Okuma ve öğrenme zorluğu çeken çocuklara özel eğitim veren
bir okul için bağış toplama yemeğinde, çocuklardan birisinin babası
katılımcılar tarafından asla unutulmayacak bir konuşma yaptı. Okula kendini
adamış öğretmenleri kutladıktan sonra şöyle bir soru sordu: “Dışarıdaki
etkenler tarafından etkilenmedikçe doğa her şeyi mükemmel bir şekil ve sırada
yapıyor. Ama yine de oğlum Shay, diğer çocukların öğrendikleri gibi
öğrenemiyor. Diğer çocukların anlayabildikleri gibi anlayamıyor. Oğlumda doğal
olması gereken şeyler nerede?”
Bu soru karşısında dinleyiciler sessiz kaldılar.
Baba devam etti. “Ben inanıyorum ki, dünyaya fiziksel ve
zeka engelli Shay gibi bir çocuk geldiğinde, gerçek insan doğası kendini
gösterme fırsatını buluyor ve bu da insanların o çocuğa davranış şekillerinde
kendini gösteriyor.”
Ve sonra aşağıdaki hikayeyi anlatmaya başladı:
Shay ve babası bir gün parkta Shay’in tanıdığı birkaç
çocuğun baseball (beysbol) oynadıklarını gördüler.
Shay sordu, 'Acaba oynamama izin verirler mi?'
Shay'in babası çoğu çocuğun Shay gibi bir çocuğun
takımlarında oynamasını istemeyeceklerini ama aynı zamanda eğer oğluna izin
verirlerse oğlunun o çok ihtiyacını duyduğu, engellerine rağmen başkaları
tarafından kabul edilmenin özgüveni ve sahiplenme duygusunu vereceğini de
biliyordu.
Shay'in babası çocuklardan birinin yanına yaklaştı ve fazla
bir şey de beklemeden Shay in oynayıp oynayamayacağını sordu.
Çocuk kafasını kaldırıp danışabileceği birilerini aradı ve
sonra “Şu anda 6 sayı gerideyiz ve oyun sekizinci turunda. Herhalde takıma
girebilir ben de onu dokuzuncu turda vurucu olarak sokmaya çalışırım” dedi.
Shay büyük bir gayretle takımın yanına gitti ve yüzünde
kocaman bir gülümseme ile takım t-shirtini giydi. Babası gözünde yaş, kalbi
sıcak duygularla dolu onu izledi. Çocuklar oğlunun kabul edilmesinden dolayı
babanın mutluluğunu gördüler.
Sekizinci turun sonunda Shay'in takımı birkaç puan kazandı
ama hala 3 sayı gerideydi. Dokuzuncu turun başında Shay eldiveni eline geçirdi
ve sağ açık sahaya çıktı. Ona doğru hiç top isabet etmemesine rağmen oyunda
olmaktan son derece mutluydu ve babasının ona tribünlerden el salladığını
gördüğünde yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.
Dokuzuncu turun sonunda Shay'in takımı yine puan kazandı.
Şimdi bütün kaleler doluydu, oyunu kazanma şansı ortaya çıkmıştı ve topa vurma
sırası Shay'e gelmişti.
Bu noktada Shay'in vurucu olmasına izin vererek oyunu
kaybetme riskini mi almalıydılar? Şaşırtıcı bir hamleyle Shay'e sopayı
verdiler. Herkes topa isabet ettirme şansının sıfır olduğunu biliyorlardı çünkü
bırakın topa vurmayı Shay sopayı bile elinde tutmasını bilmiyordu ama Shay
sahaya çıktığında top atıcı, diğer takımın kazanma şanslarını bir kenara
bırakarak Shay'e bu fırsatı tanıdıklarını görünce birkaç adım öne giderek
yumuşak bir şekilde topu Shay'e doğru fırlattı. İlk topa Shay zorlukla sopayı
savurdu ama ıskaladı.
Atıcı tekrar birkaç
adım öne doğru geldi ve topu yine yumuşak bir şekilde Shay'e doğru attı. Shay
sopayı savurdu ve hafifçe topa dokunarak yere atıcıya doğru vurdu.
Oyun şimdi bitecekti. Atıcı topu yerden aldı ve ilk kaledeki
adamına kolaylıkla atabilecek ve Shay'i sobeleyerek oyunu bitirebilecekti ama
atıcı topu aldı ve ilk kaledeki adamının başının üzerinden diğer takım
arkadaşlarının erişemeyeceği yere fırlattı.
Tribünlerdeki herkes ve iki takımda bağırmaya başladılar,
'Shay, ilk kaleye koş, ilk kaleye koş!' Shay hayatında hiç bu kadar uzağa
koşmamıştı ama ilk kaleye gidebildi. Şaşkınlıktan büyümüş gözleriyle yere
çöktü. Herkes bağırmaya devam etti, 'İkinci kaleye koş, ikinci kaleye koş'
Nefes nefese Shay zorlukla ikinci kaleye koşabildi. Shay ikinci kaleye geldiği
sırada açık sahada diğer takımdan biri topu almıştı. Takımın en küçüğü olan bu
çocuk kahraman olma şansını elinde tutuyordu. Topu ikinci kaledeki adamına
atabilirdi ama top atıcısının niyetini anladığından o da kasıtlı olarak topu
üçüncü kaledeki arkadaşının başının üzerinden attı.
Herkes bağırıyordu, “Shay, Shay, Shay, bütün yolu koş Shay”
Karşı takımdan birinin yardım ederek onu üçüncü kaleye doğru
döndürmesiyle Shay üçüncü kaleye koşabildi, 'Üçüncüye koş! Shay, üçüncüye koş!'
Shay üçüncüye gelirken diğer takımdaki çocuklar ve
seyirciler ayağa kalkmışlardı ve bağırıyorlardı, “Shay, hepsini koş! Hepsini
koş!”
Shay hepsini koştu ve oyunu takımı için kazanan bir kahraman
olarak herkes tarafından alkışlandı.
“O gün” dedi babası, gözlerinden yaşlar aşağıya doğru süzülerek
“ki takımdaki çocuklar da dünyaya bir parça sevgi ve insanlık getirmeyi
başardılar'”
Shay bir sonraki yaza yetişemedi. O kış öldü. Bir kahraman
olduğunu ve babasını mutlu ettiğini ve eve geldiğinde annesinin de gözyaşları
içinde onu kucakladığını asla unutmadı.