelin, intihar etti!”

“İşkenceye uğrayan çocuk gelin, tedavi altında!”

“Namus için öldürülen yeni gelin Ç.G’ ye, amcasının tecavüz ettiği anlaşıldı”

“16 yaşındaki Ç.G karnındaki bebekle öldü. Eşi, yaşının küçük olduğunu, bilmediğini söyledi” vs. 
Yani bu evliliklerin varlığını, bir dram yaşandıysa öğrenebiliyoruz ancak ne yazık ki!

***
Hepimiz, kızıyoruz…

Kahrediyoruz, lanetler okuyoruz…

Kendi kızımızı, yeğenimizi, kuzenimizi düşünüyoruz…

“Olur mu hiç?” diyoruz.

Ama yine oluyor!

Hatta imam nikahı ile evlenen çocuk gelinlerden bazıları, bir şekilde şikayet edilip, eşleri ceza evine girdiğinde;

“Devlet beni koruyacağına, mağdur etti” diyebiliyor.

Yani bu durumu; kanıksamış, kanıksamışız, kanıksamışlar!

İstatistiklere baktığımızda, ülkemizde 181 bin “çocuk gelin” olduğunu söylüyor.

Ve de her üç kadından birinin (bazı illerde iki kadından biri)  para için, töre için ya da berdel 

için evlendirildiğini…

***
Çocuk gelinler konusunun meclise taşınması, soru önergeleri hazırlanması,

Sivil Toplum Kuruluşlarının imza kampanyaları düzenlemesi,

Belgeseller hazırlanması,

Bilmem ne kadar paneller düzenlenmesi,

Çocuk gelinlerin, sona ermesi için yeterli mi?

Elbette değil!

***
Geçen yıl,  Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı “çocuk yaşta evliliklerin sebeplerinin geri kalmışlık 

(bizim ülkemizde çocuk yaşta evlenenler sadece kızlar değil çünkü), feodal yapı ve eğitimsizlik 
olduğunu söylemişti.

Doğru söylemişti ama bu söylem neyi değiştirdi ya da değiştirebilir ki?

Dünyanın bilgi ötesi toplumu yaşadığı günümüzde, kız çocuklarını evlendirmek yerine hala  

“satmak” kelimesini kullanıldığı bir ülkede…

Milli Eğitimin her yıl değiştirdiği, tabiri caizse yap-boza çevirdiği ve geçen yıl çok tartışılan 

zorunlu eğitimi kademeli olarak (4+4+4) 12 yıla çıkaran yasa teklifini eleştirenlere “Hangi 

hüküm çocuklarımızı erken yaşta evlenmeye yönlendirecek?”  dediği halde;

Kız çocuklarının ortaokul ve lise çağlarında evlenmesinin önünü açan yönetmeliğinin 

değiştirilmesi, kız çocuğuna bakış açısını gösteriyor” demiştim, geçen yıl yazdığım köşe 

yazımda.

***
Geçen yıldan bu yana, değişen bir şey yok zira 18 yaşın altında evlenen ‘çocuk gelin’ oranının 

Avrupa’da en yüksek olduğu ülkelerin başında gelen ülkelerden biri hala ne yazık ki bizim 

ülkemiz.

Ancak erkek egemen zihniyeti yaşadığımız günümüzde, ülkemizdeki sorunun sadece  ‘çocuk 

gelinler’ olmadığını görüyoruz. Geçen yıl, 18 yaşın altında, 14 binden fazla erkek çocuğun, 

tıpkı yaşlı erkekle evlendirilen kız çocukları gibi; kendilerinden büyük kadınlarla evlendirildiğini 

görüyoruz.

Yani bilişim çağını yaşadığımız bir zamanda, çözmemiz gereken ‘çocuk gelin’ sorununun yanı sıra bir de  ‘çocuk damat’ sorununun olduğunu unutmamamız gerekiyor!