Müzeyyen Topçu TAN

Dişhekimi

Blog Arşivi

  • ▼  2019 (1)
    • ▼  Ekim 2019 (1)
      • KERİMOĞLU ZEYBEĞİ - KOCAEFE GRUBU
  • ►  2018 (12)
    • ►  Haziran 2018 (1)
    • ►  Mayıs 2018 (6)
    • ►  Nisan 2018 (2)
    • ►  Mart 2018 (2)
    • ►  Ocak 2018 (1)
  • ►  2017 (20)
    • ►  Kasım 2017 (2)
    • ►  Eylül 2017 (2)
    • ►  Ağustos 2017 (2)
    • ►  Temmuz 2017 (4)
    • ►  Haziran 2017 (1)
    • ►  Nisan 2017 (1)
    • ►  Ocak 2017 (8)
  • ►  2015 (34)
    • ►  Eylül 2015 (1)
    • ►  Nisan 2015 (9)
    • ►  Mart 2015 (17)
    • ►  Şubat 2015 (3)
    • ►  Ocak 2015 (4)
  • ►  2014 (22)
    • ►  Aralık 2014 (4)
    • ►  Kasım 2014 (4)
    • ►  Ekim 2014 (2)
    • ►  Eylül 2014 (1)
    • ►  Haziran 2014 (1)
    • ►  Mayıs 2014 (1)
    • ►  Nisan 2014 (1)
    • ►  Mart 2014 (1)
    • ►  Şubat 2014 (3)
    • ►  Ocak 2014 (4)
  • ►  2013 (43)
    • ►  Aralık 2013 (2)
    • ►  Kasım 2013 (4)
    • ►  Ekim 2013 (6)
    • ►  Eylül 2013 (9)
    • ►  Haziran 2013 (4)
    • ►  Mayıs 2013 (4)
    • ►  Nisan 2013 (2)
    • ►  Mart 2013 (3)
    • ►  Şubat 2013 (4)
    • ►  Ocak 2013 (5)
  • ►  2012 (52)
    • ►  Aralık 2012 (4)
    • ►  Kasım 2012 (5)
    • ►  Ekim 2012 (5)
    • ►  Eylül 2012 (4)
    • ►  Ağustos 2012 (4)
    • ►  Temmuz 2012 (4)
    • ►  Haziran 2012 (5)
    • ►  Mayıs 2012 (4)
    • ►  Nisan 2012 (5)
    • ►  Mart 2012 (4)
    • ►  Şubat 2012 (4)
    • ►  Ocak 2012 (4)
  • ►  2011 (45)
    • ►  Aralık 2011 (6)
    • ►  Kasım 2011 (5)
    • ►  Ekim 2011 (5)
    • ►  Eylül 2011 (5)
    • ►  Ağustos 2011 (3)
    • ►  Temmuz 2011 (5)
    • ►  Haziran 2011 (12)
    • ►  Mart 2011 (1)
    • ►  Şubat 2011 (3)
  • ►  2010 (182)
    • ►  Aralık 2010 (182)
  • ►  2009 (1)
    • ►  Mart 2009 (1)

GEZİ YAZILARIM

  • GEZGİNTANLAR
  • ÇEVRE

Hoşgeldiniz





Hakkımda

Fotoğrafım
Müzeyyen Topçu TAN
İzmit/ Kocaeli, Türkiye
Profilimin tamamını görüntüle

Translate

KERİMOĞLU ZEYBEĞİ - KOCAEFE GRUBU

zaman: Cuma, Ekim 04, 2019
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta PaylaşPinterest'te Paylaş

5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ

Bugün 46 yıldır kutlanan “5 Haziran Dünya Çevre Günü” ancak ne yazık ki bu günü sevinçle kutlayamıyoruz. Zira Dünyamızı tehdit eden küresel ısınma ve iklim felaketleri acımasızca kirlettiğimiz, rant uğruna katledilen ülkemiz ve kentimizi de yakından ilgilendiriyor. Geleceğimiz çok büyük bir tehdit altında!
HES’ler, yeşil yol projesi, otoyol projeleri, havaalanı, termik santraller, nükleer santraller, sanayiye açılan tarım toprakları tam bir doğa katliamına neden olurken, iktidar partisinin çıkardığı yasalar ile bu katliamlarda kılıfına uyduruluyor.
 Bilim adamlarının araştırmalarına göre, kentimizdeki hava kirlilik düzeyi Dünya Sağlık Örgütü’nün  (WHO) normal kabul ettiği değerlerin çok üzerinde. Körfez’de canlı yaşamının devamı için yeterli oksijen kalmamıştır ve suda bulunan ağır metaller normalden kat be kat fazla. Kanser hızla artıyor! Tüm bunlara hiçbir önlem alınmadığı gibi kentin oksijen depoları olan ormanlar gözümüzün önünde tahrip ediliyor, yok ediliyor.
Kentimizdeki Sanayi tesislerinin nitelikli olarak denetlenmediğini, sadece prosedür icabı denetlendiğini tahmin etmek zor değil. Zira başta solunum hastalıkları olmak üzere kronik hastalıkların ve kanserin arttığını, körfezdeki canlı yaşamın gün geçtikçe azaldığını görmekteyiz. Sadece İzmit Körfezi civarında bulunan tesisler bile tarafsız kurumlarca denetlense, sonuçlarının ne kadar vahim olduğunu hepimiz göreceğiz!
Yeşil alanların yok edilmesiyle birlikte betonlaşma had safhaya ulaşmış olmasına rağmen, uyarılarımıza her zamanki gibi hiç aldırış etmeyen kent yöneticileri halkı felaketlerle baş başa bırakmıştır. En son sel felaketi ile bunu çok acı bir şekilde yaşadık. Bundan sonraki facianın dere yataklarına yapılan konutların başına gelmesinden endişe ediyoruz ve yeşil alanların betonlaşmasından daha ağır sonuçları olacağını düşünüyoruz. Kentimizin dört bir yanına kurulmasına izin verilerek bir tehdit çemberine dönen sanayi tesislerine, çöp yakma fabrikası ile bir yenisi daha eklenecektir.
Halk sağlığı hiçe sayıldığı gibi, çevre de hiçe sayılarak kent öldürülmeye devam edilmektedir.
Ayrıca yeni çıkartılan orman yasası ormanların tamamını ranta açmakla kalmamış, üç yanı denizlerle çevrili olan ülkemizin kıyılarının tamamı orman alanı olmaktan çıkarılarak resmen birilerine peş keş çekilmenin ön hazırlığı yapılmıştır. Yani var olan hukuksuz işgaller yasallaştırılmış, ülkenin ormanlık alanlarının tamamı yağmaya açılmıştır. Bu yasalar ormanların ve yaşam alanlarının, su havzalarının, kıyılarımızdaki cennetin ölüm emridir.
Çanakkale ve Artvin ormanları, kömür santralleri ile maden şirketlerine tahsis edilmiş durumdadır. Buralarda milyonlarca ağaç katledileceği gibi tüm çevreye verilecek zarar; ölçülemeyecek derecededir.
Ülkenin dört bir yanında mermer ocakları, taş ocakları sanki bir ölüm makinası gibi değdiği her şeyi yok etmektedir.  
Kızılırmak, Yeşilırmak, Ergene, Sakarya ve Menderes nehirleri biz bittik diyor. Özellikle Ergene’de canlı yaşamaz hale geldiği gibi çevresinde yapılan tarımdan elde edilen ürünlerin insan sağlığını tehdit ettiği ise bilinen gerçektir.
Hiçbir ahlaki ve uluslararası norma uymadan, Halk yok sayılarak ÇED toplantılarına alınmayarak, yasaları değiştirip kılıfına uydurarak, ormanları yerli ve yabancı şirketlere peşkeş çekerek ve bunları milli bir dava olarak göstermeye çalışmak, makyajlamak, denetleme mekanizmasını siyasallaştırarak bağımsız olmaktan çıkarmak hiçbir gerçeği değiştirmez.
Yağmayı, talanı haklı gösterecek hiçbir yasa olamaz. Yasalar canlı yaşamını, doğayı ve geleceği korumak adına çıkarılır. Katliamlar ve rant için yasa çıkarılamaz, bu yasalar geçerli olamaz.
Ülkenin denizleri, nehirleri, havası, suyu, ağacı, ormanı, toprağı sınırsızca ve sorumsuzca sermayenin istediği şekilde, sadece ve sadece rant yaratmak uğruna katlediliyor.
Direnen ve karşı çıkanlar yok sayılıyor, bu ülkede yaşayan insanlar yok sayılıyor, Cerattepe’de direnen halk, Çanakkale’de direnen halk iktidar tarafından cezalandırılıyor.
Sonuç kuruyan dereler, maden şirketlerinin emrine verilen sular, kesilen milyonlarca ağaç, sel baskınları ve kuraklık ardından gelecek açlık ve ölümler bekliyor ülkemizi…
Denizde balık, havada kuş, toprakta karınca ve yeryüzünde insan kalmayınca mı anlayacaksınız; doğa olmazsa, ağaç olmazsa, oksijen olmazsa yaşam olmayacağını?
Ey ülkemizi ve kentimizi yönetenler; sizin rant yaratma sevdanız uğruna, yaşanan toplu balık ölümleri gibi ölmesi mi gerekiyor insanların? Yaptıklarınızın sürdürülebilirliği yok, toprağın altında ki altını ve madeni çıkartmak için üstünde ki yaşamı yok etmek akıl karı değildir… Ülkeyi öldürüyorsunuz, kenti öldürüyorsunuz, canlıları ve insanları öldürüyorsunuz. Bu cinayetlerden vaz geçin. Bu cinayetleri durdurun!
CHP İl Çevre ve Sağlık Komisyonu olarak tekrar uyarıyoruz! Bu yapılanlar ülkeye ihanettir, bu yasalar ve bu yağma düzeni sadece ölüm getirir. Bereketli topraklarımızı, yaşam alanlarımızı, derelerimizi, denizlerimizi yok etmekten vaz geçin! Eğer ülkeyi adaletli yönetirseniz, kirletmeden, yok etmeden hava da, su da, toprak da herkese; tüm canlılara yeter.
Kamuoyuna saygılarımızla…
CHP İl Çevre ve Sağlık Komisyonu Adına;
Diş Hekimi Müzeyyen Topçu TAN
zaman: Salı, Haziran 05, 2018
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta PaylaşPinterest'te Paylaş

Felaket geliyorum diyor, yetkililer umursamıyor

http://www.kocaelicumhuriyet.com/felaket-geliyorum-diyor-yetkililer-umursamiyor/



Felaket Geliyorum Diyor, Yetkililer Umursamıyor!


Gönderen: Bülent Karagöz  0 yorum AKP, Bülent Karagöz, CHP, Kocaeli Cumhuriyet, Müzeyyen Topçu Tan
CHP KOCAELİ İL ÇEVRE VE SAĞLIK KOMİSYONU, yaptığı son çalışmada kentte boşaltılan askeri alanların  betonlaşmaya açılması ile yaşanacak felaketlere dikkat çekerek, halkı bilgilendirmeye  kenti  yönetenleri ise uyarmaya çalışıyor…
Siyasetin seçimlere odaklandığı ve dikkatlerin dağıldığı bugünlerde Komisyon Başkanı Müzeyyen Topçu Tan asli görevi olan komisyon çalışmalarına ara vermedi. 
Seçimler yaklaşıyor ama bir yandan da doğa yok edilmeye devam ediyor. İktidar hiç ara vermeden gider ayak sanki ne kadar zarar verirsek o kadar iyidir diyerek, tüm bilimsel raporlara rağmen bildiğini okumaya devam eden rantın esiri olmuş yöneticiler elbet bir gün toplum vicdanına hesap vereceklerdir….
Felaket geliyorum diyor, yetkililer umursamıyor!
CHP Kocaeli Çevre ve Sağlık Komisyonu olarak; yıllardır, ağaç ve orman katliamlarının sonuçları konusunda yetkilileri ve yurttaşlarımızı uyarıyoruz ancak son zamanlarda yurdumuzun çeşitli illerinden art arda gelen sel baskını haberleri ile doğaya verilen tahribatın ve ranta dayalı bilinçsizce yapılaşmanın sonuçlarının neler olabileceğine de dikkat çekmemiz gerektiğini düşündük.
İzmit’te Doğu Kışla ve Cephanelik adıyla bilinen iki alanda yaptığımız incelemelerde, zamanında askerler tarafından ağaçlandırılan, bugün şehir içinde nefes alınacak yegane bölgeler olması nedeniyle koruma altına alınması gerekirken, adeta vahşice yok edilmeye başlandığını gördük.
Kentimiz etrafındaki ormanlar hunharca tahrip edilirken, bu da yetmezmiş gibi kentin içinde numunelik olarak kalan bir avuç yeşil alanın da, betona ve ranta açılmış olmasından, bu kentte yaşayan yurttaşlar olarak rahatsızlık duyduk!
Bir zamanlar yemyeşil olan Doğu Kışla’ da göstermelik birkaç ağaç ve biraz park alanı bırakılmış ardından kapalı pazaryeri yapılarak alanın bir kısmı daha yok edilmiş. Geriye kalan yeşil alanın ise ne olacağı meçhuldür!
Doğu Kışla’ da 90 dönüm, Gebze Askeri Kışlasında 670 dönüm, Köseköy’de 1280 dönüm, Seymen Askeri Kışlasında 1280 dönüm, Cephanelik askeri alanı 900 dönüm kısmen yok edilmiş ve yok edilmeye devam ediliyor…
CHP İl Çevre ve Sağlık Komisyonu olarak kentimizi yönetenleri yıllardır uyarıyoruz!
Yok edilen yeşil alanlar, yok edilen ağaçlar, yok edilen doğal yaşam bize bol karbon, bol kirlilik, bol kanser ve afetler olarak geri dönüyor, dönecektir…
Dolayısı ile kentimiz için son günlerde ülkede yaşanan sel baskınlarının belki de daha ağırının yaşanması an meselesidir. Örnek vermek gerekirse, son günlerde yağan yağmur İzmit’te 90 mm’yi aşsaydı, Bölge Hastanesi, stadyum, gözlemevi ile betonlaştırılmaya açılan Cephanelik bölgesinde akan derenin yeraltına alınması ile gidecek yer bulamayacak olan yağmur suları, sele dönüşecek çok canlar yakacaktı!
Felaket geliyorum diyor, yetkililer umursamıyor!
Ağaçlar ve bitki örtüsünün yağan yağmurun bir bölümünü dalları ve yaprakları ile tutmasının yanı sıra; dibindeki toprağında kendi ağırlığının 400 katı kadar suyu tutma özelliği vardır. Dolayısı ile ağaçlar/ ormanlar yok edildiğinde, düşen yağışların yapraklar ve toprak tarafından tutulması ortadan kalktığı, üstü betonla örtülen toprak, yağışı bünyesine alamadığı için sel oluşumu önlenemez oluyor. Doğa bu şekilde yok edilmeye devam edilirse, artan kanser ve hastalıkların yanı sıra, çok ağır sel baskınları ile de karşı karşıya kalacağız…
Bunun sonucunu öğrenmek için ağır bedeller ödemek gerekmiyor!
Yok ettiğiniz doğa, felaketlerle intikamını alır! Bu dünyanın her yerinde böyle olmuştur…
Kentimizde, bir yandan yol bahanesi ile gereğinden fazla orman alanı yok edilmekte, bir yandan kentin nefes aldığı alanlar ranta açılmakta, bir yandan çöp fabrikası gibi projelerle yok edilecek on binlerce ağaç, bir yandan da baraj yapımları ile yok edilen doğal hayat…
Kısacası, Kocaeli her yandan ağır bir saldırı altında!
CHP Kocaeli Çevre ve Sağlık Komisyonu olarak, Kentimizi yönetenleri bu yanlıştan dönmeleri için bir kez daha uyarıyoruz!
“Yarın çok geç olacak, iklim değişiyor ve kuraklıkla beraber ani yağmurlarla sel baskınları geliyor.
Bir an önce aklınızı başınıza alın, bu bölgelerde yapılaşmayı durdurun” diyoruz ve soruyoruz:
“Son kalan yeşil alanları betonlaştırdığınızda, artık geri dönüşü olmayacak, hiçbir parayla geri getiremeyeceğiniz hayatlar kaybedildiğinde, vicdanınız sızlamayacak mı?
Şimdi yok ettiğiniz ormanlarda ölen kurtların, kuşların, tavşanların, böceklerin, otların, ağaçların kısaca ekosistemin bedelini kim ödeyecek? Torunlarınız sizden nasıl bahsedecekler, gururla mı, esef mi?
Kamuoyuna saygılarımızla…
CHP Kocaeli Çevre ve Sağlık Komisyonu Adına,
Diş Hekimi Müzeyyen Topçu TAN
zaman: Cumartesi, Mayıs 26, 2018
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta PaylaşPinterest'te Paylaş

Tan:Eski kışlalar betonla yok ediliyor

http://www.astakoshaber.com/haber/guncel/tan-eski-kislalar-betonla-yok-ediliyor/12659.html


Tan: Eski kışlalar betonla yok ediliyor

Tan: Eski kışlalar betonla yok ediliyor
  • Facebook
  • Twitter
  • Google
  • Yazdır
İlimizde eskiden askerlerin kullandığı alanların şimdilerde betonlaştığını belirten CHP İl Çevre ve Sağlık Komisyonu Başkanı Müzeyyen Topçu Tan, “Bu alanların koruma altına alınması gerekirken, adeta vahşice yok edilmeye başlandığını gördük” dedi
 26 Mayıs 2018 Cumartesi 16:51 Güncel
CHP İl Çevre ve Sağlık Komisyonu Başkanı Müzeyyen Topçu Tan askerlerin şimdilerde kullanmadığı eski kışlalarda yeşil alan katliamı yapıldığını belirtti. Yetkilileri duyarlı olmaya çağıran Tan şunları söyledi: ‘’CHP İl Çevre ve Sağlık Komisyonu olarak; yıllardır, ağaç ve orman katliamlarının sonuçları konusunda yetkilileri ve yurttaşlarımızı uyarıyoruz ancak son zamanlarda yurdumuzun çeşitli illerinden art arda gelen sel baskını haberleri ile doğaya verilen tahribatın ve ranta dayalı bilinçsizce yapılaşmanın sonuçlarının neler olabileceğine de dikkat çekmemiz gerektiğini düşündük.
VAHŞECE YOK EDİLİYOR
İzmit’te Doğu Kışla ve Cephanelik adıyla bilinen iki alanda yaptığımız incelemelerde, zamanında askerler tarafından ağaçlandırılan, bugün şehir içinde nefes alınacak yegane bölgeler olması nedeniyle koruma altına alınması gerekirken, adeta vahşice yok edilmeye başlandığını gördük.
RAHATSIZLIK DUYDUK
Kentimiz etrafındaki ormanlar hunharca tahrip edilirken, bu da yetmezmiş gibi kentin içinde numunelik olarak kalan bir avuç yeşil alanın da, betona ve ranta açılmış olmasından, bu kentte yaşayan yurttaşlar olarak rahatsızlık duyduk! Bir zamanlar yemyeşil olan Doğu Kışla’da göstermelik birkaç ağaç ve biraz park alanı bırakılmış ardından kapalı pazaryeri yapılarak alanın bir kısmı daha yok edilmiş. Geriye kalan yeşil alanın ise ne olacağı meçhuldür!
YÖNETİCİLERİ UYARIYORUZ
Doğu Kışla’ da 90 dönüm, Gebze Askeri Kışlası'nda 670 dönüm, Köseköy’de 1280 dönüm, Seymen Askeri Kışlası’nda bin 280 dönüm, Cephanelik askeri alanı 900 dönüm kısmen yok edilmiş ve yok edilmeye devam ediliyor. CHP İl Çevre ve Sağlık Komisyonu olarak kentimizi yönetenleri yıllardır uyarıyoruz! Yok edilen yeşil alanlar, yok edilen ağaçlar, yok edilen doğal yaşam bize bol karbon, bol kirlilik, bol kanser ve afetler olarak geri dönüyor, dönecektir.
ÇOK CAN YANACAKTI
Dolayısı ile kentimiz için son günlerde ülkede yaşanan sel baskınlarının belki de daha ağırının yaşanması an meselesidir. Örnek vermek gerekirse, son günlerde yağan yağmur İzmit’te 90 mm’yi aşsaydı, Bölge Hastanesi, stadyum, gözlemevi ile betonlaştırılmaya açılan Cephanelik bölgesinde akan derenin yeraltına alınması ile gidecek yer bulamayacak olan yağmur suları, sele dönüşecek çok canlar yakacaktı!
AĞIR SEL BASKINLARI
Ağaçlar ve bitki örtüsünün yağan yağmurun bir bölümünü dalları ve yaprakları ile tutmasının yanı sıra; dibindeki toprağında kendi ağırlığının 400 katı kadar suyu tutma özelliği vardır. Dolayısı ile ağaçlar/ ormanlar yok edildiğinde, düşen yağışların yapraklar ve toprak tarafından tutulması ortadan kalktığı, üstü betonla örtülen toprak, yağışı bünyesine alamadığı için sel oluşumu önlenemez oluyor. Doğa bu şekilde yok edilmeye devam edilirse, artan kanser ve hastalıkların yanı sıra, çok ağır sel baskınları ile de karşı karşıya kalacağız.
YOK EDİLEN DOĞAL HAYAT
Yok ettiğiniz doğa, felaketlerle intikamını alır! Bu dünyanın her yerinde böyle olmuştur. Kentimizde, bir yandan yol bahanesi ile gereğinden fazla orman alanı yok edilmekte, bir yandan kentin nefes aldığı alanlar ranta açılmakta, bir yandan çöp fabrikası gibi projelerle yok edilecek on binlerce ağaç, bir yandan da baraj yapımları ile yok edilen doğal hayat.
HER YANDAN SALDIRI
CHP Kocaeli Çevre ve Sağlık Komisyonu olarak, kentimizi yönetenleri bu yanlıştan dönmeleri için bir kez daha uyarıyoruz! Yarın çok geç olacak, iklim değişiyor ve kuraklıkla beraber ani yağmurlarla sel baskınları geliyor. Bir an önce aklınızı başınıza alın, bu bölgelerde yapılaşmayı durdurun diyoruz ve soruyoruz:
VİCDANINIZ SIZLAMAYACAK MI?
Son kalan yeşil alanları betonlaştırdığınızda, artık geri dönüşü olmayacak, hiçbir parayla geri getiremeyeceğiniz hayatlar kaybedildiğinde, vicdanınız sızlamayacak mı? Şimdi yok ettiğiniz ormanlarda ölen kurtların, kuşların, tavşanların, böceklerin, otların, ağaçların kısaca ekosistemin bedelini kim ödeyecek? Torunlarınız sizden nasıl bahsedecekler, gururla mı, esef mi?”
zaman: Cumartesi, Mayıs 26, 2018
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta PaylaşPinterest'te Paylaş
Önceki Kayıtlar Ana Sayfa
Kaydol: Kayıtlar (Atom)
Filigran teması. Blogger tarafından desteklenmektedir.