İnsan ilişkilerinin temeli güvene dayanır...
Anne karnında dokuz ay geçiren insanoğlu, ömür boyu bu güvenli ortamı arar.
Doğduğu andan itibaren ailesi tarafından bütün gereksinimleri karşılanan çocuk; kendini önemli hisseder ve sorumluluk duygusu gelişmeye başlar. Yakın çevrenin de özen göstermesi ile güven duygusu pekişir.
Güven ve sorumluluk bilincinin gelişmesi, bireyin geleceğinin şekillenmesi açısından son derece önemlidir. Bu bilincin oluşması için aile ve çevre kadar okullara da sorumluluk düşmektedir...
İnsanlara güvenmeyi öğrenerek yetişen bireyin, kendine güveni olacağı gibi toplumda da güvenilen biri olur. Güvenilir bir kişi olmak ise yaşamda kazanılabilecek en önemli özelliklerden biridir.
Güvenilir insan dürüsttür, şeffaftır, ilkelidir. Özü sözü birdir, arkadan konuşmaz.
İki eli kanda olsa bile verdiği sözü yerine getirir; insanları yarı yolda bırakmaz…
Ne yazık ki günümüzde dürüst ve ilkeli insanlara enayi gözüyle bakanların sayısı artmaya, yalanlara beyaz pembe kılıflar giydirilerek söylenmesi normal sayılmaya başlandı.
“Babana bile güvenme” sözü günümüzün en popüler tavsiyelerinden biri oldu.
Bir söylediği bir söylediğini tutmayan, kimin arabasına binse onun türküsünü söyleyen, beylik verildiğinde önce babasını kesen, yüzüne gülüp arkadan konuşan insanlar topluluğu oluşmaya başladı...
Kişiler hakkında “Falanca mı? O fırıldağın tekidir, Asena bile o kadar kıvıramaz.”
“O çıkarı için babasını bile satar.” “Omurgasızın tekidir” sözlerini sık sık duyar olduk.
Eğer ruh hastası değilse hiçbir anne-baba; çocuğunun yalancı, sahtekâr ya da ikiyüzlü olmasını istemez. Hiçbir öğretmende öğrencisinin…
Aileler de, öğretmenler de yetiştirdikleri çocuklarla gurur duymak ister.
Öyle ise bu içi dışı bir olmayan, ikiyüzlü, maskeli insanların sayısı nasıl ve neden arttı?
Ne oldu da toplumumuzda dürüst ve güvenilir insanların sayısı azaldı?
Kendi çıkarı için başarılı insanları karalamaya çalışan vasıfsız insanlar; çürük raporu alarak askerlik yapmayanlar; okula gitmeden parayla diploma alanlar; kaçak su ve elektrik kullananlar; vergisini, telefonunu, kredi kartını ödemeyip aftan yararlananlar; Mercedes arabaya binip yeşil kartı olanlar; eskiden de bu kadar çok muydu?
İnsanın kendini güvende ve mutlu hissetmesi için mutlaka etrafında güveneceği insanların olması gerekir. Babana, eşine, çocuğuna, akrabana, arkadaşına, komşuna güvenmeyeceksin de kime güveneceksin? Güven duygusu kolay kazanılmaz; çok emek ve zaman ister ancak kaybedildiğinde yerine konması çok zordur.
Bu nedenle söz verirken çok dikkatli olmak gerekir; tutulamayacak sözler, yerine getirilemeyecek vaatler verilmemelidir. ‘‘Bazı insanlar bir ortama girdiğinde o ortamı aydınlatır, bazıları ise çıktığında.” Diye bir söz vardır. Siz siz olun güvenilir biri olun ve girdiğiniz ortamları aydınlatın...
*Kadının Sesi Gazetesi Ocak sayısı
Blog Arşivi
-
►
2018
(12)
- ► Haziran 2018 (1)
- ► Mayıs 2018 (6)
- ► Nisan 2018 (2)
-
►
2017
(20)
- ► Kasım 2017 (2)
- ► Eylül 2017 (2)
- ► Ağustos 2017 (2)
- ► Temmuz 2017 (4)
- ► Haziran 2017 (1)
- ► Nisan 2017 (1)
-
►
2015
(34)
- ► Eylül 2015 (1)
- ► Nisan 2015 (9)
- ► Şubat 2015 (3)
-
►
2014
(22)
- ► Aralık 2014 (4)
- ► Kasım 2014 (4)
- ► Eylül 2014 (1)
- ► Haziran 2014 (1)
- ► Mayıs 2014 (1)
- ► Nisan 2014 (1)
- ► Şubat 2014 (3)
-
►
2013
(43)
- ► Aralık 2013 (2)
- ► Kasım 2013 (4)
- ► Eylül 2013 (9)
- ► Haziran 2013 (4)
- ► Mayıs 2013 (4)
- ► Nisan 2013 (2)
- ► Şubat 2013 (4)
-
►
2012
(52)
- ► Aralık 2012 (4)
- ► Kasım 2012 (5)
- ► Eylül 2012 (4)
- ► Ağustos 2012 (4)
- ► Temmuz 2012 (4)
- ► Haziran 2012 (5)
- ► Mayıs 2012 (4)
- ► Nisan 2012 (5)
- ► Şubat 2012 (4)
-
▼
2011
(45)
- ► Aralık 2011 (6)
- ► Kasım 2011 (5)
- ► Eylül 2011 (5)
- ► Ağustos 2011 (3)
- ► Temmuz 2011 (5)
- ► Haziran 2011 (12)
-
►
2010
(182)
- ► Aralık 2010 (182)